Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Şimdi bana kaybolan okullarımı verseler!


Açıklama: Çürümüş,kokmuş,dokunduğunuz tarafları elinizde kalan bir cesede dönüşüyor ülkemde eğitim!..
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 10 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 01 Mayıs 2024, 05:29
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=21804


Şimdi bana kaybolan okullarımı verseler!

Çürümüş,kokmuş,dokunduğunuz tarafları elinizde kalan bir cesede dönüşüyor ülkemde eğitim.

AKP iktidarının, 13 yıl boyunca beş ayrı bakan marifetiyle kimsenin ne olup bittiğini anlamaz hale getirdiği eğitim sistemimiz,yolunmuş kaz misali…

 8. sınıfta bir SBS vardı hani; başına gelmeyen kalmadı.

Önce; “Sınav kaygısı öğrencilerimizi olumsuz etkiliyor; bir sınavla liseye geçiş doğru değil” feveranları içerisinde bir sabah baktık ki altıncı sınıftan başlamak üzere her seneye birer sınav geldi.

Gel zaman, git zaman ismi TEOG oldu.

Yine sadece sekizinci sınıflarda; ancak her iki dönemde ikişer gün olmak kaydıyla liselere geçiş macerası şimdilik son virgülü koydu.

Liseleri hiç sormayın!

Tufandan önce,düz liselerin dışında bir de süper lise, Anadolu ve fen liseleri vardı.

Hazırlık sınıflarında İngilizce yirmi dört saatti ve çocuklarımız bal gibi de İngilizce öğreniyordu.

Önce 2005’te hazırlık sınıfları kaldırıldı. Ardından tüm liseler paldır küldür dört seneye çıktı. Ve en son tüm liseler Anadolu Lisesi oldu. Elimizde kala kala bir fen liseleri kaldı; onu da aça aça ucuzlattılar.

Mesleki okullarımız da nasibini aldı tabi bu değişim ve dönüşüm curcunasından.

Kız,erkek,sağlık demeden hepsine yapıştırdılar aynı yaftayı:

“Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” Hangi okulda kızlar okurdu, hangisinde hemşirelik bölümü vardı,bir sabah kalktığımızda sadece Kanuni, Yavuz, Zübeyde Hanım ve Yıldırım gibi isimlerin ardına eklenmiş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi etiketli okullarla zihnimiz tarumar oldu.

Sadece bir isim geçmişten geleceğe ismini taşıyabilmişti: İmam Hatip Liseleri…

Kaldı ki her sene nasıl kayıt yapılacağı, ikinci sınıfta nasıl bölüm seçileceği, devam devamsızlığı,ödül disiplin yönetmeliği adeta meçhule giden bir gemi endişesinde bir kaos yumağına dönüşmüştü.

TEOG tercihlerinin sonuçlarını heyecanla bekleyen bir kızımızın,resen, farklı bir ilçede ve erkek çoğunluklu bir mesleki liseye kaydının çıktığını öğrendiğindeki yüz halini düşünün mesela.

Ya da ikinci sınıfta istediği meslek lisesinin istediği bölümüne tercih yapabileceğine dair yönetmelikle kayıt yaptıran bir öğrencinin, daha ikinci dönemin başında, ancak kendi okulundaki bölümlere tercih yapabileceğini öğrenmesiyle yaşadığı hayal kırıklığını...

Bunlar da yetmedi elbet Cumhuriyet yüzlü okullarımızı toprağa gömmeye.

Tüm fabrika ayarlarının da değişmesi gerekiyordu. İmam Hatip Liselerinin önünü açma ambalajlı 4+4+4 adıyla getirilen yeni eğitim öğretim kurgusu, 

90 yıllık tecrübenin bir anlamda ters yüz edilmesi demekti ve bir milletin bekasının teminatı olan maarif davası,  öylece uçurumdan aşağı atılıvermişti.

Ne 5+3 olsun eylemleri yapan sendikaları duydu kimse; ne de oyun yaşındaki bir çocuğu birinci sınıfa yazdırmanın tıbbi ve psikolojik açıdan büyük bir hata olduğunu anlatmaya çalışan uzmanları…

Evet, eğitimde çok ciddi bir travma yaşıyoruz.

Veliler durumun arka planından habersiz, eğitimciler çaresiz ve okullar keşmekeş…

Kimse sormuyor:

Dün dokuzuncu sınıflarda İngilizce hazırlığı kaldırırken ne düşündünüz;  bugün ilkokul ikinci sınıflara İngilizce dersi koyarken ne düşünüyorsunuz? Dün SBS’yi kaldıracağız derken ne düşündünüz; bugün TEOG adı altında her dönem iki gün sınav getirirken ne düşünüyorsunuz? Geçen sene liselerde devamsızlığı 45 gün yaparken ne düşündünüz; bugün 30 gün yaparken ne düşünüyorsunuz?

Sahi, siz gerçekten eğitimi düşünüyor musunuz?

Birazcık insafınız varsa, zihinlerini deneme tahtasına çevirdiğiniz yarınlarımızın umudu çocuklarımızdan ve elli defa aynı yerden kesip diktiğiniz behemahal kazanılması gereken maarif davasından artık elinizi eteğinizi çekin.

Yasası; küçüklerini korumak, büyüklerini sevmek; yurdunu, milletini özünden çok sevmek olan okullarımızı siyasete kurban etmeyin.

Hepimizin çocukları adına bir temennidir bu ve hepimizin yaşadığı bu ülkenin aydınlık geleceği adına bir uyarıdır.

Telafisi güç ve faturası çok ağır bir yola girmiş olmanın köprüden önce son çıkış uyarısı…

Haber : Feyzullah Divli - Eğitimci,Kocaeli Türk-Eğitim Sen Başk.Yardımcısı


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster