Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: AKP Taslağı eleştiriliyor
Kategori: Haber
Eklenme Tarihi: 21 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 03 Mayıs 2024, 09:27
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19481
Hayatımızda çok şey değişiyor
DOĞUM,EVLENME,BOŞANMA VE ÖLÜMDE NÜFUS MÜDÜRLÜKLERİNE
GİDİLMEYECEK
Birincisi, İçişleri Bakanlığımızla yaptığımız
değerlendirmelerle, vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştırıcı bir
adımlar atmaya karar verdik. Bunlar, doğum, evlenme, boşanma ve ölüm gibi
hallerde, nüfus müdürlüklerine gitme zarureti ortadan kaldırılacak. En
yakınımızı kaybederiz, cenaze hazırlıklarıyla uğraşırken, kağıt almaya
çalışırız. Bizim devletimiz vatandaşına güvenmelidir. Bu çerçevede nüfus
müdürlüklerine gitmeden bildirimle sağlanacak.
SOYADI DEĞİŞİKLİĞİNDE MAHKEME KARARI OLMAYACAK
İkincisi, isim ve soy isimlerle ilgili mahkeme kararı artık
olmayacak. İsim zati bir şeydir. Kişinin kendisinin seçmesinin en doğal hakkı
olduğu bir husustur. Kimse izin alma zorunluluğunda olmayacak. Bu zati hak
vatandaşlarımıza verilecek, vatandaşlarımız mahkemeye gitmeden tek bir
dilekçeyle ben şu soyadını değil bu soyadını kullanmak istiyorum diyecek.
Hiçbir mahkeme süreci olmayacak. Ben kendi kızımı kaydederken nüfus memuru
hatırlıyorum, annemin adı, bunu kaydedemem demişti sene 88. Arapça bu isim
demiştim. Baktım adı Mahmut, bu isim nece dedim. Ama ikna etmek 15-20 dakikayı
buldu. Artık kimse çocuğuna vereceği isim konusunda, soyadı değişikliği
isteniyorsa, kullanıldığında yüzü kızaran soy adları var, tek bir dilekçeyle
değiştirme hakkı vereceğiz.
İKAMETGAH E-DEVLET ÜZERİNDEN VERİLECEK
Yine nüfus kayıt örneği, ikametgah e-devlet üzerinden
verilecek.
PASAPORT VE SÜRÜCÜ BELGESİ ARTIK EMNİYET'TEN ALINMAYACAK
Pasaport ve sürücü belgeleri bunlar nihayette seyahat
belgesidir. Bunlar Emniyet Genel Müdürlüğü'nün işi değildir. Pasaport alacak
olan bundan sonra Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü'ne gidecek. Böylece sanki
pasaportla yurtdışına çıkan her vatandaş potansiyel suçluymuş gibi gidip
emniyet kapılarında beklemeyecek. Bu da çok temel bir değişikliktir. Bir
zihniyet değişimini yansıtır.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI YENİDEN YAPILANDIRILACAK
İçişleri Bakanlığı'nın yeniden yapılandırılması.
Aldığım brifingten sonra bakanlıklarımızın yeniden
yapılandırılmasına ihtiyaç var. Önümüzdeki yeni Türkiye inşa edilirken
kurumlarımızın kendilerini muhasebeden geçirmeleri gerekiyor. Bütün
kurumlarımıza bu talimatı verdim. Bizzat da gidip herkesi dinleyeceğim. Reform
yapılması gerekiyorsa o reformları yapacağız. Bunu Diyanet’te de YÖK’te de
yaptım. Bundan sonra bizim her şeyi şeffaf şekilde tartışacak ülkemizin
geleceğini ve demokrasimizin tahkim edilmesini teminat altına almamız lazım.
EMNİYET İÇİN YENİ TEDBİRLER
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün etkinliğini ve esnekliğini
güçlendirecek tedbirler alacağız. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kendi kurumsal
yapısı içinde piramit bozulması olduğunu gözledik. Bunu düzelteceğiz.
