Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 14 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 21 Kasym 2024, 18:51
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19050
BUGÜN 12 EYLÜL KORKUYORUM ANNE...
Ne zaman yolum Metris’e düsse, önünden geçsem, yüregim daralir
nefesim kesilir gibi olur.
Bin bir acinin her türlü iskencenin yasandigi Metris’e
küser, o tas duvarlara çogu kez istesem de bakamam. Yüksek tas duvarlarin
ardinda hayal meyal gözümde canlanan askerlerin dört bir yandan 12 Eylül
cuntasinin mahpus damlarinda iskence ettigi evlatlarindan bir haber almaya
gelen insanlara kalkmis coplarinin inisini o insanlarin feryatlarini duyacak
gibi olurum.
Seksenli yillarin basinda tek seritli toprak yolda korkudan
birbirini sarilmis; evlatlarini merak eden insanlarin hüzünlü bir o kadarda
dramatik hikâyelerini tekrar yasamak tansa iki yumrugum camda öylece kahrolur
bir an önce oradan uzaklasip kaçmak isterim. Çogu defa da sessizce aglayasim
gelir.
Hala içimden bir ses o duvarlarin bana dönüp konustugunu,
çok seyler fisildamak istedigini animsatir. Sanki yüzyillik bir yalnizligin
bekleyisi ile son defa kucaklasip ayrilmak istercesine gözlerimin içine bakar.
Geçmise dönmekten o acilari tekrar yasamaktan, hasret
kaldigim uykunun en güzel yerinde ansizin uyandirilip iskence odalarina
gitmekten korkuyorum anne.
Elimizde birkaç kitap birkaç kilo portakalla ziyarete
gittigimiz Metris çogu kez bizlerin yasamina içerde yasayanlardan daha fazla
acilar katti.
Henüz Metris türküsü yazilmamisken, Karadeniz kahvesinin
agaç sandalyelerinde uykulu gözlerle ziyaret saatini bekleyen insanlarin yasam
öykülerine ortak olduk. Kimdir? Nereden gelir? Kimi arar? Bir iki sohbetten
sonra siki bir dost olur kaynasirsiniz. Belki de ayni kogusta ayni ranzada ölüm
orucunu paylasmistir sevdiginiz iki onurlu insan. Belki de o anda en son
çaredir dayanismak.
Birbirinize sokulup kucaklasir sanki uzaklardan gelmis çok
eski iki dost gibi acilari paylasir, bölüsürsünüz. Her biri ayri öykülerini
anlatir, hafizalarinizdan yillar sonra bile silmeniz mümkün olmaz.
En büyük korku ise ölüm haberi almaktir.
Kim bilir? Dün gece kaç kisi iskenceden geçirildi falakaya
yatirilip elektrik verildi. Kim bilir, gece yarilarinda kaç kogus basildi,
insanlar yerlerde sürüklendi? Sorgusuz sualsiz.
Seni bir daha göremeden, karanlik hücrelerde senin hayalinle
ölmek ne zor sey anne.
Gece yarilarinda hücremin kapisina her dakika vurulan
tekmelerden korkuyorum.
En çok da bu karanligin ortasinda bir serçenin kanat çirpisini
özledim anne.
Metrisin önünde durmak, hasreti yere vurmakta kolay degil.
Bir manga asker ellerinde coplarla kahvenin kapisinda iki
kisinin bir arada durmasina asla tahammül edemez. Bir anda coplar kalkar
sandalyeler devrilir ortalik toza dumana karisir. Kimse bir anlam veremez
olanlara. Yine de sevecenlikle bakarlar ogullari yasindaki askere niye diye
asla sormazlar
Her ziyaret öncesi bir kâbus çöker ziyaretçilerin üstüne.
Bir söylenti keskin bir biçak gibi ansizin böler zamani. Dün gece olan
isyandan, iskenceye yatirilandan her seyden haberdar olurlar. Kaç kisi ölüm
orucunda can vermis kaç kisi revire kaldirilmis.
Korkuyorum anne. Seni böyle üzgün görmekten, beni bu halde
görmenden korkuyorum.
Tek sira halinde uygun adim yürüyen altmis yetmis yasinda ki
insanlarin arasinda nizamiyeden koguslara tek sira halinde uygun adim yürürken
zamanin nasil bu kadar çabuk geçtigini yasaminiz boyunca asla unutmazsiniz.
Getirdiginiz meyvenin çöpe atilmasini, kitaplarin sayfalarinin yirtilmasini ve
size yapilan hakaretleri hiç mi hiç umursamazsiniz.
Nihayet pasli sürgülerin ardindan çifte kilitli demir
kapilar açilir. Karsinizda duran, bos gözlerle size bakan kisinin yasayip
yasamadigini dahi anlamazsiniz. Askerlerin kollarindan zorla ayakta tuttugu
onuru için ölüm orucunda ki bu insanlara doya doya bakmak istersiniz. Çogu
zamanda arkada ki duvara insan kaniyla gelisigüzel çizilmis bir bayrak resmine
takilir gözleriniz. Ama yüreginiz sizden ayri düsünür, hiçkiriklara bogulur onu
çok sevdiginizi dahi söylemeye firsat kalmadan askerlerin demir çubuklarla
kapilara vurdugunu duyarsaniz. On dakika dolmustur bile siz farkinda olmadan.
Korkuyorum anne bunca zamanlik hasrete on dakika nedir ki,
sana hosça kal bile diyememisken.
Ne zaman Metris’in önünden geçsem iskenceden geçmis, ölüm
oruçlarinda can vermis onlarca insan gözlerimin önünde canlanir. Insanlik
onurunun yok oldugu, iskence yapanlarin kral oldugu dönem belki de çok
gerilerde kaldi. Metris’in önüne çekilen o yüksek duvarlar sanki bir suçluluk
duygusu içinde insanlik adina 12 Eylül fasizminin izlerini bir utanç duvari
misali saklamak için uzayip gider yol boyunca.
Yarin 12 Eylül.
Korkuyorum anne
Gece yarilarinda iskenceye gitmekten, karanlik hücrelerde
isiksiz yasamaktan korkuyorum.
Utaniyorum anne, en çok da bunca iskenceyi yapanlarin insan
olmasindan..