Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Yeni Türkiye artık bir 'diktatörlük'tür


Açıklama: Nuri Ödemiş yazdı
Kategori: Güncel
Eklenme Tarihi: 15 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 28 Nisan 2024, 13:41
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19932


Yeni Türkiye artık bir 'diktatörlük'tür

Seçimle gelmiş bir iktidarın; hukuk, yasallık, yurttaşların yasalarca güvence alınmış temel haklarına saygı gibi en temel demokratik siyasal kuralları hiçe sayarak; iş başındaki siyasal partinin lideri olan kişinin fiilen tek adam olarak yönettiği bir 'diktatörlük'tür söz konusu olan.

Seçildiği makamda, kendini o makama seçilmesini sağlayan yasal kurallarla bağlı saymadan, ülkeyi fiilen kişisel karar ve tasarrufları ile yönetmeye yönelmiş tek adamın diktatörlüğü; herhangi bir kurumsal diktatörlükten milyon kez daha tehlikeli bir hal arz etmektedir.

Yurttaşların temel hukuk kuralları ve yasalarla güvenceye alınmış haklarının bu türden bir tek adam yönetimi karşısında hiç bir anlamı ve güvencesi yoktur.

Böylesi bir yönetim anlayışı ve diktatörce yöntemlerle yönetilen ülkelerde, kolluk kuvvetleri makul buldukları bir şüpheye sahip olmaları durumunda herkesi gözaltına alabilir, sorgulayabilir ve hak ve özgürlüklerinden mahrum kılabilir.

Bugünkü Türkiye tam da böyle bir görünüm arz etmektedir. Önümüzdeki dönem bu günden de kötü olmaya adaydır.

Bu halin iyileşeceğine, iktidarın kendini hukuk ve yasa ile sınırlayan hale geri döneceğine dair hiç bir işaret bulunmamaktadır.

Üstelik bu diktatörce yöntemlerle Türkiye toplumu uzun bir tarihin ürünü olan temel kazanımlarından yüz geri ettirilmiş olarak; siyasal islamın toplum projesi olan dini kurallara göre yönetilen ve davranılan bir toplum haline dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

İktidarın uzun zamandan bu yana fırsatını bulduğunda gündeme getirdiği ve gerçekleştirdiği toplumsal değişimler ve zorlamalar bir bütün olarak ele alındığında ortaya Türkiye için iktidarın neyi tahayyül ettiğini gösteren bütünsel bir tablo çıkmaktadır.

Türkiye de demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin tarihsel sahiplenicisi ve sürdürücüsü olan solun tüm kesimlerinin, yapılarının, gruplarının ve bireylerinin bu gerçekliği dikkate alan biçimde davranmaları; bunca zamandır yürütülen tarihsel mücadeleye karşı da bir sorumluluktur.

Toplumu dini bir totalitarizmin baskı ve zoruna teslim etmeyecek bir birliktelik ve duruşu gerçekleştirmek bu sorumluluğun ilk adımı olarak solun önünde durmaktadır.

Farkılıkları geri plana, ortaklıkları ve birliktelikleri ön plana alan; tek bir bireyi, grubu ve yapıyı dışında bırakmayan; Kürt özgürlük hareketi ile mümkün ve en yakın bir birlikteliği amaçlayan bir yönelim diktatörlük karşısında seferber edilebilecek mümkün güçlerin tümünü seferber edebilir.

Tarihin ve güncelin solun önüne koyduğu görev ve sorumluluk budur. Sorun bu görev ve sorumluluğun hakkının verilip verilemeyeceği sorunudur.

Bu sorunun çözümü aynı zamanda Türkiye toplumunun geleceğinin de belirleyicisi olacaktır.

Haber : Nuri Ödemiş


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster