AL YÜREĞİN SENİN OLSUN!
Yaşamı düşünüyorum
Kendimin kini.
Sonra herkesinkini
Herkes derken;
Düşünmek zorunda olduklarımınkini
Sorumluluğuma tevdi edilenleri
Edilmeyenleri
Fazla ağır bulmuyorum.
Çünkü gerçektende ağır,
Öncesi var, şimdisi var, sonrası var
Sonra ''ben varım''
Ne kadar varım?
Yaşamadan oluyor mu gönül haneme bir kârım?
Olmuyor!
Olmaz zaten.
Alıştık da üstelik!
Kafama da takmıyorum eskisi gibi
Daha güzel yenisi
Bak, bak ağla
Yaşanmamışlara…
Kaçsın elinden, tutama yaşanacakları
Bomboş ellerinle
Semada yıldız say; belki bir kuyruksuz yıldız görürsün!
Kuyruklu istemem.
Saçaklarında aşk asılı kalıyor…
Daha bir nebze tattırmadan iksirinden
Gizemli şarkılarını içmeden,
Hayallerinde yürürken…
Adımlarım karışıyor lakin bazen.
Kendi ayağıma takılıyorum istemeden.
Tutunuyorum herhangi bir yerime son anda,
-tam düşecekken.
Bazen tutunamadığım da oluyor.
Düşüyorum o zaman.
Kalkıyorum yeniden…
Yoluma koyulurken; selamlaşıyorum gelip geçenlerden
Merhaba
Aleykümselâm
Pardon duyamadım
Ve selam, vesellam
Merhaba aşk…
Kuyu başında selamlaşmadan ibaret
Sonra göz sürüş
Yüz süremeden
Ağaçların dalına asılı kalan öpücükler
Düşer başımıza kopmaz, kızılca kıyamet!
Bir günün hatırına; sen çarşafa dolanda gel ey aşk
Sar beni…
Görmesem de olur kendimi…
Sonra bir çukura at beni, ben yol bulmaya çalışırken
Dikenler kanatsın dizimi, düştüğüm yerden!
Parçalar kopuyor işte o an içimden.
Yıkılıyor içime evim de, evrende, evrim de bazen,
Yapıyorum yeniden bir hayal bahçesinde
Bir de hiç üşenmiyorum, taç yapıyorum başıma, papatyalardan
Az gidiyorum uz gidiyorum sonra,
Bakıyorum zaman aynı zaman; seviler çok cimri
Ve katı
Ve vesikalı.
Yine geri gidiyorum kendime o zaman.
Çünkü git-git bitmiyor anlıyor musun zaman?
Vardığın mesafe ayni ve o yerlerde yalnızsın hep!
Başıma taç yaptığın çiçekler elimde kalıyor.
Ve sonra yüreğim,
Ağlıyor ceylanların pınarı.
Bir şarkı tutturuyorum dilime
‘’Söverim gelmişine, geçmişine kim icat ettiyse 14 Şubat’ı ‘’
Bu yazı 1879 defa okunmuştur.