Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle


Bu topraklar beddualı mı?


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 23 Temmuz 2015
Geçerli Tarih: 21 Eylül 2024, 01:15
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=21729


BU TOPRAKLAR BEDDUALI MI?

Toplum bilincini sekillendiren en önemli unsur, geçmistir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, insanoglu, geçmisini bilen, merak eden, bilmeye çalisan ve gelecek endisesi olan, gelecege yönelik bazi tahminler yapan, bilgi ve bilinç uzanimlari kuran tek yaratik insanogludur.Toplum, devamli üreyen, devamli ölen, nesilden nesile parçalar halinde birtakim seyleri miras birakan büyük bir organizmadir. Türk ulusunun tarihi, gerçekten çok uzun, aci, tatli, onurlu olaylardan olusan büyük bir tarihtir. Yasadigimiz olaylar, yasadigimiz tarih, bizim bugünkü vatanda yasayisimizi, bugünkü iktisadi sartlarimizi meydana getirir ve istesek de, istemesek de bizim dis dünya ile bilhassa çevremizle ve komsularimizla iliskilerimizin baslica amilidir. 

Tarih bilinci söz konusu oldugu zaman, bu tarihi bütün savaslariyla, antlasmalariyla, barislariyla, yönetimleriyle, uygulamalariyla bilmemiz gerekir ki, yapilanlarin ne kadar dogru, ne kadar yanlis oldugunu ögrenebilelim. Belki son zamanlarda Osmanli'ya hayranlik duyanlar da Osmanli'nin hangi dönemine hayranlik duyduklarini ögrenebilirler. Mesela, Osmanli Sarayina Afrika'dan ve Uzakdogu'dan köleler getirildigini, sonra da bu kölelerin seçilmislerini Haremdeki kadini korumak için Hadim ettiklerini, erkegin cinsel organini keskin bir biçak veya orak yardimiyla kestiklerini, yarayi da daglamak için kaynar yag döktüklerini, hadim edilen kölenin, tezek yatagina yatirilip, sadece sütle beslendigini de ögreniyoruz. Ilginç olani da, sarayda cinselligi akla getirecek yiyeceklerin ( salatalik, patlican, kabak v.s.) dilimlenmeden saray mutfagina sokulmadigini, 15'nci yüzyil ortalarina kadar, hadim agalarinin ortalarda olmadigini da bu vesile ile ögrenmis oluyoruz.

Hadim edilerek harem agaligina getirilen kölelerin, hadim edilirken çektikleri eziyet ve yasadiklari acinin dayanilacak gibi olmadigini da bilmek lazim. Ama buna ragmen, hadim edilen kölenin sonradan vezirlige getirilmesi ki, Hadim Sinan Pasa (1515) yanliz bir örnektir. Bu konu hakkinda bir televizyon kanalinda tarihçi Oktan Keles'in tarihi belgelere dayanarak ve belgelerini de ekranlardan göstererek, Osmanli'daki köle ticaretinden bahsetmesi Osmanlinin bir dönemi hakkinda bizlere bazi gerçekleri göstermeye yetmistir. Köleligi Peygamber Efendimiz'in kaldirmasina ragmen, dinen de haram olmasina ragmen nasil oluyor da Osmanli'da kölelik devam ettirilmis, hadim edilen erkek köleler, Harem Dairesinde bulunan kadinlari koruma adina erkekliklerinden edilebilmislerdir.

Ilber Ortayli'ya göre, "Harem bölümü aslinda 16. yüzyilda olusan yeni idari anlayisin mühim bir aygiti, bir önemli kurumudur. Ama ayni zamanda trajik bir mekândir.Köleler genellikle Habesistan ve Orta Afri­ka’da daha çocuk yas­ta iken çe­sitli yollarla esir tüccar­lari tarafin­dan elde edilirlermis. Ardindan ve belki de ne oldugunu dahi anlama­dan bir operasyonla hadim edilirler­mis. Ancak asagilik insanlar elinde ya­sama ve üreme zevklerini körelten bir ameliyeden geçmenin, kendileri­ne ne gibi hür ikbal kapisi açtigini da elbetteki bilemezlerdi"
Ayrica Ilber Ortayli sunlari da ifade etmektedir: " Islamiyet, insanlari hadim etmeyi yasak ettiginden, ilk zamanlarda, hele imparatorlugun genisledigi sira­larda Istanbul’a bol sayida Macarlar’dan Almanlar'dan ve Slavlar'dan esir getiriliyordu. Ilk ak hadimlar bunlar arasindan saglaniyormus. Da­ha sonralari Gürcü, Ermeni ve Çerkezler’den de satin almak yoluyla sag­laniyormus. Son yüzyillarda Kapi agalari, görevlerini yanlarindaki ak agalarla yaparlarmis. Kapi agasi, Bâbüssaâde’nin sag tarafindaki odada, ak a­galar ise onun karsisindaki odada yatip kalkarlarmis"

Yüce Islam dininin yasak etmesine ragmen, hadim etme isine devam edilmesi, hem de islam  hükümlerine göre yönetilen Osmanlilar, Islamin yasak ettigi uygulamalara nasil oluyor da devam edebiliyor ben anlamis degilim.  Hadim edilen erkegin, cinsel organi bir biçak veya orak yardimiyla kesilmesini tarihi bilgiler de dogrulamaktadir. Yine Ilber Ortayli'ya göre, "esirciler tarafindan Habesistan'in güneyinde avlanan zenci çocuklar ne gariptir ki Yukari Misir'daki Hristiyan Kipti  manastirlarindaki rahipler tarafindan ameliyatla hadim edilir ve haremlere sevk edilirdi. Bu rahipler ayni ameliyati birbirlerine de tatbik ederlerdi...
Osmanli'da kadinlarin bile köle pazarlarinda alinip satildigini, kimi cariye olarak saraya alinip Padisah'a es bile olabilirdi. Örnek olarak: Kanuni Sultan Süleyman'in esi ve II Selim'in annesi Hürrem Sultan sadece buna bir örnektir. (Avrupalilarin Roksolana dedigi) Hürrem Sultan,14 yasindayken Tatar akincilari tarafindan 1520 tarihinde Rohatyn'den (Lehistan) kaçirilmis, Kirim Haninin himayesine girmis ve daha sonra Osmanli sarayina sunulmustur. 1500 ve 1650 yillari arasinda, evliya Çelebi, Istanbul'da esirhanede 400 den fazla kisinin çalistigini, kiminin üretim alanlarinda, kiminin teknelerde kürekçi olarak çalistirildigini belirtmektedir"

Bugün Ortadogu'da orta çikmis olan güya Islam adina hareket ettiklerini açiklayan ve kendi kardesini bile gözünü kirpmadan öldürebilen, ülkemizin insanlarini tehdit etme cesaretini gösterebilecek duruma getirilen bu katiller sürüsü, Orta Dogu'da kadinlari köle gibi kullandiklarini, kendilerine cariye yaptiklarini yazili ve görsel basindan görmüyor ve okumuyor olamayiz. Sonra da kendi aralarinda kiydiklari gecelik nikahla kadinlari seks kölesi haline getirdiklerini yine basinimiz sayesinde ögrenmiyor muyuz? Kadinin kendi istegi disinda, kendine sorulmadan, kendi rizasi alinmadan yapilan her türlü uygulama haram degil de nedir? Kadinin söz söyleme hakki hangi din de yoktur veya hangi din kadina söz söyleme özgürlügü tanimamistir?  Hatta kadinin bir esya gibi alinir satilir hale getirilerek erkeklere bir seks objesi olarak sunulmasi, kadinin insan yerine konmadigi, asagilandigi, hor görülüp köle pazarlarinda alinip satildigi, töre cinayetlerine kurban edildigi ve kadinin göz yaslarini akittigi topraklari bedduali duruma getirmez mi saniyorsunuz? Erkek kölelerin hadim edilirken çektikleri acilarin feryatlarinin göge yükseldigi topraklar, duali mi dir, beddua li mi dir? takdiri sizlere birakiyorum.  Osmanli'nin asirlardir hüküm sürdügü topraklarda, bu gün, bir çok olumsuz olaylarin yasaniyor olmasi, kan ve göz yaslarinin dinmemesi, kitlik ve yoksullugun önüne geçilememesi, geri kalmisligin tavan yapmasi, zulüm ve iskenceler altinda yasamaya mahkum hale getirilmis halkin sefilligini görünce, insanin aklina: yoksa gerçekten! "Bu topraklar Bedduali mi?"diye bir soru gelmez mi? 

Unutulmamali dir ki, bu topraklar bereketli ve duali topraklardir. Ancak, feodal yapinin insanlari köle haline getirmesi, bogaz tokluguna çalistirmasi, toprak Agalarinin kapisinda kul köle muamelesine tabi tutulmasi, kadinin töreye kurban edilmesi, bu bereketli topraklarin, bereketini ve hayirli duasini toprak üzerinden silip süpürmez mi? Elin oglu uzayin derinliklerinde sörf yapmaya basladi. Aya ayak basali nerdeyse elli seneye yaklasti. Yidizlara ulasmaya az bir zamanlari kaldi, bilim ve teknikte ilerleyislerini sürdürüyorlar... Su Islam aleminin içine düstügü veya düsürüldügü durumu bakar misiniz? Ülkemizin ve komsumuz olan ülkelerin durumunu görüp de, gelecek için endise etmemenin mümkün oldugunu kim söyleyebilir ki?

Baskalarinin hüküm giydirmesine kendini mahkum hale getirmis olan basiretsiz bazi idareciler, kendi kendini yargilamayarak suçu hep baskalarinda gören siyasiler, kendilerinin kusursuz oldugunu ya da günahsiz oldugunu düsünen bazi ilm adamlari, din adamlari, topluma yön veren kanaat önderleri, ekmegini yedikleri, suyunu kullandiklari bu büyük ülkeye çok sey borçlu olduklarini da unutmus gibi önce milletin degil de, kendi çikarlarini düsünmelerinin nedeni de sizlerin kafalarinda soru isaretli olusturmuyor mu? Ülkede kardes kavgasi çikarmak isteyen vatan ve millet düsmanlari, gencecik insanlarin içine sizip, bombanin pimini çekerken hiç vicdani sizlamayan gözü dönmüs caniler, insanlarin hep birlikte baris içinde yasamasini istemeyen, birligini ve beraberligini kiskanan yabanci ve içimizdeki isbirlikçi ser güçleri, bu topraklar üzerinde hak iddia edecek kadar küstahlasan hainler, bir gün bu topraklarin bir sahibinin oldugunu ögrenmeyecek olduklarini mi zannediyorlar? 


                                                                                  

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Gizle