Mevlana der ki: "Konuş ki seni görebileyim."
Gerçekte insanın özü sözünden belli olur; içindekinin yansımasıdır insan sözü. Üslubu,davranışı, oturup kalkışı ile de taçlanır.
Ya da rezil olur da vezir oldu sanır.
25 Haziran 2004’te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iken demiş ki:
“- Genelevleri kapatmak gerekiyor; ben arkamdan kimseye ‘karı sattırıyor’ dedirtmem...” (Cumhuriyet, 3 Temmuz 2009)
Şimdi o bir cumhurbaşkanı yine namusuna düşkün, şimdi ne diyor.
- Biz tek başımıza da kalsak, milli iradeyi, demokrasiyi, sandığı şerefimiz ve namusumuz gibi savunmaya devam edeceğiz.
- Şimdi dediği bu...söylediğine mi inanalım, ettiğine mi?
- Ne yapıyor peki, milli iradeye şöyle diyor, beni başkan "ya-pa-cak-sın"...!
- Milli irade ne diyor ?
- Yap-ma-ya-ca-ğım...
- ...
- O zaman ben de Türkiye'nin bana oy vermeyen diğer yarısının oy vermesine engel olurum. Madem bana oradan oy yok; Türkiye partisi olamıyorum, o halde onlar da olmasa olur! Hem zaten benden olmayan, benim gibi düşünmeyenler yaşasalar ne olur, yaşamasalar ne olur!
- Hem bana çalışmayan yurttaş, beni övmeyen, sevmeyen ölsün...! Biraz arabesk oldu ama durum bu, zaten Beştepe yolunu bilmeyenlerle muhatap da olmayız!
- Söylediği ile yaptığının aynı olmama durumunu, tıp doktorlarına tanımını sormalı... Ama bu yapılanlar milli iradeyi, şerefi, sandığı "namusu" gibi savunmaya devam ettiğini gösteriyor mu?
- Diğer lafı da şu:
- Biz lafın değil, eylemin tarafındayız.
- Aslında öğreniyoruz ki on üç yılımıza mal olsa da "söylediklerine baktığınızda ne yapmadığını" görebilirsiniz.
- Diğer lafı şöyle;
- "Bu katliamların arkasında ırkçılık yatıyor." Allah Allah hangi "katliam" ki bu? !
Çok lafı var, uygulama yok !
Sorun yok bizde de, sorgulayan halk yok! Nasılsa geçinip gidiyoruz...
O şimdi sarayda BEŞTEPE'DE, yoksa siz de yolunu öğrenmediniz mi?
Cumhurumuzun başı o, orada oturuyorsa öğreneceksiniz.
Tıpış tıpış gideceksiniz.
Ekmelettin olaydı Çankaya ya gitmeyecek miydiniz ? Yani...
Milli iradeye namusum diye diye, bu günlere geldik.
Başımıza oturttuk, biz namusa düşkün milletiz o da bize düşkün, hemen kendine ruhsatsız saray yaptı bize layık oldu. Beştepe yolunu bilmeyen gogıl amcaya sorsun anlatıyor haritası bile var. Hem zaten kendine yapmamış ki, bize yapmış, bizle yatıyor bizle kalkıyor, aşkla çalışıyor. Dün ne diyordu? En meşhurunu çok iyi biliyorsunuz, bir kez daha yineleyelim;
“Camiler kışlamız...
Kubbeler miğferimiz..
Müminler askerimiz..
Minareler süngümüz...”
Bu lafları ettiğinde de Erbakan hocasının adını oğluna vermiş ama malesef ihanet etmişti...
- Son sözü ise şu; "Ne diyordu, rahmetli Muharrem Ertaş, “Aşkınan çalışan yorulmaz.” Biz de, aşk ile çalıştığımız, aşk ile hizmet ettiğimiz için dimdik ayaktayız."
- Artık siz anladınız...
- Kaynak;http://www.sozlervereplikler.com/recep-tayyip-erdogan-sozleri/
Bu yazı 1160 defa okunmuştur.