Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Prof.Kemal Üçüncü yazdı
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 22 Mart 2015
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 03:58
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=20777
Karadeniz
Soruşturmalarına Devam
Karadeniz’le ilgili yazılarım uzun süreden beri farklı ülke misyonları, araştırma merkezleri ve askeri ataşeleri tarafından takip edilir.
Millî kurumlardan ve muhalefet
kurumlarından daha hiç kimse ne oluyor demedi. Ülkemizde henüz akademik bilgiyi
ve üretimi, askeri, sivil, kamu yönetimi
karar alma süreçlerinde operasyonel olarak kullanacak çapta ve evsafta
bir yapılanma söz konusu değil. Putin Çin’e gitmeden Petersburg Doğu Bilimleri
Enstitüsü Müdürü dostumuz Prof.Dr. İrina Popova’dan dersini ve dosyasını alır
ve gider. Ülkeler ve bölgeler akademik anlamda didik didik edilir ve bilgi üretilir.
Bütün büyük ve ciddi ülkelerde böyledir. Polisçilik oynayarak, kamyoncuyla
istihbarat toplayıp bohçacıyla uygulayan çaptan ne beklenir. Bu işin bir boyutu
kurumsal akıl ve gelenek, literatür oluşamıyor. Bu ufuk neyi öngörebilir.
Küçücük Gürcistan’ın bile Doğu Bilimleri bizden çok güçlü.
Doğu Karadeniz Bölgesi
milletvekili adaylarına kentleri Karadeniz, Türkiye, Kafkasya Hazar ve Avrasya
vizyonlarını sordum ses seda yok yok. Gülümseme, şakalaşma, tokalaşma, nuranî
bir ışık halesi altında pozlar, vesileler, hayırlar gibi esnaf ağzı dinsel
soslar ve dekoratif unsurlar dışında gerçekçi bir gündem yok maalesef. Sadece
bize iyilik etmek üzere fedakârlığa katlanacağını söyleyen ağbiler, ablalar
var. Sağ olsunlar.
Lâkin rasyonel olarak
nedenini izah edemiyorlar. Tabi ki seçme ve seçilme yeterliliğine haiz her Türk
vatandaşının hakkıdır. Kendilerine başarılar dileriz. Ama sadece bu kadar mı?
Genel, altı boş, genel merkez sloganlarından öte özgün bir söylem duymak
istiyoruz. Partilerin adayları keşke bir forumda projelerini kamuoyuna
sunsalar.
Ve Karadeniz Bölgesi
Üniversiteleri
Karadeniz bölgesi
illerinin artık birer üniversiteleri var (toplam 18 özeller hariç). Uzun süre
Karadeniz’in yegane üniversitesi KTÜ idi. Taşranın ilk üniversitesi. Geçmiş
rektörlerimiz de bununla pek övünürlerdi. Haklarıdır, biz dahi kıvanırız.
Bölgenin 18 üniversitesinin bölgeyle havzayla ve Avrasya ile ilgili bir
perspektifi, stratejik plânı yok. Oysa ki dünya tarihinin gelecek elli yılı bu
havzada cereyan edecek. Kamuoyunu ve kamu gücünü bu sahada yönlendirip teçhiz
edecek kurumsal işleyişten ve bilimsel üretimden uzaklar. Kültür Bilimlerini
adeta yük gibi görüyorlar.(Lâkin sorulunca hepsi kültürü sever, Türkçeyi sever
hatta bu konuda size özlü sözler bile söyleyebilirler). Oysa ki medeniyeti
kuran düşünce kültür bilimlerinden çıkar, doktrin koymuş ve insanlığa yön
vermiş bir teknik adam yoktur. Sünnetçi ufkuyla, çözelti analiz ederek, teorik
bir genel perspektife ulaşamazsınız. Bu yüzden ciddi devletlerde Kültür
bilimleri akademilerde büyük ve özel itibar görür. İlk çağlardan beri devlet
başkanlarının yanında tornavida uzmanları değil, kültür insanları bulunur.
Kime anlatacaksınız?
Velhasıl 18
üniversitemizin BAP bütçesi yıllık 100 trilyondan aşağıya değildir. Bu kaynağın
yüzde biri her yıl bölge ve havzanın kültürel envanterinin incelenmesi ve
yayınlanması, ülkenin ihtiyaç duyduğu operasyonel bilginin kullanımı için adam
gibi kullanılsa Türkiye bambaşka bir noktaya ulaşır.
Bu yapılırsa siyasetin
de evsafı yükselir. Bu yüksek evsafta geleneksel kadrolar ne konuşacak? Kedi
kaçtı, köpek kovaladı ile buraya sarkamazlar.
Lakin akademik anlayış
ülkemizde hızla eski köy hizmetleri kurumunun durumuna savruluyor.
Çok acı.
Kendilerine buradan
bilimsel ahlâk gereği çağrıda bulunuyorum.
Bu bizim ödevimiz.
Asgari ücretlilerin vergilerinden maaş alıyorum, onların hakkıdır, söylemeye
mecburuz.
“Mahkeme kadıya mülk
değil”
Üniversitelerimizin
tümünün kuruluş kanunları “ilin, bölgenin kültürel, sosyal gelişimi” diye
başlar. Yarın sizleri tarih yargılar.
Entelektüeller ve
aydınlar halk gibi değildir, yaptıklarından farklı olarak yapmadıklarından,
görmezden geldiklerinden de sorumludurlar.
Dişe dokunur hiçbir
şey yok ortada yok. Olacağa dair de bir emare de yok.
Bu anlamda Karadeniz’e
bir akademik önderlik lazım.
Bu konuya ilişkin
mufassal projelerimiz ve daha önce yaptığımız çalışmalar var, kurumlarınkini de
aktarmak isteriz açıklarlarsa.
Tüm Karadenizli
hayırseverlere
Bölgemizin eşsiz bir kültürel mirası var. Bu mirasın kayıt altına alınıp bilimsel olarak yayınlanması lazım. Bu hedefe dönük olarak Kültür Bilimleri Akademisi olarak Karadeniz Kültür Envanteri –Kaynaklar I- serisinin yayınına başlayacağız. Satışı ve tirajı olmayan bu temel kaynak eserlere kurumlarımız ve hayırseverler veya buna aracılık edebilecek insanlarımız eserlerin yayımına sponsorluk “destekleriyle” katkıda bulunabilirler. Bu anlamda bizimle irtibat kurabilirler. Esasen milli kültür devlet eliyle değil sivil inisiyatif eliyle üretilmesi daha yerindedir. Rönesans dediğimiz hadise budur.
Medici ailesi olmasaydı Rönesans sanatçıları o kadar kolay üretemezdi.
Prof .Kemal Üçüncü