Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Gündem değiştirmelerle, algı operasyonlarıyla, tehdit ve baskılarla,anti demokratik yasalar ve 12 Eylül anayasasına sığınmakla AKP kendisini kurtaramayacaktır
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 17 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 04:39
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19962
KESK-17 ARALIK BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün dört Bakanın yanı sıra iktidara yakın pek çok kişinin adının karıştığı 17 Aralık operasyonun üzerinden tam bir yıl geçti.
Daha ilk
günden itibaren AKP iktidarı kamu kaynaklarının kimlere ve nasıl talan
ettirildiğini tüm çıplaklığı ile ortaya çıktığı operasyonların üzerini kapatmak
için elinden geleni yaptı. Yolsuzlukların üzerinin örtülmesi için devlet
kurumları, kadroları ve yasalar adeta hallaç pamuğuna çevrildi. Kısa süre önce
“kargalar güler” diyerek reddettikleri Cemaat yapılanmasının tasfiyesi adı
altında on binlerce polis, yargıç, savcı ve bürokratın yerleri değiştirildi.
Yeni atananlar bile birkaç gün sonra görevlerinden alınıp başka yerlere
sürüldüler. Suç ve iktidar ortağı Cemaat bir günde darbeci, “ne olur daha fazla
kendini özletme, ülkene dön” dedikleri kişi de darbenin şefi ilan edildi.
İddia ettikleri gibi görev yerleri değiştirilen on binlerce
kişi darbeci ve illegal örgüt üyesi iseler kendilerinin de bu örgütün yardım
yatakçısı olduğu gerçeğini gizlemek için uydurmadıkları yalan kalmadı. Adı
geçenlerin tümü AKP tarafından atandı ve en üst görevlere getirildiler. AKP bu
kişilerle birlikte demokratları, sendikacıları, muhalif siyasetçileri,
avukatları, gazetecileri, öğrencileri cezaevlerine doldurmak için temel hukuk
ilkelerini ayaklar altına aldı, basın üzerinden peşinen suçlu ilan etti.
Dönemin başbakanı, şimdinin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunların avukatı
ve kefili olduğunu, emrin bizzat kendisi tarafından verildiğini defalarca
açıkladı. Özel Yetkili Mahkemeler darbe döneminin askeri mahkemelerini bile
geride bırakan uygulamalara imza atarken AKP yeni tutuklama listeleri
hazırlamakla meşguldü. Dönemin Ali kıran baş kesen savcıları ve hâkimleri
kahramanlar olarak el üzerinde tutuldu. İtalya’da temiz eller operasyonunu
yürüten savcılara benzetildiler.
Ancak ne zamanki çıkarlar çatıştı, ne zamanki iktidar
paylaşımında kavga başladı Cemaat yolsuzlukları, AKP ise Cemaatin darbeci
olduğunu hatırladı! Kahramanlar bir günde hain ve darbeci, temiz eller
savcıları ise kirli işler savcıları oldu! Oysa ne yolsuzluklar yeni başlamıştı
ne de Cemaatin kirli yapılanması yeniydi. Cemaat ve AKP’yi bir araya getiren
ise emekçilerin ve muhaliflerin bastırılması, devletin ele geçirilmesi ve
toplumsal yaşamın siyasal İslam doğrultusunda yeniden dizayn edilmesiydi.
Kaynakların menfaatler için çar çur edilmesiydi. Parklarımızda AVM,
ormanlarımızda villa, derelerimizde HES yapılmasıydı. Gezi’de ağacına sahip
çıkan, özgürlük ve demokrasi isteyenlere gazla, copla, tomayla, kurşunla
saldırıydı. Kürt sorununun imha ve inkar temelinde çözümsüzlüğe terk edilmesi,
savaştan rant elde edilmesi ve Sri Lanka modeli üzerinden binlerce insanın
katledilmesiydi. Tek tip basın, tek tip üniversite, tek tip sendika, tek tip
yargı ve sonuç olarak tek tip toplumsal yaşamdı.
Bu düzen yolsuzluk ve çürümüşlük üretiyor. Çünkü AKP’nin
ekonomi programı ve arkasındaki zihniyet yolsuzluğu, rüşveti ve rant bölüşümünü
bir anlayış olarak benimsemiş, içselleştirmiştir. Nitekim bütçe ve kaynakların
nerelere aktarıldığına kısaca bir göz atmak bile bu gerçeği göstermektedir.
Özelleştirmelerin, taşeronlaşmanın, kadrolaşmanın bu kadar
pervasızca uygulanmasının altında yolsuzluk ve rant düzeni yatmaktadır. İhale
yasalarını buna uygun hale getirmelerinin, yargı kararlarını takmamaları,
Sayıştay denetiminden kaçmaları ve sayacağımız onlarca usulsüz işlem bu düzen
çarkının dönmesi içindir. Düzenin efendileri yolsuzluklarını kapatmak için bin
dereden su getirseler de bu gerçeği gizleyemezler. 17 Aralık operasyonunun yıl
dönümünde karşı operasyonlarla bu gerçeği değiştiremezler. Meclis
Komisyonundaki görüşmelere karşı basın yasağı koysalar da Bakanlarının itiraf
niteliğindeki savunmalarını gizleyemezler. Alay edercesine tam da 17 Aralık’tan
bir gün önce dosyayı tümüyle kapatsalar da halklarımızın vicdanlarında çoktan
mahkûm olmuşlardır. Mücadelemiz ile er ya da geç yargı önüne çıkacaklarından da
kuşkumuz yoktur.
AKP çürüyen düzeninin ömrünü bir gün daha fazla uzatmak için
her türlü akıl dışı, anti demokratik, baskıcı ve faşizan uygulamaları hayata
geçiriyor. Asıl çılgın projeler yolsuzlukların üzerinin örtülmesi için
üretiliyor. Hukuk ayaklar altına alınıyor, yargı kuşatılıyor, basın teslim
alınmak isteniyor, muhalefete cezaevi yolu gösteriliyor.
Kirlenmiş siyasetin bu çırpınışlarına yabancı değiliz ve bu
baskılar demokrasi, şeffaflık ve temiz siyaset mücadelemizden
alıkoyamayacaktır. Bizler biliyoruz ki, özelleştirmeler, taşeronlaşma,
kadrolaşma, güvencesizlik, yoksulluk, adaletsiz gelir paylaşımı, vergi
adaletsizliği, savaş ve polis devleti uygulamaları yolsuzluk ve rüşvet düzeni
üretir. AKP’nin yaptığı tam da budur.
Gündem değiştirmelerle, algı operasyonlarıyla, tehdit ve
baskılarla, anti demokratik yasalar ve 12 Eylül anayasasına sığınmakla AKP
kendisini kurtaramayacaktır. AKP halklarımıza, emekçilere, barış ve demokrasi
mücadelesi verenlere karşı işlediği suçların hesabını verecektir.
-Ayakkabı ve çikolata kutularında para çalanlardan,
-Evlerine para sayma makinesi koyup maaşlarımızdan
çaldıklarını sayanlardan,
-Ülkenin arazilerini, tarihi değerlerini haraç mezat
satanlardan,
-Emekçilere üç kuruş zammı çok görüp bütçeden milyonları
Kaçak Saray’a aktaranlardan,
-Kentsel dönüşüm adı altında yandaşa rant dağıtanlardan,
-Eğitimi ve sağlığı paralı hale getirenlerden,
-Milyonlarca yurttaş açlık sınırı altında yaşarken bir avuç
sermayeye ülkenin kaynaklarını peşkeş çekenlerden,
-Gözü doymaz, vicdanı kör, nefsi bozuklardan HESAP SORDUK,SORACAĞIZ.
Hayri ŞENEL KESK Dönem Sözcüsü