Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Hareketin Güçleri


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 11 Mayıs 2017
Geçerli Tarih: 23 Nisan 2024, 13:55
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=24274


  "HAREKETİN GÜÇLERİ"

Yaşadığımız şu yıllar, gerek siyasi, gerek iktisadi ve hukuki olsun dengelerini değiştirmekte, dünya çapında etkilerini göstermektedir.Siyasi ve iktisadi gelişmeler sonucu, göç hareketleri (Ortadoğu başta olmak üzere) ya da başka çekişmeler sonucu meydana gelen çeşitli savrulmaların yaşandığı yıllar olan veya olabilecek olağanüstü durumlardır bunlar; büyük kitlelerin evriminde rol oynayan demokrafik etkenlerle karşı karşıya kalındığında, sınırlı veya sınırları zorlayıcı etkileri olan, gelişmelerin de yaşanabileceği yıllar olacaktır. Üç beş milyon tuzu kuru, bir o kadar da ölçüyü kaçırmış, doğayı yağmalama ve kazanç tutkusu dışında bir düşüncesi olmayanların "görünmez elleri" siyasetten ekonomiye, sosyal yaşantıdan sağlığa, ticaretten çalışma hayatına,eğitimden kültüre,kılıktan kıyafete kadar hemen hemen herşeye karıştığı veya karışmaya başladığı yıllardır.

Eğitimsiz, bilgisiz ve kültürsüz toplumlar, üretici etkinliklerinin hatırı sayılır bir bölümünü etkiler ve geleceği hazırlayan insana dayalı ve maddi yatırımları alabildiğine azaltırken, diğer toplumların da geleceklerini etkiler; bu toplumlar eğer onlarla başa çıkacak güçlere ve araçlara sahip olamazlarsa ya da olmayı başaramazlarsa, engellerin daha da yıkıcı olması önlenemez bir hale gelir. Onun içindir ki, iktisadi kalkınma ve eğitim sistemi, yürüdüğü yolun kenarlarına sayısı gitgide artan sefil, bilgisiz ve cahil yığınlar bırakmaya başladığını herkesin görmesi gerekir. Ayrıca, yokluk içinde olan, bilgisiz ve eğitimsiz bırakılan,çaresiz ve umutsuz, aç ve açık, ölümü bekleyen milyonlarca insan yığınları, kan ve gözyaşı birbirine karışan masum insanlar, ağlayan anneler, katledilen kadınlar, sakat kalmış, yetim ve öksüz bırakılmış masum çocukların da görülmesi gerekir. Yaşanan bütün bu olumsuzluklara "hareketin Güçleri"seyirci olmaktan öte bir şey yapmayı düşünmenin yerine, o ülkelerin, siyasetine yön vermeyi, ekonomisini dizayn etmeyi, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmeyi düşünürse, eğitimsiz, bilgisiz kalmış veya bir plan gereği cahil ve geri bırakılmış insan yığınları,acılar çekmeye,gözyaşı dökmeye, can verip kanlarını akıtmaya daha çok devam edecek gibi gözüküyor. 

Dünya'da  daha ahenkli toplumlar yaratmak için, Malthusçu politikalardan, ekonomik, mali ve sosyal alanlarda teknik liberal kapitalizminden alabildiğine ayrılan kuralları bulup yürürlüğe sokmak gerekir.Dünyanın bir çok yerinde, toprakların aşırı biçimde ve bilinçsizce kullanılışı ile verimliliklerin zayıflaması, ormanların yakılarak yok edilmesi veya çeşitli sebeplerle küçülmesi, giderek iklimlerin değişmesi, bütün bunlar esas olarak aşırı nüfusa bağlı sonuçlar gibi gözükse de, suyun ve havanın kirlenmesi, tarım alanlarının imara açılarak betonlaşması, haksız ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya gelen insanların çığlıklarına kulak verilmemesi ve bütün bunların sonucu olarak, bezgin, yılgın, ümitsiz ve geleceğinden endişe eden insanlar ve ayrıca, ilmi ve bilimsel çalışmaların yerine, hurafelerle iş görülmeye çalışılmasının meydana  getirdiği acı gerçeklerdir bütün bunlar. 

Hangi tarafından bakılırsa bakılsın. Eğer bir ülkenin, ekonomisi dışa bağımlı ise, veya işinin ehli olmayan idareciler tarafından dışa bağımlı hale getirilmişse, yapılan hizmetler, ülkeye yatırım diye sunuluyorsa ve o ülkedeki hareketin güçleri güçsüzleri eziyor veya korkutuyorsa, işte o zaman, sanayici de, işçi de,işveren de, sendikacı da,diğer meslek gurupları da, iş yapamaz, düzgün ve düzenli çalışamaz, korkmadan ve çekinmeden her hangi bir evrakı da imzalayamaz duruma gelmiş demektir. Bilgisiz, cahil, eğitimsiz, araştırmayan, sormayan ve sorgulamayan insan yığınlarını, kandırmak, aldatmak, kendine inandırmak ve adeta "köle" haline getirmek bel ki "hareketin güçleri" nin işlerini kolaylaştırabilir. Ancak, bu yığınlar, aç ve açıkta kalırsa,çalışacak işi,sofrasına koyacak aşı olmazsa,işleri zannettikleri gibi kolay olmayabilir.  

Bireysel çapta yaşam düzeyini iyileştirmek adına rekabet olmazsa, rekabet edecek güç ve kuvvet, başkalarının eline geçmişse, eğitim ve öğrenim üst seviyelere çıkarılmazsa,bölgesel, ulusal ya da yerel düzeyde yapılacak reformlar da yapılamazsa, güçlüler daha güçlü, güçsüzler daha da güçsüz hale gelir ki, bu da "hareketin güçleri"nin işine gelir demektir.Nüfus baskısı,daha iyi bir yaşam için veya ekilebilir topraklar ve ormanların hızla yok edilmesi sonucu, kırsaldan göçerek, şehirlerin dört bir yanına dağılarak yerleşilmesi, ekonomik dengeleri de, siyasi otoriteyi de, eğitimi de, toplum sağlığını da, sosyal yaşantıyı da etkiler, hatta alt üst eder. 

Enformatik devrim, çağdaş toplumu adeta çatlatarak, ekonominin gelişmesi ve yayılışı ile küreselleşmeyi desteklemiştir. Bu da, "hareketin güçleri"ni daha da güçlü hale getirmiş, her yönden geri kalmış, özellikle cahil bırakılmış, hakikatlere değil de hurafelere, falcılara, üfürükçülere, inanmış toplumları, kendi topraklarında esir ettikten sonra, adeta birer"köle" haline getirir. Eşitsizlikler derinleşmiş, hak ve hukuksuzluklar artmış, adaletsiz uygulamalar yaşanır olmuş, insani duygular törpülenmiş, yardımlar bile menfaat üzere yapılır olmuş, hastalıklar çoğalmış, sağlık bozulmuş, hareketin güçleri"nin umurunda mı ki? Onların umurun da olan, yalnız kendisi ve kendine yandaş ve candaş olanların menfaat ve çıkarlarının gözetilmesi ve korunmasıdır.

Hareketin güçleri, herşey benim olsun diyerek,ölçüyü kaçırmış bir üretim ve kazanç tutkusu ile, hayvanları da topraktan koparıp havayı da elinden alarak, kapalı yerlere tıkarken, doğayı ve insanı da yağmalarken,hiçbir sınır tanımaz hale gelmiştir. Sanki herşeyin sorumlusu kendileri değilmiş gibi, suçu hep başkalarına atarak sorumluluktan kurtulmaya çalışırlar. Fakat ne hazindir ki,toplumun bir kısmı, kültürel yozlaşmaya aldırmadan, zihinsel dağınıklık içinde, milli şuur kaybı ile adeta sersemleştiğinin farkında dahi olmadan, hareketin güçleri ne derse inanır, ne söylerse kanar ve "ne yaparsa yapsın doğrudur" diyecek hale gelmiştir. Ekonomi küreselleştikçe dünya birleşir diyenler, dünya birleşirse, siyasal bölünmeler yaşanmaz diyerek, aslında çoğulculuk yerine tek sesliği savunanlar da, hareketin güçlerinin yapı taşları olsa gerek. Demokratik dünyadan kopmak, özgür ve bağımsız bir yaşamdan ayrılmak, tarihin tozlu raflarına geri dönmenin hayali ile yanıp tutuşmak da, hareketin güçlerine bir nevi hizmet etmek gibi değil midir? 
 


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster