Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


"Düşman Ekonomik Ürünleri"


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 04 Aralık 2017
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 15:41
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=24687


Dünya coğrafyasına bakıldığı zaman, dünyanın jeopolitik önemi büyük olan birçok yerleri vardır. Mesela bunlardan bazıları, Akdeniz'i Atlantik Okyanusuna bağlayan Cebelitarık Boğazı ve Kızıldenizi Hint Okyanusuna bağlayan Aden Boğazıdır.Denizlerin ve okyanusların çıkış kapıları olan bu boğazlara hakim olmak demek denizlere ve okyanuslara hakim olmak demektir. Dünyada süper güç olmak isteyen bütün devletler, sırf bu sebepten bu iki boğazın kendi hakimiyetlerinde olmasını istemişlerdir. Buna örnek olarak, "Üzerinde güneş batmayan imparatorluk" sıfatı takılan İngiltere'yi gösterebiliriz. İngiltere'ye takılan bu özellik, "Dünya coğrafyasının iki anahtarı" veya "jeopolitik önemi büyük iki yeri" olan Cebelitarık ve Aden Boğazlarına hakim olması idi.Eğer İngiltere bu boğazlara hakim olmasa idi, 1774-1946 zaman diliminde dünyanın süper gücü haline gelebilir miydi?

İngiltere'yi, en büyük sömürgesi Amerika'yı kaybettikten sonra ( Amerika 1776'da bağımsızlığına kavuşmuştur) en kârlı sömürgesi haline getirdiği Hindistan'a götüren en kestirme deniz yolu, Cebelitarık Boğazı - Akdeniz - Kızıldeniz - Aden Boğazı üzerinden giden yoldu. Görülmektedir ki, İngiliz siyaseti ve askeri hakimiyeti için önemli olan, jeopolitik alanlardan birisi de İstanbul ve Çanakkale Boğazları olmuş, "Dört Boğazlar" da denilen bunlara İngiltere süper güç olmak ve olduktan sonra bunu korumak için bunların üzerinde kendi hakimiyeti ve nüfuzunu kurmuştur. 

İngiltere, "Dünya İmparatorluğu" olmak yolunda ilerlerken  dört boğazdan üzerinde ilk hakimiyet kurduğu boğaz, Cebelitarık Boğazı olmuştur. Cebelitarık Boğazı, İspanya'nın hakimiyet ve kontrolünde idi. 1704'de İspanya'da "Veraset Savaşları" başlayınca, İngiltere bu kargaşalıktan ve buhrandan faydalanarak adı geçen boğazı işgal etti. İspanya, İngiltere'nin bu işgalini bir süre kabul etmese de, 1813'de İngiltere,İspanya ile imzaladığı Trait de D' utrekt Antlaşması ile ona kabul ettirdi. 

İngiltere, 1802'de Aden Körfezi'ne yerleşmeye başlamadan önce, burası Osmanlı Devletinin nüfuzunda bulunan Laheç Sultanının yönetiminde bulunmaktaydı. İngiltere, adı geçen tarihte Laheç Sultanı ile bir ticaret ve dostluk antlaşması imzalayarak boğazı yavaş yavaş nüfuzuna almaya başlar. Çok basit bazı olup bitenleri bahane ederek 6 Ocak 1839'da burasını işgal ederek, askeri yönden tahkim edip kendi hakimiyetine aldı. Osmanlı Devleti buna tepki gösterdiyse de, "Güneyden Gelen Tehdit"nedeniyle,yani Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın isyanı ve tâ Kütahya'ya gelmesi sebebiyle Aden'in işgalini yalnız protesto etmekle yetindi. Zaten kendisi de bu sırada "Güneyden ve Kuzeyden Gelen Tehditler" sebebiyle yani Stalin'in 2'inci. Dünya Savaşı'nda, Kızıl Ordu'yu Türkiye'ye sokarak, sıcak denizlere inme planları nedeniyle İngiltere'nin nüfuzuna girmeye başlamıştı. 

Tarihte süper güç olmak isteyip de Boğazlardan geçip Anadolu'ya ulaşmak istemeyen bir devlet olmamıştır. Bu sebepten, buraların üzerinden süper devletler geçmiş, belli bir süre için hakimiyetini kurmuştur demek tam anlamıyla doğrudur. Amerika, Yeni Zelanda ve Antarktika gibi üç kıta keşfedilmeden önce, dünyanın bilinen üç kıtası Asya, Avrupa ve Afrika idi. Bir devletin veya milletin "Dünya Hakimiyeti" denildiği zaman, bu üç kıtaya hakimiyet anlaşılıyordu. Bunların çatısı ise, Anadolu ve Boğazlara hakim olmaktı. Bunun için tarihte kurulan süper devletlerden Roma İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu, Cengiz Han ve Timur Han İmparatorlukları, son olarak Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu, süper güç oluşlarını ancak Anadolu ve Boğazlara sahip olmakla kazanmışlardır. 

Fatih Sultan Mehmet, 1453'de İstanbul'u fethedince, Osmanlı Devleti dünyanın birinci süper gücü haline geldi. 1774 yılına kadar bunu tam 321 yıl sürdürdü. Bu tarihte süper güç oluşunu İngiltere'ye kaptırdı. İngiltere'nin bu süper güçlüğü 1946'ya kadar tam 172 yıl sürdü. 1946'da süper güç oluşunu Amerika Birleşik Devletleri'ne devretti. Amerika halen 67 yıldır dünyanın süper gücü olmaya devam ediyor. Son yıllarda bizim nasıl yeniden süper güç olacağımızın tartışması yapılıyor. Tartışırken de,Türkiye'nin kaderini etkileyen iki faktörün, jeopolitik ve gelişmişlik olduğu unutulmamalıdır. Kaderimizi etkileyen değişken faktör gelişmişliktir. Yani zengin veya fakir oluşumuzdur. Osmanlı Devleti zengin olduğu zaman dünyaya hükmetmiş, süper güç olmuştur. Osmanlı fakirleştikten sonra hem süper güç olma özelliğini kaybetmiş hem de kendisini artık kendi imkanlarıyla savunamayacağı için düşmanları karşısında, özellikle "ebedi düşman" "Kuzeyden Gelen Tehdit" denilen Rusya tehlikesi karşısında ittifaklar aramaya ve giderek bu ittifakların güçlü devletlerinin nüfuzuna girmeye başlamıştır. 

Avrupalılar, biz Türklere "Barbarlar" derler ama, kendi "Yamyamlar"ı , okyanuslarda dayanıklı dev gemilerle bütün dünyayı işgal ederek ve işgal ettikleri yerin yerli halkını toptan öldürerek, zenginliklerini çalıp, yağmalayıp kıta Avrupa'sına akıtırlarken, Osmanlı Devleti de, işgal ettiği yerin yerli halkını öldürmez, İstanbul'a bağlar, din, mezhep, örf ve âdetlerini yaşamada serbest bırakırdı. Avrupalı yamyamlar, dünyayı işgal ederken böyle yapmadılar. En önemli ve çarpıcı misal, Amerika'yı keşfederken buranın yerli halkları Kızılderililer, Mayalar ve Aztekleri, "Mısır tarlasına girmiş domuz" gibi her yerde avlayarak yok ettiler, tümüyle soykırıma uğrattılar. 

Osmanlı, Avrupa'daki ilim ve teknikteki gelişmeleri de takip edemedi. Coğrafi Keşiflerle zenginleşen ve bunun paraları sayesinde ilim ve teknolojide atılım yapan Avrupa, genellikle 1800 - 1825 zaman diliminde Sanayi Devrimini yaptı, buharla çalışan gemiler yaptı ve bu gemilerle, Avrupa'nın mâmül malları Osmanlı ülkelerini istilaya başladı. Sonra da bu ülkelere, Avrupa'nın düşman askerleri gelmeden önce "Düşman ekonomik ürünleri" girmeye başladı. Öyle bir an geldi ki, evimizi süpürdüğümüz ottan yapılmış süpürgeyi bile Avrupa'dan ithal eder olduk. Böylece Avrupa'nın Sanayi Devrimi sebebiyle, Avrupa'nın istila orduları daha içimize gelmeden onun istilacı ticaret malları ile istilaya uğradık ve fakirleştik. 

Fakirleşen devletin içine düştüğü statü ise, kendisini dışarıdan gelen büyük tehditler  karşısında, korumak amacıyla güçlü devletlerin ittifakı ve ardından nüfuzlarına girmek olmuştur ki, işte, Osmanlı 85 yıllık bir zaman diliminde (1833 - 1918) önce İngiltere'nin ve ardından da Almanya'nın nüfuzlarına girerek bu nüfuz idarelerinde son nefesini vermesi olmuştur. 1850'lerde dünyada "Almanya" adıyla anılan bir devlet yoktu. Almanya denilen coğrafi alanda 35 adet küçük "Alman" Devletçikleri veya dukalıkları vardı. Yani Almanlar, bir nevi Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yaşadığı "Beylikler Dönemi" ni (17 beylikten ibaret) yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğunun canını Enver Paşa - Almanya ikilisi aldı. Küçük İsrail'in "Büyük İsrail" (Nil'den Fırat'a kadar Siyonist ideal), Küçük Yunanistan'ın "Büyük Yunanistan" (Megalo İdea emeli), Küçük Ermenistan'ın ise "Büyük Ermenistan" emellerinin, Anadolu yarımadasında büyüyerek gerçekleştirilmek istenildiğini de hiçbir zaman küçümsemememiz  ve göz ardı etmememiz gerekir.(1) 

Türkiye toprakları üzerinde, asırlardır kirli emelleri olan ve bu emellerinden vaz geçmeyen düşman devletlerden,Saman, buğday, mercimek, fasulye, nohut, et v.s. ithal ederken  geçmişte yaşananları unutmamak gerekir. Ayrıca, geçmiş yıllarda, dünyanın sayılı ekonomik gücü iken, bugün hemen hemen her şeyimizi ithal eder duruma nasıl geldik diye de düşünelim ve yine eskiden olduğu gibi, ekonomimizi nasıl düzeltiriz diye hep birlikte çaba harcamalıyız. Tarıma elverişli alanları imara açarsak, köyleri hayvansız bırakırsak, ormanlara maden ocakları açarsak, zeytin ağacını "gavur" ağacı deyip kökünden sökersek, ""Düşman ekonomik ürünleri" ne muhtaç hale gelmekten ülkemizi de kendimizi de kurtarabilir miyiz? Atalarımızın bir sözüyle sözlerimi bitiriyorum: "Elden gelen öğün olmaz, o da zamanında bulunmaz"

(1) Süleymen Kocabaş/ Türkiye'nin kaderi

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster