Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 03 Ağustos 2015
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 06:29
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21748
Neredeyse yirmi gündür AKP ile CHP arasında koalisyon görüşmeleri sürüyor. CHP adına Haluk Koç ile AKP adına Ömer Çelik başkanlığındaki heyetler arasında peşrev turları atılıyor.
Bu turların nafile turlar olduğu konusu kamuoyunda giderek ağırlık taşımaktadır.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan bu koalisyonu istemiyor. Bunu CHP yönetimi de biliyor! Bugüne kadar AKP 45 günü doldurur ve seçime gidilir görüşü ağırlıkta idi.
Ancak son günlerde bu durum değişmişe benziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzak Doğu ziyareti sırasında, Pekin-Jakarta yolculuğunda “hemen seçim” söylemini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı ne CHP ile koalisyonu istiyor, ne de seçim hükümetini…
Seçim hükümetini MHP’de istemiyor!
Bunun nedeni HDP’nin de seçim hükümetinde olmasının anayasal zorunluluk olduğudur.
MHP, HDP ile yan yana gelmek istemiyor. Bu nedenle TBMM Başkanlığında AKP’ye destek verdi. Terörün araştırılması için CHP tarafından verilen araştırma komisyonu önergesinde AKP ile birlikte hareket etti!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’da seçim hükümetini istemiyor.
Çünkü “çözüm süreci” bizzat kendi açıklaması ile sona erdirilmiş ve HDP’yi, PKK nın uzantısı ilan etmişti.
HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması çağrısı yapmıştı.
Özetle HDP’yi defterden silmişti!
Bu nedenle HDP nin anayasal zorunluluk olarak “seçim hükümetinde” yer almasını istemiyor.
Baklayı ağzından Çin - Endonezya uçuşu sırasında uçakta çıkardı.
Koalisyondan fayda beklemek “boşuna”, dışarıdan destekli bir azınlık hükümeti ile seçime gidilmelidir.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok önemli bir kaygısı da var.
Seçim hükümeti sırasında bazı kilit bakanlıkların diğer partilerin
eline geçmesini istemiyor. Ya dosyalar ele geçer ve kamuoyu ile paylaşılırsa
kaygısı var.
Bu konuya Twitter fonemeni Fuat Avni’de işaret ediyor…
Bu kaygı ve korku seçim hükümeti seçeneğinin de düşünülmediğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı bu durumu açıkça kamuoyuna duyurdu ve Davutoğlu’na ‘gereğini yap’ demek istedi!
Davutoğlu bu mesajı almış olacak ki, “ Erdoğan’a rağmen bir şey yapamayız” diyor!
Ve azınlık hükümeti formülü içinde Cumhurbaşkanına işareti veriyor.
“MHP ile temastayız, CHP ile not alıyoruz” açıklamasının anlamı budur.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “masadan kalkan taraf biz olmayacağız” sözleri de anlamlı ve gelecek seçime yönelik bir yatırımdır!
MHP liderinin Çorum ve Çankırı ziyaretlerinde yaptığı açıklamalarda anlamlıdır.
HDP ile seçim hükümetini istemeyen MHP, en kısa zamanda erken seçim koşulu ile AKP’ye destek vermeye yönelik koşullarını açıklamıştır!
“Kurana el basma” gibi bir söylem, laik cumhuriyet ile çelişse de AKP tabanına ‘selam’ amaçlı dile getirilmiştir!
CHP kurmaylarının Erdoğan ile Davutoğlu’nu ‘iyi polis-kötü polis’ nitelemelerinin de anlamı ortadan kalkmıştır.
“Davutoğlu bizimle hükümet kurmak istiyor ama Erdoğan engel oluyor” değerlendirmesi, doğru bir değerlendirme değildir.
Davutoğlu’nun “Erdoğan’a rağmen bir şey yapamayız” sözleri de buna kanıttır.
AKP-CHP arasındaki ilk görüşmeye Cumhurbaşkanı Erdoğan danışmanı Mücahit Aslan’ı da göndermesinin bir anlamı vardır.
O anlam, her iki partiye de; ‘süreci ben yürütüyorum’ mesajıdır…
Uzakdoğu gezisindeki açıklamaları da bunu kanıtlamaktadır!
Önümüzdeki hafta büyük ihtimalle AKP – CHP görüşmeleri sonlandırılacak ve MHP ile seçime kadar azınlık hükümeti formülü üzerinde görüşülmeye başlanacaktır.
CHP’nin Diyarbakır ve Adıyaman’a heyet göndermesinin de erken seçime yönelik bölgeye bir mesaj olduğunu görmek gerekiyor!