İhtiyaçlar karşılanacak. Ama biraz sonra üzerinde durduğum gibi her bir
güvenlik mensubumuz da demokratik hukuk devleti kuralları içinde hareket etmeye
yönlendirilecekler, güvenlik kültürü haline gelecek. Salt fiziki güçle ilgili
bir husus değil.
JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK İÇİŞLERİ'NE BAĞLANACAK
Bu çerçevede çok önemli bir adım atıyoruz, devrim. Jandarma
ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarımızın atamalarının doğrudan İçişleri'ne
bağlanmasıdır. Şimdiye kadar, İçişleri'ne bağlı olmakla birlikte TSK içinde
düzenlemeler yapılıyordu. Askeri konular hariç, bütün diğer konularda yetkiler
içişleri bakanı ve bakanlığına veriliyor. Atama değerlendirme sicil ve bir çok
konular. TSK şu ana kadar da gözbebeğimiz gibi korumamız gereken çok önemli
temel kurumumuzdur. Önümüzdeki hafta doğrudan da brifing alacağım. Şu ana kadar
da bir çok reform yaptık, bunları sürdürerek bir taraftan kurumlar üzerindeki
sivil ve demokratik denetimi gerçekleştireceğiz, diğer taraftan da en yetkin
hale gelmesi için ne gerekiyorsa destek vermeye devam edeceğiz. Ayrıca bunun
beş alana yansıması için de bundan sonra jandarmalarımız içişleri
bakanlığımızın tayin edeceği özel bir kıyafet giyecekler. Bu alanda hem idari
işleyiş bakımından hemde toplumsal görünürlük bakımından demokratik sivil
hayatın daha yakın unsurları halinde çalışmaya devam edecekler. Bu anlamda
diğer tedbirlerden önce yapısal tedbirleri öne çıkardık. Devlet önce kendisine
bakıyor ne yapılması gerektiği konusunda, sonra da insan hakları bağlamında
atılması gereken adımları atıyor. Yine üçüncü alan. Herhangi bir istihbarı
faaliyet yapılıyorsa bunun da uyum içinde dengeleyici mahiyette denetimi
yapılacak. İstihbarat teknik takip dinleme gibi yetkilerin, önce o birimlerde
içişleri bakanlığında başbakanlık teftiş kurulunda denetimi yapılacak. Ayrıca
TBMM’de 17 kişilik komisyona da rapor sunulacak. Dinlemeyle ilgili
rahatsızlıkların hepimizi nasıl meşgul ettiğini biliyoruz. Ama eğer herhangi
bir suçun önlenmesi için önleyici kısa süreli bir istihbarat dinlemesi
yapılmışsa, bu yapılan dinlemelerin hepsi TBMM’de bütün partilerin katıldığı
komisyonda değerlendirilecek, rapor altına alınacak. Kimse bu konuda şu şüpheye
düşmesin. Verdiğimiz hiçbir özgürlükten geriye dönüş yaşatmayız. Son derece
dinamik bir değişim çağında yaşıyoruz. Bazen yeni gelen teknolojik bir araç
özgürlüklerimizi kısıtlayıcı sonuçlar doğurabiliyor. yetki istismarına karşı
her türlü tedbir bu çerçevede alınacak. Dördüncü alan, şiddet olaylarıyla,
toplantı ve gösteri yapmakla ilgili. Eğer biri engelleyecek olursa, ben oraya
gider toplantı ve gösteri yaparım. Ama toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk
devleti içinde kamu düzeni kuralları içinde gerçekleşir. Bu alanda sadece ben
gösteri yaparım başkası yapamaz, her türlü şiddeti yaparım denilirse ses
çıkarılır. Devlet nerede diye bir vatandaş sorarsa devlet de burada millet de
burada. Şimdi bu bağlamda toplantı ve gösteri yapanlara karşı her türlü saldırı
engellenecek. Toplantı ve gösteri yapılıyor, bize karşı da olsalar, eleştirel
de olsalar, güvenlik birimlerimizin görevi o gösteriyi yapanların can
güvenliğini de teminat altına almaktır. Herhangi bir gösteriye dışardan bir
saldırı olduğunda bu saldırı durdurulacak. Şiddete dönüştüren her türlü eylem
suç sayılacak. Yani toplantı gösteri yapıyoruz, ne yapacaksınız fikirlerimizi
ifade edeceğiz, edin. Ama elinizi Molotof aldığınız anda şiddet eylemi başlar.
Ben gösteri hakkını kullanıyorum, bana müdahale edemez diyemez kimse. Bununla
ilgili olarak geçmişte bazı düzenlemeler yapıldı. Patlayıcı yakıcı ateşli
silahlar diye tanımlamalar var. ama Molotof konusunda öyle bir muğlaklık var
ki, hakimlerin takdirine bırakıyorlar. Bu konuda kimseye takdir hakkı bırakmayız,
Molotof bir saldırı aracıdır. Eğer bu molotofla ambulanslar yakılmışsa,
kütüphanelere saldırılmışsa, kuran kursları yakılmışsa, polislerimiz yanmışsa,
genç kızlarımız genç yaşta hayatlarını kaybetmişse bunun adı da özgürlük olmaz.
Tamamıyla AB ve dünya evrensel standartları esas alacağız. Şimdi birileri
Avrupa, biz bunları kendi insanımızın güvenliği için alıyoruz. Kuzey İrlanda ve
birleşik krallıkta, Molotof bulundurmak ve kullanmak, hayati tehlikeye yol
açacak şekilde herhangi bir patlayıcı maddeyi kullanmak, anlaşmak, patlama
gerçekleşmese bile suçtur. Bu suçtan hüküm giyenler ömür boyu hapis cezasıyla
cezalandırılır. Şüpheli biçimde sebebini açıklamadan patlayıcı madde
bulundurmak iki yıla kadar hapisle cezalandırılır. ABD’de kayıt dışı Molotof
bulundurmak üretmek satmak kullanmak yasaktır. Eyaletten eyalete değişmektedir.
Michigan eyaletinde 4 yıldan, iki milyon dolardan ağır olmamak şartıyla
cezalandırılır. Canına veya malına yönelik olması durumunda bu ceza
artmaktadır. Kanada’da Molotof yasaktır. Londra’da molotoflu saldırı yapan PKK
sempatizanı üç kadına 19 yıl üç ay hapis cezası verilmiştir. Ben kendi
değerlerine inanan bir insanım. Ama birileri için ki biz evrensel değerlere AB
normlarına bağlıyız, birileri için tek norm dışarıdaki ülkelerdeki
uygulamalarsa işte demokratik uygulamalar. YAYGARA YAPMASINLAR, KENDİ
ÜLKELERİNE BAKSINLAR Bunu okudum, yabancı basın Türkiye otoriterleşiyor diye
yaygara yapmaya kalkmasınlar. Önce kendi ülkelerine baksınlar sonra katledilen
vatandaşlarımızın haklarını koruma konusunda kararlılığımız konusunda bize
saygı göstersinler.
YÜZÜNÜ KAPATANLARA İZİN VERİLMEYECEK
Şiddet işlemek amacıyla yüzünü kapatarak toplantı ve gösteri
yapacağım iddiasında bulunanlara izin verilmeyecek. Okmeydanı’nda yüzünü
kapatmış, elinde pompalı tüfek. Bu gösteri mi? Diyarbakır’da Batman’da
ambulanslara saldıranlar, bu toplantı ve gösteriyle ya bunlar bizi yeterli akli
yetkinlikte görmüyorlar yada milletin aklıyla alay ediyorlar. Bunlar toplantı
ve gösteri yapma özgürlüğü içine giremez. Toplantı ve gösteri yapmak isteyen
kendisini gizlemeden söyler. İşte ben Amasya’daydım. Binlerce vatandaşımız bir
araya gelme hakkını kullanıyor. Hiçbirinde de maske yoktu. Çünkü orada bir hak
kullanıyorlardı. Bu şekilde maskeler takarak, yüzlerini kapatarak şiddet amaçlı
sokağa çıkanlar potansiyel suçlu muamelesini görürler. Gösteriye silahlı
katılanların cezaları artırılacak.
ATEŞLİ SİLAHA İZİN YOK
Gösteri için geldiğini iddia eden kişiden ateşli silah
çıkıyor. Batı’da çakı çıksa uzaklaştırılır, gözaltına alınır. Gösteri ve
toplantı meydanına girmeye izin verilmeyecek. Eğer böyle bir suç işlenirse, 6
aydan 3 yıla olan ceza, tutuklanmasını da teminen, potansiyel şiddeti vardır
orada bu ceza 2,5 yıldan 4 yıla kadar artırılacak.
GÖZALTI SÜRELERİ
Yine bu çerçevede, gözaltı süreleri. Bu da çok tartışıldı.
Öylesine şiddet eylemleri oluyor ki. Birisi molotof atıyor, Molotof kokteyli de
suç olarak görülmediği için, polis onu aldığında karakola götürdüğünde
gözaltına alamıyor, kaydını yapıyor, o karakolun öbür kapısından çıkabiliyor.
Gözaltı hakkı yok polisin. 6-7 Ekim olaylarında yaşananlar ki ben ilginç bir
benzetmeyi, 6-7 Ekim olaylarıyla 6-7 Eylül olaylarına bakın aynı zihniyeti
göreceksiniz. Aynı tekçi zihniyetin ürünleridir.
POLİSE 24 SAAT GÖZALTI SÜRESİ
Bu olaylara baktığınızda polis şiddet eylemini durdurmak
istiyor, gözaltına alıyor fakat bir müddet sorna tekrar çıktığında yeni suç
işleyenlere malzeme teşkil edecek bir tablo ortaya çıkıyor. Bu durumda biz
polisimize 24 saat gözaltı yetkisi veriyoruz, savcılığa müracaat etme şartıyla.
Her bir polise vermiyoruz bunu. Vali yardımcısı yada üst bir amirin kararı ve
denetimiyle. Neden? Çünkü diyecekler ki Türkiye geri mi gidiyor. Şimdi sadece
savcı tek kişi için 24 saat, toplu suçlarda 4 gün gözaltı yapabiliyor. İngiltere’de
polis 36 saat gözaltında tutabiliyor. Almanya’da 24 saat muhafaza amaçlı 48
saat adli amaçlı gözaltı var, polis tarafından. Fransa, polis 24 saat
gözaltında, savcı 48 saat tutabiliyor. Avusturya polis azami 48 saat
tutabiliyor. İtalya, polis 24 saat savcı 96 saat. Belçika polis 48 saat
gözaltında tutabiliyor. Danimarka 4 güne kadar çıkabiliyor. Bulgaristan polis
24 savcı 72 saat.
SAVCI GÖZALTI SÜRESİNİ 48 SAATE UZATABİLECEK
Şimdi bizim getirdiğimiz teklif, Avrupa’daki en düşük
uygulamayı alabiliyoruz, polis 24 saat tutabilsin, savcı da 48 saate
uzatabilsin. Şimdi Diyarbakır yada batman’dasınız. Oradaki emniyetten
sorumlusunuz. Bir gösteriden bahsetmiyoruz 3 gün süren yaygın şiddet eyleminden
ve her yerden yükselen ateşlerden bahsediyoruz. Bu durumda polis gözaltına
alacak, savcıya soracak, o sırada savcıya ulaşamazsa, elinde Molotof olan
birisi başka bir eyleme gidecek zamanı bulabilecek, buna izin veremeyiz.
Kanunla bütün vatandaşların hukukunu korumak amaçlı çıkarılırlar. Bana diyor
ki, bu zalimler benim oğlumdan ne istiyor, durdurun bu zalimleri diyor. Bizim
ona cevap vermek ahlaki siyasi hukuki bir görevimizdir.
VERİLEN ZARAR SUÇLUYA RÜCU EDİLECEK
Verilen zarar suçluya rücu edilecek. Şimdi biz bu zararları
tazmin ediyoruz. Ta ki bu Vandallar bu ülkenin sahipsiz olduğunu görsünler.
Suçlu tespit edildiğinde, onlardan alınacak. Bu rücu için geçmişte olan zaman
aşımı da uzatılacak. Bu rücu zaman aşımına tabii olmayacak. Bir sene de olsa
suçlu tespit edildiğinde bu suçların doğurduğu zararlar tazmin edilecek.
UYUŞTURUCU İŞİ YAPANLARA TERÖR MUAMELESİ
Bir başka uygulama. Bonzai ile ilgili, açıklamıştım. Bonzai
ve diğer uyuşturucu işi yapanlar terör muamelesi görecekler. Her biri birer
teröristtir. Gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindeler. Bonzainin net
olarak eroin sayılacağı düzenleme yapılacak. Her türlü uyuşturucu faaliyetinin
okullara yaklaşması durumunda, zaten ağırlaştırılmış olan cezalar iki misli
artırılacak. Oraya uyuşturucunun yaklaşmasına izin vermeyeceğiz. Sanal ortamda
şiddete nefrete çağrı dili anlamına gelecek uygulamalar ifadeler yapılan bazı
çalışmalar suç olarak telakki edilecek. ''Silahlı ayaklanmaya başlıyoruz herkes
silahını alsın, silahlarınızla oraya gidin” bu tweetleri atmak özgürlük müdür?
Böylesi tweetler Avrupa’da ABD’de, siyahları beyazlara karşı, beyazları
siyahlara karşı, o şirketler bunu engellemezler mi? Biz de engelleyeceğiz.
Nefret dilinin şiddet dilinin özgürlükle alakası olamaz. İlgili şirketler temel
kurallara riayet ettiklerinde, sadece o tweetlere dönük tedbirler olacak. Ama
yaygın şiddete dönüşen durum söz konusu olursa sanal ortamla ilgili tedbirler
alınacak.
KOLLUK KUVVETLERİNİN ÜST VE ARAÇ ARAMA YETKİSİ
Kolluğun üst ve araç arama yetkisi tamamiyle hukuki denetime
açık şekilde ve tabi gerekli izin prosedürleri de işlenerek yeni bir
düzenlemeye kavuşturulacak. Hiçbir vatandaşımızın üstü aracı yada evi rastgele
ve keyfi şekilde aranamaz. Çok güçlü bir delili oluşturacak hale dönüşmüşse,
bunun içinde yargı süreçleri paralelinde işlemek suretiyle izin alındıktan sonra
arama yapılabilecek.
EVDE İFADE DÖNEMİ
Engelliler hastalar ve yaşlılar, burada özel bir düzenleme
yapıyoruz. İfadeleri bu vatandaşlarımızın ifadeleri evlerinde alınabilecek.
Karakola yada mahkemeye çağrılmayacaklar.
KOLLUK GÖZETİM KOMİSYONU
Bütün bu düzenlemelerin sivil denetimi için devrim mahiyetinde... Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Ola ki bu yetkiler verildi, bu yetkileri kötüye kullanılmışsa, bunun için de Barolar Birliği başkanı, üniversite temsilcileri olacak ve tamamıyla sivil bir yapı olacak. Bir önemli karar daha aldık, bütün bu düzenlemeler AB uyum komisyonundan da geçecek. Altıncı alan iş sağlığı ve güvenliği konusunda. Bu da en kısa zamanda tasarı meclisimize sunulacak. Yedincisi, kişisel verileri koruma kanunu. Kişisel verilerin işlenmesi depolanması konusunda düzenleme yapacağız. Sekizinci alan. Patent haklarının korunması konusunda, bir kanun düzenlemeyi yapıyoruz. Dokuzuncu alan elektronik ticaretin düzenlenmesi. Yasal çalışmayı tamamladık bu da en kısa zamanda Meclisi İstanbul Tahkim Mahkemelerini kuruyoruz. Gördüğünüz gibi sadece güvenlik tedbirlerine dayanmayan, güvenlikle ilgili her alanı kapsayan çalışmayı tamamlamış bulunuyoruz. Aslında başlatılan bir çalışmadır. alevi vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili bir çok istişareler gerçekleştirildi. raporları isteyeceğim. Bu konuda bir çalışma gerçekleştireceğiz. Sorunlarıyla ilgili de çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.
mynet