Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Dikkat! Birileri Bize Kuran'ı Kullanarak Yalan Söylüyor!


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 16 Şubat 2010
Geçerli Tarih: 20 Mayıs 2024, 00:14
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=219


"Bir gün paydos diyecek tabiat anamız,

  Gülmek, ağlamak bitti çocuğum,

  Ve ey güneş gözlü sevgilim benim, cogito ergo sum değil

  Bu haşmetli alemde varsın da düşünebilmektesin"

Nazım Hikmet Ran

 

Ne güzel söylemiş Nazım usta.

Ve bugünleri o günden görmüş ki, cogito ergosum (düşünüyorum, demek ki varım, ya da öyleyse varım) diyen Descartes'a cevaben rübailerde, "düşünüyorum demek ki varım değil, bu haşmetli alemde varsın da düşünebilmektesin" demişti.

Bugünleri o günden görmüş ki diyorum zira son günlerde önüne gelen Kuran'ı Kerim'den bir iki ayet ezberleyip her ipe sapa gelmez mevzuyu Kuran'ı Kerim'den kanıt gösterme gafletiyle yalan söylüyorlar. Bu cephede öyle garip tipler var ki, doktor Ömer Çelakıl gibi, Başbakanlık Baş Müşaviri Yıldırım M.Ramazanoğlu gibi, 5 şubat cuma günü Haberbertürk öteki gündem proğramında yer alan adını anımsayamadığım Fizik profösörü beyefendi gibi,...

Laik, anti-laik cephesine düşmek gibi bir derdim kesinlikle yok ama medyanın dipten köşeden böyle mesnetsiz atan ve Kuran'ı Kerim'den ayetleri öne sürdükleri fikirlerine dayanak yapmaya çalışan bilim adamı mı, yoksa cami imamı mı? belli olmayan tipleri piyasaya sürmeye başladılar.

Başbakanlık Baş Müşaviri sayın Ramazanoğlu bey, İstanbul Ticaret Odasının düzenlediği GDO'rın satılabilmesiyle ilgili konulu toplantıda GDO'lar mevzusunun dört kutsal kitapta yüzü aşkın ayette yerinin var olduğu ve özü itibarıyla modern bir tür ıslahı olduğunu savunması bu yazıyı yazmama neden olacak kadar beni etkiledi.

Yıldırım bey Başbakanlık Baş Müşaviri olarak, doktor ünvanıyla ayetleri örnekleyerek savunma yapmış ve 5 şubat cuma günkü milliyet gazetesi ekonomi sayfasının çoğunu Yıldırım beyin ayetlerle savunmasına ayırmış.

Oysa ki örnek verdiği ayetleri incelediğimizde ortalama anlamlarının "Allah'ın size verdiği meyve ve sebzelerin helal ve temiz olanlarından yiyin" anlamında olan ayetlerdir (Maide, Vakia, Enam) gibi.

Tek kelimeyle vahim.

Aynı günün akşamı habertürk'te öteki gündem proğramında ismini anımsayamadığım fizik profösörü bir bey çıkıyor, yaratılış tezinden, büyük patlama anlamına gelen bing-beng olayından ve kara deliklerden sözediyor ve karadelikler mevzusunun Tarık süresinde anlatıldığını iddia ediyor! Dayanamayıp Tarık süresinin mealine bakıyorum, "gece karanlığı yaran ilk yıldız olarak Tarık yıldızı ve toprağı yarıp çıkan meyveler ve sebzelerin Allah'ın varlığına kanıt" gösterildiğini görüyoruz. Yani, karadelik ve bing-beng ile hiç bir alakası yok.

Şimdi bu toplumda gereğinden fazla laik, anti-laik, geyik, anti-geyik muhabbeti var ve ben bunların bu halkın temel sorunu olmadığına inanıyorum.

Ama iktidarının bilim adamları çoğalmaya başladı.

İktidarının medyası bunlara çanak tutuyor.

Ayetlerin anlamını  bilmeyen halka ayetleri kullanarak, bilimden haberi olmayan insanlara bilimselliği kullanarak yalan söylüyorlar ama apoletli generaller gibi doktor, profösör, vs.. ünvanlarla...

Ve mübarekler Kuran'ı Kerim'i ayet ayet çarpıtarak bilime mesnet etmeye çalışıyorlar.

Ve sanırım hukukun uygulanmasındaki çifte standarttan olsa gerek bu zevata nedense hiç bir savcı halkın dini duygularını zayıflatıcı dini propagandadan dava açmıyor!

Yine Nazım'ın dizeleriyle bitirelim bari,

 

"Annelerin ninnilerinden,

  Spikerin okuduğu habere kadar,

  Yürekte, sokakta ve kitapta yenebilmek yalanı,

  O bir müthiş bahtiyarlıktır anlamak sevgilim

  Anlamak gideni ve gelmekte olanı"

Nazım Hikmet Ran


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster