Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle


HEP YOLDA


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 10 Ekim 2012
Geçerli Tarih: 22 Kasym 2024, 01:44
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=12060


HEP YOLDA** Berrin TAS “Mülteci Günesim”*… Nursen Ural Nursen bana kitabini imzalayinca pek sevindim.2011’de Siir Istanbul festivalinde karsilasmistik. O günden bugüne yaklasik bir yil geçmis. Akip giden zamani tutamiyorum avuçlarimda Nursen’in ikinci kitabini görünce neden sevindim önce onu anlatayim. Nursen Ural uzun süre Insancil Atölyesi’ne geldi. Felsefe ve siir atölyelerine katildi. Ilk kitabi “Direnen Sesim” de Insancil Yayinlari’ndan çikti. Sonra kendi kosullarini düzenleyemedigi için gelemedi. Bu süreçte siiri sürdürmemis olabilirdi. Kitabini görünce bu nedenle sevindim. Insancil Atölyesi’ne gelemese de siiri birakmamisti. Bu sevinmede kendime de küçük bir pay ayirdim. Eluard “Siir bulasicidir” der. Siir bulastirmanin sevincini de duyumsadim. Nursen Ural’in ikinci kitabi” Mülteci Günesim” adi tasiyor. Ilk kitabiyla ikinci kitabi arasinda hemen dikkatimi çeken bir ayrim var. Söyleyis biçimini gelistirmis Nursen Ural. Dili açilmis. Söylemek istediklerini dile getirirken kivraklik kazanmis. “Dogumun öteki yüzü ölüm/aydinligin, karanlik /çigliklarimla ölüme mayali geldim/geceyi bileyen gözlerimle çözdüm/karanligin ötesinde bekleyen dügmelerini safagin” dizeyle ölüm-yasam, aydinlik-karanlik diyalektigini kavramis bir sair kadini görürüz. Gecenin ötesinde aydinligin bekledigini bilmenin cesaretiyle yazmis siirini. Nursen Ural sanki kendisiyle konusuyor siiriyle.”Haydi ayaga halk –ömür dedigin nedir ki/bir çiglikla, göz kapanis…//nice firtinalari kelebek konmusçasina sirtlandin/aciyla çarpan yaran kabuk bagladi/otuz yil/suskun çigliklarina gömdün /direnen sesini sal/kökünü yutkunmayla besledigin agaç meyvelensin. “Aynadaki Kadin” Suskun çigliklarinin görünür olmasini istemektedir. Içinde büyüttügü direnmenin sesi meyve vermek zorundadir. Aynada kendine bakan kadin yasamanin zamanla sinirli oldugunu duyumsar. Bu duyumsama “suskun çigliklarin” dislastirilmasinda geç kalmamak istedigini de anlatir okuyana.”Yalnizligimin derin soluklu bakisi/haydi söyleselim/ömür dedigin nedir ki /bir çiglikla göz kapanis.” Bu siirinde de ölüm-yasam diyalektigini belirgin bir biçimde dile gelir. “Ömür dedigin nedir ki” derken kendisi için yamamayi ertelemek istemeyen bir sair kadinin sesini duyariz. Kendisiyle hesaplasan sair kadin zamanini artik baskalari için harcamak istememektedir. Nursen ural “ 12 Eylül Sabahi “siiriyle de direnmeyi güzeller. “ O sabah / dipçik ucuyla uyandigimda /daha olgunlasmamisti/yarinlara emzirdigim memelerim//hiçkirarak agliyordu/tarihi narin kokulu gövdemde/kadinligimin simgesi çagla gelecek/O sabah /düslerimin derisine gizledim/direnç güllerini ve günesimizi” Hem aglamak, hem direnmeyi derisine gizlemek derken sairin kisisel tarihiyle yasadigi ülkenin –Türkiye’in-tarihinin iç içe geçtigi görülür.12 Eylül’ün tirpanladigi yasamlar animsanir. Direnç güllerinin derisine gizlemesi yasanilan sürecin yarattigi acidan kaynaklanir.Aci ve dehset direnci büyütebilir.aglayan gelecek direnci diri tutmak amaciyla gizlenir derisine.Nursen Ural’in siirinde yasanan acilara karsin yarina inanmak görülebilir.Bu inanç siirini canli tutuyor. “Düsün ki /ne eski ne yeni firtinalar /degistirebilir yerimi/bir kürek topraktan baska/”yüzüm günese dönük ölecegim” bilesin” diyor sair. Bir insanin durusunu degistirmeyen eski ve yeni firtinalar neyi anlatiyor diye sordum kendime. Bir sair kadinin durusu neden degismez. Firtinalarin bile degistiremedigi yer, yasama baglilik kadar ölüme de hazir olmayi anlatiyor. Ölüm ve yasamin birbirine dokundugu ince çizgide soluk aliyor sair. Ölürken bile dik durmaktan söz ediyor. “Yüzüm günese dönük ölecegim, bilesin” derken de boyun egmeyecegini dillendiriyor. Firtinalarin bile degistiremedigi sairin oturmus kisiligidir. Ayniyim ben diyor sair. Üzülsem de direncim degismez. Üzülsem de aci çeksem de dik durmakta kararliyim. En fazla ölürüm. Bir degisiklik yaratacaksa ölüm yaratir. Ölüm bile durusunu degistirmez. Ne yaptigini bilen bir insanim ben diyor. Nursen Ural ölüm-yasam diyalektigin besledigi diren umudu koruyor. Nursen Ural’in siirlerinde çarpici imgelerle yasama özlemi dile geliyor.”özlem taraginda dolanan ipekçi saçlarim” ya da “ batakliktan çikmaya hazirlanan adimlarim” derken de bu özlem konusuyor. Özlem öfkeyle karisarak mücadele etmekte kararli olusunu duyuruyor. “Bu aksam/korkunç öfkemin atesli firtinasinda/yüklendigim daglar yikilabilir/ödü kopabilir gökyüzün/isaret parmagimi hazirda bekletiyorum dostlar/gögün damagini çekmek için.” Nursen Ural, isaret parmagini gögün damagini çekmek için bekletirken de insanca yasama özleminin izini sürer. Bu özlem her an kavgaya hazir olmayi zorunlu kilar. Bekleyen parmak hakkini arayan insanin kavgaya hazir olusunun imgesini verir bize. “güller ülkesini arayan gözlerimi/kilitlediler demir kafese” derken de “gelme bana sabir gelme/evde yokum/metanetle bekledigim/yilmaz umudumun basinda nöbet tutuyorum” derken de sabirla özlemin direnmeyi çagirdigini görürüz. Sabirla özlem direnmeyi besler. Güller ülkesini ararken kendini sinirlanmis, tutuklanmis duyumsasa da dizelerini mücadeleye çagirarak baglar. “ bir kez de /dünya halklarinin kurtulusu için mücadele verelim.” Nursen Ural’in siirinde Kuveyt’in, Irak’in, Bosna’in öksüzleri, Bolivya’da insan onurunun direnisi, sagir liberaller, Filistin’in çikolata tenli çocuklari, anamalci sermayenin payi için siperde yatan ogullar, Çernobil, Filistin, Vietnam, Bosna, Hersek, Afganistan, Lübnan, Hirosima, dile gelir. Yasadigi topluma sirtini dönmeyen Nursen Ural, siirinin sorunsali insanca bir yasam ve esenlikli bir dünya özlemidir. Siiri bu özlemden beslenir. Insanin sömürülmeden, insanligindan yitirmeden yasayabildigi bir dünya özlemidir bu. Nursen Ural siiriyle mücadele etmeyi seçmis bir kadindir. Siiri seçmek aciyi ve yalnizligi seçmektir. Nursen’in, seçimlerinin sonuçlarina katlanacagini biliyorum. *Nursen Ural, Mülteci Günesim, Kanguru Yayinlari, Basim Mart 2011,Ankara. ** Berrin Tas,Hep Yolda, Insancil,22 Haziran 2012,Istanbul

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle