Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Katırlar, Sınır Ötesi ve Göbek Bağı...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 10 Ocak 2012
Geçerli Tarih: 19 Mayıs 2024, 00:51
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=7712


Ben öldüm. Şimdi değil, yeni değil, ben öldüm. Hep acının içinde gül/düm.

 

Sınır ticareti legalleşecekmiş, aman ne güzel. Devletin, milletin, milletin vekillerinin bildiği ve dünden bugüne süregelen bir hal illegaldi de bugün mü legalleşecek? Komik olmayın. Ben taşıdım, siz zengin oldunuz, korkmayın, isminizi vermeyeceğim. Ben o isimleri yük taşıdığım katırlara verdim çünkü. Onlar oldu benim yoldaşım. İş yok, aş yok, bir katır tahsis edildi bana; ona da deh dedim, sınırın sen tarafında kaldı. Şimdi kalkmış sen bana sınır ötesi mi diyorsun?

 

Haberin vardır ama ben yine de söyleyeceğim. Zengin olmadım, sadece ısınmak, doymak, okumak için, kısaca yaşamak için sınırın bir o yanı bir bu yanı yaptım ben. Ve sen beni durdurmadın, babamı da, dedemi de durdurmadığın gibi. Bana yatırım yapmaktan daha kolay geldi buna göz yummak. Ben gizli yapmadım ki, sen göre göre yaptım. Şimdi kalkmış sen bana “kaçakçı” mı diyorsun? Kendini kandırıyorsun. Ben bir gram özgürlük, huzur, bir fiske barış kaçırmadıktan sonra senden, hayatımı ortaya koyarak yine hayatım için sınırlar arası gezmişsem bundan ben mi utanmalıyım?

 

Toprağım yok benim. Beni önce sen sürdün topraklarımdan, sonra da dağın arkası vurdu. Gelmedin. Uzun zaman seni bekledim ben burada kaderimle beraber. Belki bir mühendisin, belki bir vekilin, belki bir doktorun, öğretmenin gelir diye, nerdeydin? Çok meşguldün batılaşmayla, batıya yatırım yapmayla, siyasetinle, hırsınla, egonla. Beni bunlar için harcadın, görmedin, neler yaşadım, neler hissettim bilmedin. “nasılsın” demeye bile gelmedin. Töre denilen illeti, terör denilen şirreti üzerimden bile bile toplamadın, işine geldi çünkü. Ben senin gündem yaratan, ortalığı kaynatan, bir şeylerin üzerini örten malzemen gibiydim. Bu halimle heybende durmam ondan.

 

 Geç bunları anam babam, geç. Ben hep kötüydüm, hiç iyi olmadım ki. Hep yaralı, hep hasta. Dilimi, dinimi kurşuna dizdin. Kelimelerim ve dualarım kayıp artık. Bilir misin,  caniler, en sessiz, en itaatkâr, en iyi insanlardan çıkarmış.

 

Gücün bir bana yetti, oysa ben suçlu değildim ki. Tek derdim senin gibi yaşamaktı.

Benim yaşım 14, benim yaşım 17. dağa çıkıncaya kadar aramadın hiç ağabeylerimi, dağa çıktıktan sonra taktın ardına bütün milleti. Beni de arayacak halin yoktu da, ayağın dolaşıverdi benim gece gündüz gezdiğim sınır boyuna.

 

Ben öldüm, huzura kavuştu mu bu topraklar? Ben huzura kavuştum ama yorulmuştum, bu gencecik bedenimle çok yorulmuştum. Şimdi gelmiş “kan parası” ödemek istiyormuşsun. Bana sunamadığın hayata fiyat mı biçiyorsun? Satın alabilecek misin benim umutlarımı, düşlerimi? Benim düşlerim pahalıdır, ben toprağımı düşlerim, dilimi, dinimi, barışı düşlerim çoğu zaman, özgürlüğümü, huzurumu. Benim düşlerim çok beden büyük gelecek sana. Sen hiç kendini kandırma ve vicdanını rahatlatmaya çalışma. Eğer biraz vicdan yaptıysan hiç gitmeyeceğim senden, önceleri her gece, sonraları ara sıra ama her zaman…

 

Sen beni sevmedin, sevemedin ama ben bu toprakların çocuğuyum, dedem de öyleydi, onun dedesi de. Göbek bağımı bir saat uzaklıktaki bir okulun bahçesine atmışlar, okusun da adam olsun diye. Ama ben okumak için kaçakçı oldum. Senin kaçırdıklarını düşününce kendimle gurur duyuyorum.

 

Şimdi kalkmış bana kaçakçı diyorsun, sınır ötesi diyorsun, terörist diyorsun, alnından öpüyorum senin…

Ben sen de vücut bulamadım ama sen benim düşlerimde can çekişeceksin…

 

sevgi dündar/8ocak2012

 

 


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster