Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: 19. Milli Eğitim Şurası Bir Eğitim Şurası Olmaktan Çok, Eğitim Sistemini Türk İslam Sentezi ve Yeni Osmanlıcılık Düşüncesine Göre Biçimlendirme Şurası Olmuştur!
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 08 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 04 Mayıs 2024, 21:37
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19862
BASINA VE KAMUOYUNA
19. Milli Eğitim Şurası Bir Eğitim Şurası Olmaktan Çok,
Eğitim Sistemini Türk İslam Sentezi ve Yeni Osmanlıcılık Düşüncesine Göre
Biçimlendirme Şurası Olmuştur!
19. Milli Eğitim Şurası 2-6 Aralık tarihleri arasında
Antalya`da yapılmıştır. Dört yılda bir yapılan ve eğitim politikalarının
içeriği ve ana hatlarının belirlendiği şurada; "Öğretim Programları ve
Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması",
"Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" ve "Okul
Güvenliği" başlıklarında oluşturulan ihtisas komisyonlarında şura boyunca
tartışmalar yapıldı.
Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanması sürecinde
Milli Eğitim Bakanlığı`nın da üzerinde bir oluşum olan Milli Eğitim Şurası`nda
alınan kararlar, her ne kadar Milli Eğitim Bakanı tarafından sürekli
"tavsiye niteliğinde" olduğu şeklinde ifade edilse de eğitim
politikalarının oluşmasında belirleyici olmaktadır. Bir önceki 18. Milli Eğitim
Şurası kararlarına dayanılarak eğitimde 4+4+4 dayatmasının yasalaşması bunun en
belirgin örneğidir.
Şura`nın açılışında Milli Eğitim Bakanı`nın ve özellikle
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Şura üyelerine doğrudan "ev ödevi" veren
konuşması, "dini eğitim" ve "değerler eğitiminin",
özellikle "milli" ve "manevi" değerlerin öğretilmesine
yönelik politik mesajlar ve kullanılan dil, Şura çalışmalarının siyasi
iktidarın eğitime yönelik politika ve uygulamalarına paralel bir içerikte
süreceğini daha ilk günden itibaren göstermiştir.
Sendikamız Eğitim Sen, Şura çalışmalarında etkin olarak yer
aldı.
Eğitim Sen, 19. Milli Eğitim Şurası hazırlık sürecinden
dışlanmış, illerde önce çalışmalara davet edilmiş, daha sonra anlaşılmaz bir
şekilde sendikamızın hazırlık çalışmalarına katılımı engellenmiştir.
Sendikamızın Genel Merkez düzeyinde yaptığı girişimler sonucunda MEB, Eğitim
Sen`in 4 temsilci ile Şurada temsil edilmesi yönünde karar almak zorunda
kalmıştır. Sendikamız Şura çalışmalarına, konu başlıkları ile ilgili olarak hazırlamış
olduğu 67 sayfalık alternatif şura raporu ile katılmıştır. Hem raporumuz hem de
Şura`da tartışmaya açılan karma eğitim konusunda hazırladığımız "Karma
Eğitimde Çarpıtmalar ve Gerçekler" Broşürümüz Şura üyeleri ile
paylaşılmıştır.
19. Milli Eğitim Şurasının bugüne kadar yapılanlar içinde
toplumun bütün kesimlerinden katılımın olduğu ilk Şura olduğu iddia edilmesine
rağmen, özellikle Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri, Okul
Güvenliği ve Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması ihtisas
komisyonlarında iktidarın ve Eğitim Bir Sen`in söylemlerinin ve önerilerinin
ağırlıklı olarak kabul edilmesi dikkat çekici olmuştur.
Eğitim Sen temsilcileri, Şura`nın ilk gününden son gününe
kadar oluşturulan komisyonların tamamında,
laik, bilimsel eğitimin savunucuları ve temsilcileri olarak yer
almıştır. Zaman zaman temsilcilerimize yönelik ağır hakaretler ve sözlü
saldırılar yapılmasına rağmen, sendikamız Şura raporumuzda belirtilen
görüşlerini hem komisyonlarla, hem de basın ve kamuoyu ile sürekli ve düzenli
olarak paylaşmayı sürdürmüştür. Anadolu Ajansı dışındaki basının Şura
çalışmalarını izlemesinin yasaklanması, Şura`da konuşulanların halktan
gizlenmeye çalışılmasının önemli bir kanıtı olmuş, fakat sendikamız basına
yönelik bu sansürün kırılmasında önemi bir rol oynayarak, kapalı kapılar
ardında konuşulanları basın ve kamuoyu ile paylaşmıştır.
"Karma
eğitim" ve "dini değerler" eğitimi tartışmaları özellikle
gündeme getirilmiştir.
19. Milli Eğitim Şurası, özellikle "Öğretim Programları
ve Haftalık Ders Çizelgeleri" ile "Okul Güvenliği" ihtisas
komisyonlarında yürütülen, eğitim biliminin en temel ilkelerine ve pedagojiye
açıkça meydan okumak anlamına gelen tartışma ve söylemlerle, eğitimde 4+4+4
dayatmasını bile gölgede bırakacak karar önerilerinin çıkmasına neden olmuştur.
Şura`nın ilk gününden itibaren Eğitim Bir Sen`in karma eğitimi tartışmaya
açması, okulöncesinden başlamak üzere, eğitimin bütün kademelerinde kız ve
erkek öğrencilerin ayrı eğitim alması ve eğitimde tek cinsiyetli okulların yaygınlaştırılması
yönündeki önerisinin sendikamızın kararlı ve direngen tutumu ve asla gündeme
alınmaması gerektiği yönündeki ısrarlı çabaları sonucunda ancak ikinci günün
sonunda "gündem dışı" olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
Eğitim Sen`in komisyonlarda yürütülen tartışmalara aktif
olarak katılması ve müdahaleci olması, basın yasağına rağmen muhalif basının
tutumu ve kamuoyunda oluşan tepkiler, karma eğitimin kaldırılması önerilerin
gündeme getirildiği her iki komisyonda da reddedilmesini sağlamıştır.
19. Milli Eğitim Şurası açılış konuşmalarında hem
Cumhurbaşkanı hem de Milli Eğitim Bakanı, eğitimin sorunlarından çok
"milli" ve "manevi" değerlere özel vurgusu yapması,
Şura`nın bu yönde kararlar da almasında belirleyici olmuştur.
Din eğitiminin ilkokul 1. 2. ve 3. sınıflarda zorunlu
olması, daha çok din temelli değerler eğitiminin okulöncesinden itibaren
eğitimin bütün kademelerinde verilmesi yönündeki karar önerisi, Eğitim Sen`in
laik bilimsel eğitime ve pedagojiye aykırı olduğu yönündeki eleştirilere rağmen
kabul edilmiştir.
Eğitim Sen`in AİHM kararlarına uyularak zorunlu din dersi
dayatmasına son verilmesi yönündeki önerileri, ortaokullara Felsefe dersi
konulması yönündeki önerilerinin reddedilmesi, 19. Milli Eğitim Şura`sında
eğitim biliminin değil, dini eğitimin referans alındığını, şuranın bir eğitim
şurası olmaktan çok "din eğitimi şurası" şeklinde geçtiğini
göstermiştir.
Turizm Meslek Liseleri`ndeki renkli sularla yapılan
"Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama" dersinin kaldırılması yönündeki öneriler,
Eğitim Sen`in bütün karşı çıkışlarına rağmen oy çokluğuyla kabul edilmiştir.
Okulöncesi eğitimin yeniden tam gün olması, ilkokul ve
ortaokulda tekli eğitime geçilmesi gibi öneriler az sayıda olumlu karar olarak
azınlıkta kalmıştır. Komisyonda Osmanlıcanın bütün liselerde zorunlu olması
önerisi, Genel Kurul`da Eğitim Bir Sen ve bazı sendikaların karşı çıkmasına
rağmen verilen önerge ile seçmeli hale getirilmiştir. Eğitim Sen, Osmanlıcanın
sadece Sarayda konuşulan bir dil olduğunu ifade ederek, dersin zorunlu ya da
seçmeli olarak verilmesine karşı çıkmış, anadilinde eğitim taleplerini gündeme
getirmiştir.
Okulları kışlaya çevirecek kararlar alınmıştır.
Şura`nın en tartışmalı geçen ikinci komisyonu olan
"Okul Güvenliği" ihtisas komisyonunda alınan kararlar, okullardaki
güvenlik önlemlerinin kışla ya da cezaevi mantığına paralel bir şekilde ele
alındığını göstermiştir. Öğretmenlerin "suç potansiyeli taşıyan"
öğrenciler hakkında emniyetten bilgi alması, ilkokul ve ortaokulda öğrenci
disiplin yönetmeliği çıkarılması ve mevcut disiplin yönetmeliğindeki cezaların
ağırlaştırılması, okullara turnike ve kameranın takılması, öğrencilerin
dedektörle aranması, okul duvarlarının yükseltilmesi, tuvaletlere duman sensörü
takılması gibi en temel insan hak ve özgürlüklerine, çocuk haklarına aykırı
kararlar, Eğitim Sen`in somut alternatif öneriler sunmasına ve komisyonda tek
başına direnmesine rağmen, yine oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Okul güvenliği komisyonunda kendisini veli olarak tanıtan
bir kişinin aynı zamanda Eğitim Bir Sen`in G.Antep şubesi avukatı olduğunu
açıklaması Şura bileşenlerinin nasıl belirlendiği sorusunu gündeme getirmiş,
çıkan kararlar ile tam bir skandal olarak basında ve kamuoyunda yoğun
tartışmalar yaşanmasına neden olmuştur. Eğitim Sen "Okul Güvenliği"
komisyonu kararlarına bir bütün olarak red oyu vermiştir.
Öğretmen niteliğini arttırma konusundaki önerilerimiz kabul
görmüştür.
Şura ihtisas komisyonları içinde öğretmen niteliğini
arttırma komisyonunda alınan kararların önemli bir bölümü Milli Eğitim
Bakanlığı`nın uygulamaları ile çelişti. Eğitim Sen`in öğretmenlerin ekonomik ve
özlük sorunları ile ilgili bütün önerilerinin komisyonda kabul edilmesi, Şura
hazırlık raporundaki piyasacı ifadelerin çıkarılması, zorunlu rotasyon yerine
teşvik sisteminin getirilmesi yönündeki önermemiz, ek derslerin arttırılması,
3600 ek gösterge, öğretmenlere her 4 yılda bir yıpranma payı verilmesi, yüksek
lisans yapanlara %25, doktora yapanlara yüzde 40 daha fazla ek ders ücreti
ödenmesi gibi pek çok konuda olumlu kararlar alınmıştır.
Öğretmenlerin yetiştirilmesi süreci ve eğitim fakülteleri
ile ilgili olarak alınan kararların Bakanlığın politika ve uygulamaları ile
temelden çelişmesi, 19. Milli Eğitim Şurasında bir bütün olarak öğretmenlerin
lehine olan bu kararların ne kadarının uygulanacağı büyük bir soru işareti
olarak durmaktadır.
Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat yöntemine
devam edilecek
19. Milli Eğitim Şurasında diğer bir tartışma başlığı olan
Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması ihtisas komisyonunda sendikamız
alternatif önerilerini komisyon üyelerine sunmuş, ancak Eğitim Bir Sen ve
Bakanlık Bürokrasisinin direnci ile karşılaşmıştır. Bu komisyonda yürütülen
tartışmalarda eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat yöntemine devam
edilmesine karar verilmiştir. Sendikamızın toplumsal cinsiyet kotası
getirilmesi önerisi kabul edilmemiş, ancak kadın eğitim yöneticilerine pozitif
ayrımcılık yapılması yönünde kararlar alınmıştır.
Okul yöneticilerinin belirlenmesi konusunda kurum yöneticilerinin
sendika yönetimlerinde yer almaması gibi, sendikaların iç işleyişlerine
müdahale anlamına gelen bir komisyon önerisi oy çokluğu ile Şura metininden
çıkarılmıştır. Resmi dil dışında anadili farklı olan yerlerde eğitim
yöneticilerinin seçiminde çalıştığı yörenin anadilini bilenlere öncelik
verilmesi önerimiz ise oyçokluğu ile reddedilmiştir.
Şura, piyasa ve din merkezli eğitim anlayışının artarak
süreceğini göstermiştir
Türkiye`nin eğitim sistemi, özellikle 1980 sonrasından
başlayarak, her alanda benimsenen piyasa ve din eksenli politikaların da
etkisiyle büyük ve köklü bir dönüşüm yaşamayı sürdürmektedir. 19. Milli Eğitim
Şurasında laik, bilimsel eğitim anlayışının öğretim programlarından büyük
ölçüde dışlandığı görülmüş, özellikle Osmanlıca tartışmaları sürecinde
sendikamızın diğer anadillerinde de eğitim yapılması yönündeki önerileri kabul
görmemiştir.
6 Aralık Cumartesi günü yapılan ve komisyon kararlarının
alındığı Şura Genel Kurulu`nda sendikamızın özellikle AİHM kararlarına uyularak
zorunlu din derslerinin kaldırılması yönündeki değişiklik önergemiz kabul
edilmemiştir. Eğitim Sen adına Genel Kurula hitaben her temsilcimiz 2`şer kez
söz almış ve 19. Milli Eğitim Şurası`nın başından sonuna iktidarın
belirleyiciliği ve yönlendirmesi altında yürütüldüğü vurgulanmıştır. Şura
üyelerinin Alevilik müfredatı ile ilgili bir önergenin görüşülmesini bile
reddetmesi, iktidar temsilcilerinin aksi yöndeki bütün iddialarına rağmen
Türkiye`de "Alevi fobisinin" hala sürdüğünü göstermiştir.
Sendikal hak ve
özgürlükler tartışmaya açılmıştır.
Son gün Şura Genel Kurulu sırasında, sendikal faaliyetler
ile okul güvenliği arasında zorla ilişki kurularak oylamaya sunulan
"sendikal faaliyetlerin okul ve ders saatleri dışında yapılması"
önerisi bardağı taşıran son damla olmuştur. Eğitim Sen adına Şura Genel Kurula
hitaben yapılan konuşmada Şuranın sendikal hak ve özgürlükler aleyhine karar
alamayacağı ve bu maddenin görüşülmemesi gerektiği belirtilmesine rağmen madde
oylanmış ve kabul edilmiştir.
Bu maddenin kabul edilmesi üzerine Genel Sekreterimiz Sakine
ESEN YILMAZ, Şura`da bütün ısrarlarımıza rağmen alınan bilim karşıtı bütün
kararların ve sendikal haklara karşı alınan son kararın Şura`yı geçersiz hale
getirdiği ve Eğitim Sen açısından Şura`nın anlamını yitirdiğini açıklamış ve
Eğitim Sen delegasyonu Şura salonunu terk etmiştir. Eğitim Sen`in Genel Kurul
salonunu terk etmesinin ardından alınan karar usulsüz bir şekilde tekrar
değiştirilerek "sendika" ifadesi metinden çıkarılmış ve görevliler
sendikamızı salona tekrar çağırmak istemişlerdir.
Şura Genel Kurulu salonunu terk etmemizin ardından
sendikamız tarafından 19. Milli Eğitim Şurası`na yönelik eleştirilerimiz ve
alınan kararlarla ilgili görüşlerimiz Genel Başkanımız Kamuran KARACA ve Genel
Sekreterimiz Sakine ESEN YILMAZ tarafından basına yapılan açıklamalar ile
ayrıntılı olarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.
19. Milli Eğitim Şurası`nda laik, bilimsel eğitim anlayışına
ve pedagojiye meydan okunmuştur!
19. Milli Eğitim Şurası, Türkiye`de yıllardır eğitim
politikalarını belirleyen zihniyetin ve onun siyasal-ideolojik hedeflerinin,
eğitim sistemini bir bütün olarak ileriye doğru değil, geriye doğru işletmekte
ısrar edeceğinin bir kez daha görülmesini sağlamıştır.
Eğitim sistemindeki mevcut merkezi, otoriter ve statükocu
yapıyı daha da güçlendiren, eğitimin temel sorunlarına çözüm üretmek yerine
yeni sorun alanları yaratacak olan Şura kararlarının onaylamak ve kabul etmek
mümkün değildir.
Eğitim Sen`in 19. Milli Eğitim Şurası`nda laik, bilimsel
eğitim anlayışı ile çelişen kararların uygulanmaması için bütün gücüyle
mücadele edeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Eğitim sistemini ve
toplumu kendi dünya görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürmek
isteyenlere karşı bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencilerimizi ve
velilerimiz, Eğitim Sen ile birlikte, omuz omuza mücadele etmeye
çağırıyoruz. 08.12.2014
GİRESUN EĞİTİM SEN ŞUBE YÜRÜTME KURULU giresunegitimsen@gmail.com