Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 29 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 22 Kasym 2024, 02:27
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19238
BU GÜNLERIMI DE GÖRECEKTIK ?
ISID ile mücadele konusuna kilitlendik, çevremizde olup biten gelismeleri görmezden geliyoruz. Özellikle “Baris süreci” ile baslayan silah birakma konusunda PKK ile masaya oturmamizin üzerinden neredeyse iki yil geçti, PKK’nin silah birakmadigini gördük. Aksine, terör örgütü daha da güçlendi, silahlandi, simardi ve bu güne kadar elde edemediklerine kisa sürede kavustu.
Dogu ve Güneydogu’ya dikkatlice bakin. Terör örgütü, yakiyor, yikiyor, yasa disi gösterilerde bulunuyor, Atatürk heykellerinin üzerine benzin döküp yakiyor, Türk bayragi ve Atatürk posterlerini kaldiriyor, yerlerine terörist basi Öcalan ve sözde Bagimsiz Kürt Devleti’nin bayragini asiyor. Yol kesiyor, kimlik kontrolü yapiyor, güvenlik güçlerine ates açiyor, tas ve sopalarla, Molotof kokteyllerle saldiriyor. Okullari yakip yikiyor.
Dünyanin hiç bir ülkesinde yasanmamasi gerekenleri ne acidir ki yasiyoruz.
Kaldi ki, hiç bir ülkede bir terör örgütü ve onun destekçilerine meydan bu kadar bos birakilmaz, buna izin verilmez. Devletin birligi, bütünlügü,toplumun huzuru ön planda tutulur. Devlet otoritesini sarsabilecek adimlarin atilmasi kesin olarak önlenir. Ama, biz de görülüyor ki tam tersini yasiyoruz.
Bizi hayretlere düsüren, “Bu günleri de mi görecektik?” dedirten görüntülerle karsi karsiyayiz. PKK’lilar, yandaslari korkusuzca resmigeçit yapiyor, ellerinde Öcalan ve sözde Bagimsiz Kürdistan bayraklarini tasiyor, polis ve asker bunlari sadece seyrediyor. Çünkü onlara emir verilmis “Bir sey yapmayin, süreç yara almasin” denilmis. Özetle, açilim ile güvenlik güçlerinin ellerini, kollarini bagladilar.
Suriye’de ISID ile çatisarak hayatini kaybeden PKK’lilarin cenazeleri Türkiye’ye getiriliyor, burada da yapilan gövde gösterisi ve törenlerle topraga veriliyor. Biz ise sadece seyirci tribünlerindeyiz.
Suriye siniri kayniyor. ISID ile savasmak için sinirdan geçip, Suriye’ye gitmek isteyen PKK ve yandaslari güvenlik güçleri ile çatisiyor. Terör örgütünün siyasi uzantilari sinirda gövde gösterisi yapiyor, devleti tehdit ediyor. Kandil ve uzantilari “Baris süreci bitmistir” diyor. Yeni istekler siralaniyor.
Bu satirlar yazilirken, Genelkurmay Baskanligi tarafindan bir açiklama geldi. Açiklamada Yüksekova’da Cemal Sala, Tatvan’da Ahmet Albayrak, Cizre’de Menderes, Sirnak’ta M.Emin Acar ve Istiklal Ilkögretim Okullari’nin Molotof, havai fisek ve el yapimi bombalarla atese verildigi haberleri geliyordu.
Demek ki bugünleri de görecek ve yasayacakmisiz.
Simdi bizi daha da endiselendiren konunun baska bir boyutuna bakalim:
ISID’in hedefinde simdi Kürtler var. Kobani’de ki çatismalarda ISID ile Kürtler birbirini bogazliyor. Türkiye’deki PKK ve yandaslari ile Kürtler de ISID’a destek verdigi iddialari ile Türk Hükümeti’ni suçluyor. Bu nedenle de baris sürecinin bittigi ifade ediliyor.
ISID’in Türkiye’de uyuyan hücrelerinin bulunduguna daha önce deginmistik. Dogu ve Güneydogu’da yogunlukta olan bu hücrelerin, uyanmasi ile yeni suikast ve bombalama olaylarinin baslayabilecegine de dikkat çekiliyor.
Çünkü daha önce ISID karsiti koalisyon içinde yer almayacagini açiklayan, daha sonra (U) dönüsü yapan ve ISID’i bir terör örgütü kabul ettiklerini söyleyen Erdogan’in bu açiklamalari üzerine ISID’in da misilleme yapabilecegi gözden uzak tutulmasin.
ISID, bulundugu bölgede Kürtlere karsi misilleme yaparak ortaligi karistirip, süreci tam olarak ortadan kaldiracak eylemlere baslayabilir. Zaten böyle bir hazirligin olabilecegine de dikkat çekiliyor.
PKK-ISID çatismasi olabilir mi? Olabilir. Rusen Çakir, bu konuyu Vatan Gazetesi’ndeki kösesine tasimis. Bu bölümde bakiniz neler diyor:
“ISID sirtini çogunlukla Sünni Araplara dayadigi için ilk basta mezhebi yönü güçlü bir hareket olarak görülmüstü. Fakat son dönemde esas olarak Kürtlere saldiriyor. Bunlardan sonuncusu Kobani’de günlerce süren kusatma. (IS)ID’in içinde Türkiye kökenli çok kisi var ki bunlarin hatiri sayilir bir bölümü Kürt. Onlara karsi Kobani’yi savunan YPG saflarinda da çok sayida Türkiye’den giden Kürt gencinin bulundugunu, memleketlerinde kaldirilan cenazelerinden anliyoruz. Kobani’de her geçen gün daha da keskinlesen ve Kürdistan’in diger bölgelerine de tasmasi mümkün olan bu savas pekâlâ, ayni siddette olmasa da Türkiye’ye de sirayet edebilir.
Daha simdiden Istanbul, Adana gibi metropollerin varoslarinda PKK yanlisi milislerin (IS)ID ile iliskili olduklarini düsündükleri kisilere karsi seferber olduklarini duyuyoruz. Kobani’deki savasin tirmanmasina paralel olarak (IS)ID ve PKK yanlilari arasinda zaten var olan gerilimin, 1990 baslarindaki PKK-Hizbullah çatismasini andirir bir sekilde metropollerde ve Kürt illerinde kapsamli bir çatismaya dönüsme ihtimalini de akilda tutmak gerekiyor.”
Özetle, bölgemizdeki sorunlar yumagi büyürken, terör örgütü PKK’nin yükselisini, gelecekte bölgede önemli rol oynayabilecek konuma gelebilecegini ve mesruiyet kazanma alaninda da hamle yapacagini unutmayalim. Çünkü bugün ISID’a karsi yapilan mücadelede Kürtlerin korunmasi, bölgede silahlanmasi ve güçlenmesi konusu yatiyor.
TÜRKIYE'YE BIÇILEN ROL
ISID’a karsi Amerikan’in önderliginde olusturulan “Çekirdek koalisyon” içinde Türkiye önce aktif görev almamisti. Ya da böyle bir algi operasyonu yayildi. Daha sonra Cumhurbaskani’nin New York ziyareti ve ikili görüsmeler sonunda Türkiye politikalarinda (U) dönüsü yapti. Erdogan yaptigi açiklamada “Askeri dahil, her türlü destege haziriz” dedi. Bizi takip eden okurlarimiz animsayacaklardir. ISID’a karsi operasyonlarin baslamasindan önce yazdigimiz bir yazida “Türkiye’yi kara operasyonuna sürükleyeceklerdir” demistik. Suriye ve Irak’da ki ISID hedeflerinin havadan vurulmasindan sonra kara harekâtinin sart oldugu açiklanmisti.
Hatta Türkiye’ye gelen Amerikali yetkililer “Türkiye ile anlastik. Üzerine düseni yapacaktir” demislerdi.
Karadan süpürme operasyonlarini Pesmerge ve Irak güçlerinde yapilacagi söylenmisti. Bu güçlerin birakin süpürme operasyonunu, su anda kendilerini koruyacak güçleri bulunmuyor. Amerika ve Bati bunu bilmiyor mu? Bölgede, bu isi en iyi sekilde yapacak olan tek ülke Türkiye’dir. Bu nedenle de Türkiye’ye bastirdilar ve biçilen rolü üstlenmemizi dikte ettirdiler.
Bizimkiler, ISID’in elindeki rehineleri bahane ederek açiklama yapmaktan kaçindilar ama Türkiye’ye biçilen görev eninde sonunda yerine getirilecegini de biliyorlardi.
Cumhurbaskani Erdogan’in New York’taki temaslari sonunda her sey netlige kavustu. Erdogan’in, dönüste yaptigi açiklamalarda “Elimiz kolumuz bagli duramayiz. ISID tehlikesi sinirimiza dayanirsa kara operasyonu yapariz. Askerimiz bu günler için vardir” diyerek Türkiye’ye biçilen görevi sinirli da olsa dile getirmistir.
Cumhurbaskani Erdogan “Hudutlarimizi korumak durumundayiz” diyor. Dogru da söylüyor. Hudutlarimiz 3 yildan bu yana delik-desik olmus, bu gün mü korumak aklimiza geliyor? PYD ve ISID kursunlari hududu asiyor, topraklarimiza düsüyor, masum insanlar ölüyor, okullar tatil ediliyor, evler bosaltiliyor. Yillardir film seyreder gibi bunlari izlemiyor muyuz?
Peki, ne oldu da birden bire böyle bir degisiklige gidiliyor? Sinirlarimizin güvenliginden söz ediliyor. Zaten sinirlarimizda güvenlik mi kaldi? Tel örgüleri bile yerle bir ederek Suriye’ye geçenler mi, Suriye sinirindan ülkemize elini kolunu sallayarak gelenler mi, sinir boylarimizdaki çatismalarda topraklarimiza düsen bombalar mi, kursunlar mi bu güne kadar tehlikeli olmadi? Insanlarimiz bile hayatini kaybetti. Daha ne olmasi bekleniyordu?
Bugün sayilari 3 milyonu bulan siginmacilar nereden geldi? Kaldi ki bunlarin yarisinin kayidi bile bulunmuyor. Türkiye’nin hemen her tarafina yayilan bu siginmacilar yüzünden huzurun ve baris ortaminin büyük ölçüde yara aldigini defalarca söylemeye gerek var mi?
ISID, kapi komsumuz olmadi mi? PKK’nin Suriye kolu PYD’nin bayraklari sinir boylarimizda görülmüyor mu? Her türlü kaçakçiligin, teröristlerin geçis noktasi olarak Hatay ve diger Suriye sinir bölgelerimiz gösterilmiyor mu? Türkiye aleyhinde ki iddialarin ucunu göremiyoruz.
Bizi bir gün, Ortadogu’da ki bu batakliga sokacaklarindan hep endise ettik. Yapilanlarin yanlisligini vurgulamaya çalistik. Suriye konusundaki yanlis politikalarin faturasini günün birinde ödemek durumunda kalacagimizi da biliyorduk. Bu gün, ne yaziktir ki bu noktaya gelmis bulunuyoruz. Türkiye, öyle görünüyor ki ön cephede bulunacak. Amerika ve Bati tarafindan Türkiye’ye biçilen rol budur.
Halen, “Esad rejimine geregi yapilacaktir” deniliyor.
Ortadogu’da haritalar degistikten, Türkiye’ye biçilen rol yerine getirildikten, ülke bölünme noktasina tasindiktan sonra Suriye’deki rejim degisse ne olur, degismese ne olur?
Simdi, biz de Cumhurbaskani Erdogan’a sunu animsatalim:
Yillardir PKK ile mücadele dildi, Kandil yuvalari havadan bombalandi. Sonuç alinamadi. Askeri uzmanlar “ Kara harekâti olmadikça sonuç almak mümkün degildir” dediler. Ortadogu uzmanlari da ayni görüsleri dile getirdiler.
Bu gün sinirlarimizdaki tehlikeden söz edenler, sinir güvenliginin saglanmasi için gerekeni yapacaklarini söyleyenler, PKK’lilarin Kandil’den Türkiye’ye sinirdan girdiklerini bilmiyorlar miydi? Eylem yapan teröristler, yeniden sinirdan sizip Kuzey Irak’a geçmiyorlar miydi?
Kuzey Irak’tan Türkiye’ye yapilan kaçakçilik sinirdan yapilmiyor mu? Bu güne kadar bunu önleyebildik mi?
Kandil’e kara harekâtindan kaçanlar, bu gün ISID konusunda bakiniz neler diyor:
“ISID, sadece hava operasyonu ile bitmez. Karanin girmedigi yer kalici olmaz. Sinirimiza tehdit olursa askeri operasyon yapilacaktir. TSK böyle anlarda gereklidir.”
NECDET BULUZ