Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Test edilen tavukların %50'sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunmaktadır
Kategori: Sağlık-Beslenme
Eklenme Tarihi: 17 Kasım 2015
Geçerli Tarih: 27 Nisan 2024, 16:29
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=22236
"Tavuk etinde
arsenik bulundu"
'Test edilen
tavukların % 50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunmaktadır ve bu madde
kanserojen kimyasallar arasında en zehirli olanıdır.'
Marketlerde satılan
tavuk eti analizleri sır gibi saklansa da, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin
bir açıklama yaptığını söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Ümit Aktaş,
“Test edilen tavukların % 50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik
bulunmaktadır ve bu madde kanserojen kimyasallar arasında en zehirli olanıdır”
dedi.
Ntv’nin haberine göre,
sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada tavuk etiyle ilgili tartışmalar bitip
tükenmek bilmiyor, bazı otoritelere göre tavuk eti zararlı ve kesinlikle uzak
durulmalı, bazılarına göre ise zararsız ve gönül rahatlığı ile yenebilir.
Tüketicinin kafası ise uzun zamandır karışık. Vatandaş, önemli beyaz et
kaynaklarından biri olan tavuk etini tüketip tüketmeme konusundaki soru işaretlerinden
bir türlü kurtulamıyor. Konuyla ilgili son açıklama ise Bahçeşehir Üniversitesi
Fitoterapi Eğitim Koordinatörü Dr. Ümit Aktaş’tan geldi. Aktaş, Amerikan Gıda
ve İlaç Dairesi’nin nisan ayında yaptığı açıklamaya dikkat çekti.
Fitoterapi Uzmanı Dr.
Ümit Aktaş
“FDA TAVUKLARDA
ARSENİK BULUNDUĞUNU DUYURDU”
Marketlerde satılan
tavuk eti analizlerinin genellikle bir sır gibi saklandığını söyleyen Dr.
Aktaş, “Ancak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi sonunda bir açıklama yaptı. FDA’nın
bulgularına göre, test edilen tavukların % 50’sinin karaciğerinde inorganik
arsenik bulunmaktadır ve bu madde kanserojen kimyasallar arasındaki en zehirli
olanıdır” dedi.
Arsenik içeren
ürünleri çok miktarda tüketenlerde kanser gelişimine neden olan hücre
değişikliklerinin görüldüğünü vurgulayan Dr. Aktaş, arseniğe maruz kalmanın
yaratacağı sonuçları, “Cilt kanserlerine ve son raporlara göre akciğer, böbrek,
mesane ve karaciğer gibi iç organlarda da görülebilen kanser çeşitlerine yol
açabilmektedir. Arseniğin tıpkı civa ve kurşun gibi, ceninde ve çocuklarda son
derece zehirli etkileri bulunmaktadır” şeklinde özetledi.
“AMAÇ DAHA FAZLA PARA
KAZANMAK”
Fitoterapi Uzmanı Dr.
Ümit Aktaş’a göre, buradaki en büyük problem, arseniğin tavuk yemlerine kasten
karıştırılmış olması. Peki arsenik tavuk yemlerine neden karıştırılıyor? Dr.
Aktaş’ın yanıtı: “Tabii ki daha fazla para kazanmak için. IATP’nin (Institute
for Agriculture and Trade Policy) 2006 raporunda, daha az gıdayla daha hızlı
büyüyebilmesi ve etinin daha sağlıklı görünen bir rengi olması için tavuk ve
hindilerin % 70’inden fazlasının arsenikli ilaç karıştırılmış yemlerle
beslendiği belirlenmiştir. Arsenik içeren ve yemlere karıştırılan bu ilaç
(3-Nitro), antiparaziter etkiye sahip ve arsenik içeriyor. Tavuk etinin daha
dolgun, güzel ve pembe bir renkte görünmesi için tavukların yemine katılıyor.
Yapılan analizlerde, bu ilacın karıştırıldığı yemlerle beslenen tavukların
karaciğerinde yüksek seviyelerde inorganik arsenik tespit edildi. İnorganik
arsenik, arseniğin en zehirli formudur.”
Aktaş’ın verdiği
bilgiye göre, tüm bu gelişmeler üzerine üretici firma, söz konusu ilacın
üretimini gönüllü olarak durduracağını açıkladı.
“ARSENİK HER HALÜKARDA
ZEHİRDİR VE ZARARLIDIR”
“Bu ürünün
Amerika’daki tüm satış noktalarından toplatılması gerçeğine ragmen, FDA
tavukların hala güvenli miktarda arsenik içerdiğini ve bunu yemenin güvenli
olduğunu iddia etmektedir. Yani her zamanki ilkeli (!) FDA tutumu…” şeklinde
konuşan Dr. Aktaş, Türkiye’deki durum hakkında ise şunları söyledi: “Arsenik, her
halükarda zararlı ve zehirdir. Türkiye’deki ilgili mevzuatlara ve Türk Gıda
Kodeksi’ne göre, sadece bulaşkanlık kabul edilip tahammül edilebilir limit
konuluyor. Yani kullanımına izin vermek diye bir durum yok.”
“GDO’LU YEMİN 1
GRAMINA BİLE İZİN VERİLMEMELİ”
Geçtiğimiz günlerde
Türkiye Biyogüvenlik Kurulu’nun, GDO içeren 6 çeşit mısır ve 2 çeşit soyanın
tavuk yemlerinde kullanılmasına onay verdiğini hatırlatmamız üzerine, “GDO’lu
yem kesinlikle kabul edilemez” ifadesini kullanan Dr. Aktaş’ın bu konudaki
yorumu ise şöyle:
“GDO’lu yemin 1
gramına bile izin verilmemelidir. Üstelik, bu yemlerin hayvanların etine ve
sütüne geçmediğine dair bir açıklama da yaptılar, böyle bir şey mümkün olabilir
mi? Zaten bu yemler hayvan daha hızlı büyüsün diye veriliyor, hayvanın etine
geçmiyor da, hayvanın et ağırlığı nasıl artıyor? Aldığı nefes sayesinde mi
büyüyor bu hayvan? GDO’lu yem, hayvanın etine, sütüne, yumurtasına tabii ki
geçiyor ve onları yiyen insanlar da GDO’lu ürünleri vücutlarına dolaylı yoldan
almış oluyor. Bu, son derece büyük bir tehlike.
“PATRON FAZLA KAZANSIN
DİYE TOPLUM SAĞLIĞI TEHDİT EDİLİYOR”
AB’de GDO’lu yeme izin verildiği savına gelince: Eğer söz konusu olan Bulgaristan veya Hırvatistan ise, evet, GDO’lu yeme izin var ama Almanya, Fransa gibi büyük ülkeler, asla GDO’lu yeme izin vermedikleri gibi, ithal ettikleri üründe kullanılmış olmasına da izin vermiyor, gümrükten içeri almıyorlar. Bizim ülkemizde de asla GDO’lu yeme izin verilmemelidir. Nihayetinde, GDO’lu yemler bir tek amaç için kullanılıyor: Para! Patronun daha fazla kazanması için tüm bir toplumun sağlığı ve geleceği tehdit altında tutuluyor. Başka bir amaç ya da fayda yoktur bu uygulamada.”
ntv