Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 24 Kasım 2014
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 04:17
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19759
Ben Dersimli Kemal’im
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu nihayet Dersim ismini kabul etti ve
Dersimli olmaktan da gurur duyduğunu söyledi. Ancak, bir türlü Kürd ve Alevi
olduğunu söyleyemiyor.
Hemşerimiz olan CHP Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu'nun gerçekten dürüst ve iyi niyetli bir insan olduğuna inanıyorum.
Bir taraftan da ürkek ve “güvercin tedirginliğini” taşıdığını düşünüyorum.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllar önce eski dışişleri
bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ile yapmış olduğu röportaj Dersim soy kırımını
gündeme taşınmasında çok önemli bir katkı sağlamıştır. Hem bu röportaj ve hem
de CHP Genel Başkanı olması nedeniyle “Vatan-millet-bayrak-ezan” diyen
kesimleri rahatsız etmiştir.
Eğer Kemal
Kılıçdaroğlu o röportajı yapmamış olsaydı ve bu gün CHP Genel Başkanı olmasaydı
Dersim soykırımı tartışması böyle yoğunluklu olarak tartışılabilir miydi?
Eski başbakan şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın
seçim kampanyalarında soy-sop-mezhep üzerinden Sayın Kılıçdaroğlu’na yüklenmesi
nedeniyle halklar arasında tehlikeli bir hal almış ve ters tepmiştir. Bu defa
Dersim soykırımı olayı üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırmak
istiyor. Ancak, AKParti iktidarı kötülük yapayım derken istemeden Dersim’e
iyilik yaptığını söylemek abartılı olmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi Aleviliği, Kürtlüğü konusunda
suskun kalması, sadece adaşı M. Kemal Atatürk üzerinden siyaset yapması
“güvercin Tedirginliği”nden olduğunu düşünüyorum.
“Kılıçdaroğlu’nun her daim yanında, cüzdanında Alevilikte
kutsal bir sembol olan “pençe-i Ali Aba” sembolü taşıyacak samimiyette bir
Alevilik inancına sahip olduğunu da biliyorum…” (A. Kenanoğlu / Gomanweb)
Bu hemşerimizi bir kaşık suda boğmak isteyen çok sayıda
“vatansever-ulusalcı-milliyetçi” CHP'lilerin olduğunu da biliyorum. Bu güruh
tarafından Kılıçdaroğlu’na devamlı tezgâh kurulmaktadır. Kendisine ulusalcı
veya Kemalist olduğunu söyleyen unsurlar Kürdlere zaten tahammül etmiyorlar.
Alevilere de artık tahammül etmeyeceği görülmektedir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu daha önce Dersim sözcüğünü hiç
kullanmamış, ancak bir süre sonra CHP Kurultay’ında “Ben Dersimli Kemal”im
demişti. Yine Sayın Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın
düzenlediği Aşure sofrasına katılan Alevi dernek ve Vakıf yöneticileri için
“yedikleri yemek haramdır” dedi. Bu düşüncelerine katılıyorum.
Ne var ki, madalyonun öteki yüzünde farklı bir Kemal
Kılıçdaroğlunu görmekteyiz.
Halk Tv.de Uğur Dündar’ın canlı olarak sunduğu “Halk Arenası”
programında CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu konuk etti.
Kılıçdaroğlu’nun ekonomi konusunda sorulara verdiği yanıtların çoğu olumluydu.
Ancak; CHP’nin geçmişi ile Atatürk konusunda sorulara tutarlı yanıtlar
vermediğini söyleyebilirim.
Kılıçdaroğlu bir soruyu; “Türkiye 1930’ların Türkiye’si
değil, Mustafa Kemal Atatürk’ü de bu günkü şartlarda değerlendirmeliyiz. O
nedenle yeni CHP dedik…” diye yanıtladı. Diğer taraftan da Nutuk’tan dem vurdu.
Hâlbuki Nutuk, Onuncuyıl Marşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi gibi 1930’ların
anlayışıyla hareket etmek büyük bir tutarsızlıktır.
“Allahımız bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir,
ehlibeytimiz aynı….” Diyor Sayın Kılıçdaroğlu. Bu durumda; ibadethanemiz de
birdir anlamı çıkmıyor mu? Madem ibadethaneniz de, inancınız da bir ise; Cemevi
ve Alevilik ne oluyor?
“Alevilikten kaçan, milletvekilliği boyunca Alevilerin
sorunlarına ilişkin hiçbir çalışması olmayan, Aleviliği siyaseten kendisine
yük, engel olarak gören birisine siyaseten “Alevi” diyerek sahip çıkılması hem
bunu istemeyen kendisine, hem Aleviliğe hem de Alevi mücadelesi veren
siyasilere, Alevilik için bedel ödeyen kimselere haksızlıktır.” (A. Kenanoğlu /
Gomanweb)
Sayın Kılıçdaroğlu kendisini mutlaka gözden geçirmelidir. TV
programlarında Kürd, Alevi ve emek konusunda sorulan sorulara cesaretle yanıt
vermelidir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu öncelikle CHP’de zihniyet değişimi
yapmalıdır. Aksi halde sadece CHP genel başkanı olmakla Alevilerin önünü
tıkamaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na şu soruyu sormaktan kendimi
alamıyorum.
Diyarbakır'dan Şafii Kürdler Alevi bir bayanı Belediye
Başkanı olarak seçtiler. Yine 10'dan fazla alevi milletvekilini TBMM’ye
taşıdılar. Tunceli'de Şafii bir şahsiyeti belediye başkanı veya milletvekili
olarak seçtirebilir misiniz?
Eğer yanıtı evet ise; Geçmişte Erdal İnönü’nün HEP ile
yaptığı gibi önümüzdeki milletvekilliği seçimlerinde HDP ile ittifak yaparak
seçime girmesini öneriyorum. Bu önerim HDP için de geçerlidir.
2015 milletvekilliği seçimi için CHP-HDP ittifak
yapabilirlerse; bunun hepimizin yararına olacağını düşünüyorum. Yani;
Kürtlerin, Alevilerin, sosyal demokratların, Kemalistlerin, sosyalistlerin,
emekçilerin özgürleşmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
“CHP içinde olup da kendilerini ‘solcu, sosyalist,
demokratik solcu, sosyal demokrat’ olarak nitelendirenler,artık bu gerçeği
görmelidirler…”
Bu gün ülkemizde derinleşen siyasi krizin 2015 yılı
Haziran’da yapılacak olan milletvekilliği seçiminde ancak böyle bir ittifakla
aşılacağına inanıyorum.
NOT 1. Bu önerimden dolayı bana kızacak birçok okuyucunun
olacağını tahmin etmek zor değildir. Değerli okuyucuların ve dostların elbette
eleştirileri de olacaktır. Gerek elektronik posta ile gerekse sitede yazılan
yazılar makalenin altına yorum olarak eklenecektir. Küfürler hariç, tehditler
dâhil bu eleştirilerin tümü http://www.gomanweb.org sitesinde yayınlanacaktır.
NOT 2. Bu satırları yazdığım sıralarda Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunun kayınvalidesinin vefat ettiğini üzüntüyle öğrenmiş
bulunmaktayım. Sayın Kılıçdaroğlu ve eşine baş sağlığı diler,acılarını
paylaşıyorum.