Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


"Kibir kulelerinden caka satanlar"


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 21 Haziran 2018
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 12:41
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=26830


Eğer bir insan, kemâle ermişse, bilgisini kullanıp kafasını çalıştırıyorsa, aklını, zekasını işletiyorsa,  kendi ülkesinde olanları, neyin doğru neyin yanlış yapılıp yapılmadığını görmeli ve neyin ne olduğunu anlamalıdır. Anlamayan veya anlamak istemeyen, aklını ve zekasını kullanmayan, bir fikri olmayan insanlar, ne söylenirse doğru, ne yapılmışsa iyi ve güzel olarak kabul eder. Her şeyi doğru kabul ettikleri için de, onlardan bazı şeyleri saklamak ve gizlemek çok daha kolay olacaktır. Ama bazı insanlardan her şeyi saklamak ve gizlemek o kadar kolay olmaz. Yeter ki insan kafasını çalıştırsın, aklını kullansın, bilgi ve birikiminin ışığında olan biteni görsün ve anlayabilsin. Aklını kullanan, bilgi ve birikime sahip olan insanlar, neden yaşamsal şartlarının bozuk olduğunu, günden güne de bozulmaya doğru gittiğini sormalı ve sorgulamalıdır. Sorgularken de hiç kimseden korkmadan, çekinmeden bu yoksulluk neden, bu geri kalmışlığın sebebi nedir? diyebilmeli ve  sorabilmelidir. Soran ve sorgulayanların olduğu bir ülkede revah da olur,huzur ve asayiş de olur, Bir toplum eğer layık olduğu biçimde idare edilip yönetiliyorsa, bu onun bilim ve teknikte, eğitim ve kültürde, sağlık ve sosyal yaşantıda ne durumda olduğunun en büyük göstergesidir. 

Her yönden kandileri güçlenmiş, mali durumları çok iyi ve bundan dolayı da kendilerini halktan üstün görenler, dünyadaki olayları yorumlamak için, insanlık tarihine, insanı insan yapan beyin gelişmişliğine,  mantıklı ve irade gücüne bakması gerekir. Kendini üstün gören, üstün bir gücünün olduğu fikrine kendini kaptıran insanlar, kendi ömrünü durağan hale getirir ve getirdikten sonra, onun gibi olmayan, onun gibi düşünmeyen, dünyaya onun gözüyle bakmayan insanların da, ömürlerini durağan hale getirip, sonra da yavaş yavaş tükenmesine sebep olurlar ve yok ederler. İnsanı hayretler içinde bırakacak olan ise, kendilerinde hiçbir suç ve sorumluluk duygusunun olmamasıdır.  

Oysa bilimsel düşünce ve diyalektik mantığa ulaşmak için okumak, öğrenmek, eğitim görmek gereklidir. Bilimsel çalışma, en gelişmiş teknoloji ve insanca yaşama taşıyacak düşünce sistemidir. Bugün emperyalizmin baş teorisyenleri, üstün savaş sanayini oluşturan mühendisler, bilim adamları ya da sömürü düzeninin mucitleri ve materyalistler, bilimi ve diyalektik mantığı kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanarak kendi sınıf ya da ırklarının üstünleşmesi üzerine politikalar geliştirmişlerdir. İşte bu gibi insanlar,bir de "Kibir kulelerinden insanlara caka satarlar" 

Doğru olan ise, temel ve kutsal hedef olarak, kibrin terk edildiği, caka ve fiyakanın atılmadığı,  sınıfların ve ırkların, farklı imtiyazların olmadığı tüm dünya insanlarının üstünleştiği, sömürünün ortadan kalktığı eşit bir dünyaya ulaşabilmektir. Bilgisiz ve cahil bırakılmış, içi boş veya içi boşaltılmış, herşeyi ile bağımlı,yobaz ve gerici hale gelmiş veya getirilmiş insanlar topluluğu, münafık zihniyetin kölesi haline gelmiş olduklarını anlamaktan uzak duruma gelmiş ve bu durumda olduklarını da maalesef fark etmekten uzaktadırlar. 

İslam dinini tarihsel gelişimi ile değerlendirilği zaman Hz. Muhammed'e (S.A.V.) indirilen din ile bugünkü yaşanan dinin aynı din olduğunu söylemek nerdeyse mümkün olmaktan çıkmıştır. İslam ülkelerine bakınca dünyada sömürge olmayan tek bir Müslüman ülke var mı?diye sorulan sorulara verilecek cevabın bir önemi de kalmamıştır. Çünkü, hepimiz görüyoruz ki,"Ya münafıklara kul olacaksın, ya onurunla dinini, ama gerçek İslam dinini yaşayacaksın" Dinini bilen, vecibelerini yerine getiren bir Müslüman, bunların yanında en büyük ibadetin ilim ve ilim edinmek olduğunu bilir. Bu noktadan hareketle bilimsel düşünceye yönelen, çağın gelişmesini yakalayan, her şeyi üreten ve her şeyden önce kendini ve İslam dünyasını, düşmanlara peşkeş çekmeyen, gerçek bir Müslümandır.

Türkiye, bir ilm, irfan topraklarıdır. Sırtlarını sermayeye, Saros'a, Washington'a dayayıp atıp tutanlar, bu toprakların binlerce şehidin kanıyla sulanarak vatan yapıldığını unutmuş gözükseler de, vatanını ve milletini seven milyonlar, bunları asla unutmaz, unutturulmasına da müsaade etmez. Bu ülkenin ulus bilincine sahip, kendi tarihini, kültürünü, örfünü ve geleneklerini iyi bilen, bildiklerini de çağlar ötesine taşıyacak olan vatan evlatları var, var olmayı da ebediyete kadar sürdüreceklerdir.

Maalesef, bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de"Kibir kulelerinden caka satanlar" ı görüyor ve izliyoruz. Bu durum, ülkesine ve milletine tuzak kurmaya çalışan yabancı güçlerin cesaretlerini artırmaz mı? Cesaretlerini artırdıkları gibi, kiralık işbirlikçiler bulmanın daha kolay hale geldiği düşüncesine kapılmalarına yol açabilecektir. Onun içindir ki, "caka satmadan" ve konuşmadan önce, bir şey yapmadan evvel, iki kere düşünülmeli,ağızdan çıkan söze çok dikkat edilmeli ve ardını arkasını hesap ederek konuşulmalıdır. Dünya halklarının kanını emen, bir asalak gibi onların etini yiyen yıkıcı ve bölücü güçlerin ellerine fırsat verilmemelidir. Ülkemiz çok önemli günlerden geçmektedir. Ülkemizin içinden geçtiği bu önemli günler, umarım ülkemizin ve milletimizin hayrına sonuçlar doğurur.
 

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster