Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


İnsan ne ise o'dur


Açıklama: Orta Öğretim Genel Müdürü Ercan Türk yazdı
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 01 Aralık 2014
Geçerli Tarih: 27 Nisan 2024, 12:59
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19804


İNSAN NE İSE O’DUR

Her işin kendine göre incelikleri,her ustanın ise bir tarzı vardır. Diğer bir deyişle herkes,her işi aynı yöntemle yapamadığı gibi yapılan iş de kişinin maharetini gösterir: "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde (Ziya Paşa).

Kişi yaptığı işin niteliğine göre püf noktalarını bilmeli, işinde uzmanlaşmalı, hatta işini sanat hâline getirebilmelidir. Ayrıca, her bireyin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Herkes her işin piri olamayacağı gibi bir kişi aynı anda hem siyasetçi, hem bürokrat, hem iş adamı, hem de sivil toplum kuruluşlarında yönetici gibi davranmaya çalışmamalı, yaptığı işin özelliklerine uygun hareket etmelidir.

EN İYİSİ

Dağ tepesinde bir çam olamazsan,

Vadide bir çalı ol.

Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.

Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver.

Bir misk çiçeği olmazsan bir saz ol.

Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.

Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz.

Dünyada hepimiz için bir şey var.

Yapılacak büyük işler, küçük işler var.

Yapacağınız iş,size en yakın olan iştir.

Cadde olamazsan patika ol.

Güneş olamazsan yıldız ol.

Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir.

Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın

(Douglas Malloch)

Her insan özeldir ve her insanın kendine has bir dünyası vardır. Herkesi olduğu gibi kabul etmek ve anlamaya çalışmak lazım. Bu durum insan olmanın bir gereğidir. İnsan olmanın çok zor olduğu ve insan olmak için bir ömrün bile yetmediği söylenir. Aslında insan olmak, dolaylı olarak birbirinden farklı yaratılmış bireylerin uyum içinde yaşamaya çalışması olarak da tanımlanabilir. Aynı coğrafyada yaşayıp aynı havayı teneffüs eden hatta aynı anne babadan dünyaya gelen bireyler bile fıtrat olarak birbirine benzememektedir. Bu durum, bir arada yaşamayı zorlaştırmakta ve kişilik çatışmalarına neden olmaktadır. Büyükler çocukları anlamakta zorlanıyor, çocuklar da büyükleri beğenmiyor değil mi? Bilim ve teknoloji çağında bireysel farklılıkları da dikkate aldığımızda insan olmanın ve insanca yaşamanın zorluğu tartışılmaz. “Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi, bilgisayarlarla düşünmeyi öğrendik; ama unuttuğumuz ince bir sanat kaldı, insanca yaşamak (Martin Luther King)…”

Bireysel mutluluk, kişinin kendi gerçeğiyle yüzleşmesinden geçer. Buna kendi gerçeğinden haberdar olma veya farkındalık da denir. Kişi, kendinin ne olup ne olmadığını, neyi, nasıl yapacağını bilirse olaylar karşısında gerekeni yaparak işlerin üstesinden gelir. Böylece yaptığı işin özelliklerine uygun hareket ederek kendine ve içinde yaşadığı topluma katkı sağlar ve değer katar. Kendisinin ne yaptığına değil de başkasının ne yapmadığına bakanlar ise yalanın, iftiranın ve dedi kodunun insanı düşürebileceği en aşağı seviyeye inerek önce ait olduğu sosyal çevrede sonra da yaşadığı toplumda dışlanır ve yalnız kalmaya mahkûm olur. Kul hakkı da cabası.

Yaratılanı yaratandan ötürü hoş görerek herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekir. Bir insan kendini herkese beğendirmek zorunda değil. Bu mümkün de olmaz. Her bireyin inancı, düşünce yapısı, hayata ve olaylara bakışı, yaşama yüklediği anlam, öncelikleri, beklentileri, hayalleri başka başkadır. Bir kalıba sığar mı bütün âlem? Kimseyi ne yargılayalım, ne hor görelim. Çünkü, insan ne ise o’dur.

Orta Öğretim Genel Müdürü Ercan Türk

Asiye Koca Demir‎ - Vatan Giresun Gazetesi


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster