Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Ajanlar savaşı 200 yıldır bu topraklarda yapılıyor
Kategori: Güncel
Eklenme Tarihi: 16 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 13:08
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19430
Türkiye casusların cenneti oldu
Ajanlar savaşı 200 yıldır bu topraklarda yapılıyor - Tuğrul
Tunalıgil
Araştırmacı Yazar Aytunç Altındal’a göre; casuslar
Türkiye’de cirit atıyor. Arap ajanların Türkiye’deki faaliyetleri son yıllarda
arttı, ülkemizde yaklaşık 3500 ajan var. Türkiye’nin en meşhur ajanı ise Halikarnas
Balıkçısı’nın kardeşi.
Son yıllarda Türkiye’deki casusluk faaliyetlerinde tırmanış
göze çarpıyor. Türkiye’de suikaste kurban giden 2 Çeçen komutan olayında, Rus
FSB’sinin parmağı olduğundan şüpheleniliyor. “Türkiye ve Dünya’da Casuslar”
kitabının yazarı Aytunç Altındal, Türkiye’deki istihbarat servislerinin
günümüzdeki ve geçmişteki faaliyetlerini anlattı.
AJANLAR SAVAŞI 200 YILDIR BU TOPRAKLARDA YAPILIYOR
Türkiye, sizce son zamanlarda casusların av sahası mı oldu?
Türkiye, sadece son zamanlarda değil, son 200 yıldır
casusların, ajanların, askeri istihbaratçıların cirit attıkları bir bölgedir.
1810’da İstanbul’a yerleşen İngiltere Başbakanı William Pitt’in birinci yeğeni
ajan Lady Stanhope, erkek kılığına girmiş, ölünceye kadar da Şam’da ve
Beyrut’ta bu kıyafetle dolaşmıştı. II. Dünya Savaşı’nda başta İstanbul ve
Ankara, tüm yabancı casusların birbirlerini vurdukları, kolladıkları,
izledikleri şehirlerdi. O dönemde Alman istihbaratı bazı Kürt aşiretlerini
ayaklandırarak Türkiye’yi Almanların safında savaşa sokmak amacıyla tam 5
milyon altın lira göndermişti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Türkiye ABD- Sovyet
istihbarat servislerinin savaş alanına dönmüştü. 1960-1990 yılları arasında
Bulgar, Yunan, Azeri ve Arap asıllı 188 casus izlenmiştir. Bunların arasında,
yargılanarak hapse mahkum olan Hicabi Koçyiğit adlı Rus casusu çok zarar
vermişti. Günümüzde de casuslar savaşı Türkiye topraklarında yapılıyor. Resmi
kaynaklara göre şu anda Türkiye’de en az 3 bin casus vardır. Tahminen,
3000-3500 ajan, muhbir, casus ve istihbaratçı olduğunu düşünüyorum. Bunlara din
adamı, araştırmacı, sivil toplum üyesi (NGO) kisvesi altında çalışan ajanlar
dahil değildir. Son 10 yılda Türkiye, geçmişte olduğu kadar istihbarata önem
vermemiştir. Günümüzde Türkiye “casusların cenneti” olmuştur.
Bu durum soğuk savaş döneminde de böyle miydi, yoksa
sonradan mı Türkiye casuslukta oyun alanı haline geldi?
Türkiye, NATO üyesidir. AB, ABD ve İsrail önemli konularda
istihbaratlarını Türkiye üzerinden yapmaktadırlar. Türkiye, 14 ülkeyle sınırı
olan dünyadaki tek ülkedir. Soğuk Savaş döneminde (1948-1992), Amerikalıların
Türkiye’de askeri üsler açmasıyla birlikte yoğunluk kazanmıştır.
İstanbul’un güvenliği ondan sorulurdu
Halide Edip Adıvar’ın kitabınızda sözünü ettiğiniz eşi Adnan
Adıvar gerçekten de Türkiye’nin ilk etkin casusu muydu? Bu bilgiyi neye
dayanarak veriyorsunuz?
Bu bilgiyi bizzat Halide Edip Adıvar’in bana anlattığı
olaylara (1961) dayanarak veriyorum. Ama Adnan Adıvar, casus değil, Türkiye’nin
sistematik istihbaratını kuran kişidir. Daha sonra da ilginçtir ki, kendi
kurduğu istihbarat örgütü tarafından izlenmiştir.
Sizce en büyük Türk casusları kimlerdir?
Türkiye’nin ünlü bir casusu yoktur ama alanlarında çok
ünlenmiş askeri ve sivil istihbaratçıları vardır. Bunlardan biri altı yabancı
dil bilen Suad Şakir Kabaağaç’tır. II. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’un
güvenliği ondan soruluyordu. Şakir Bey, ünlü yazar Halikarnas Balıkçısı’nın
kardeşiydi. Birkaç yabancı dili anadili gibi konuşurdu. Eşi Fransız asıllı ve
dostları onu Mami diye çağırırdı. Şakir Bey’in yönlendirdiği “Harika” adıyla
tanınan bir kadın ajan, Türkiye’ye ipek tüccarı olarak gönderilmiş bir Alman
ajanıyla yakınlık kurmuştu.
Arap istihbaratçılar çok aktif
Hangi örgütler İstanbul’da istihbarat faaliyetleri
yürütüyor? CIA ve MOSSAD nasıl faaliyetler içerisinde?
Son yıllarda özellikle Arap istihbarat örgütleri çok aktif
durumda. Mısır, Suriye, İran, Irak, Lübnan, Suudi Arabistan ve Libya
ajanlarının sayısında artış var. CIA, MOSSAD ve Alman Anayasa’yı Koruma Örgütü
(Gizli Servis bu) ile İngiliz, Yunan ve Rus servisleri de çok etkili çalışmalar
yapıyor.
İngiltere ve Rusya ilişkileri ajan Alexander Litvinenko
cinayeti sonrasında büyük bir krize girdi, Çeçen komutan cinayetlerinde Ankara
sizce neden sessiz kalıyor?
Çeçenlerin olayı bambaşka boyutlardadır. Kafkaslar’da sadece
Rusya gibi Almanya olmak üzere İngiltere ve Fransa’nın da gözü vardır. Çeçen
asker ve siyasi liderler ile ilgili Türkiye doğrudan girişimlerde bulunamaz.
Türkiye savaştan kaçarak sığınmak isteyen 184 Çeçen kadın ve çocuğu bile Türkiye
kabul etmekten çekinmişti. Oysa, aynı Türkiye, yaklaşık 600 bin Kürt’e
kapılarını açtı, yıllarca besledi. Bunlardan çoğu, Türkiye’ye karşı teröre
destek veriyor. Esas hazin olan budur.
Vehbi Koç, 800 zengin Yahudi’yi Hitler’den kurtardı
1970’li yıllarda CIA’nın Türkiye masasının MİT’in binasında
olduğu, faaliyetlerin beraber yürütüldüğü iddiası doğru mu?
Evet, eski Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri
Çağlayangil’in açıkladığına göre, MİT’in maaşlarını CIA ödemişti bir dönem.
1970’lerde CIA, “AID Binası” diye bilinen Kavaklıdere’deki binada faaliyet
göstermişti. Çağlayangil’i Bursa Valisi’yken tanımıştım. İstihbaratçılıkta
kimse eline su dökemezdi. Hitler, Romanya’da Yahudileri tutuklatmak isteyince,
gemiyle 800 zengin Yahudi, İstanbul’a geldi. Almanya’nın baskısıyla, gemi
karaya yanaştırılmadı. Gemideki Vacuum şirketinin sahipleri, ABD’den gönderilen
mektupla Vehbi Koç’tan, kurtarılmalarını istedi. Koç, şirket sahibi aile için
güvenlik ve istihbarat işlerine bakan, İhsan Çağlayangil’e başvurdu. Bu ikili
Başbakanlığı da atlatarak petrolcü aileyi gemiden çıkardı.
Ajda Pekkan’ın eski eşi de ajan mıydı?
Altındal, 1994’te “Bilinmeyen Hitler” adlı kitabı için
çalışırken, DP’ye yakın bir isimden aldığı telefonla ortaya çıkardığı ilginç
bilgiyi gündeme getiriyor: “Görüştüğüm kişi ’Tochko Opori’ operasyonuyla ilgili
bilgiler vereceğim dedi. Ajda Pekkan’ın eski eşi Cömert Baykent ile düşen bir
MİG 29’un tüm plan ve aksamlarını birlikte Vietnam’dan kaçırarak Ankara’da
ABD’lilere iletilmesini sağladık dedi. İlk başta inanmadım. Ama bazı sorular
sorunca, olayın tüm detaylarını anlattığını öğrendim. Bu kitabı yazarken
İngiltere’deki araştırmam sırasında bu kişinin öldüğünü öğrendim.”
MİT yetersiz kalıyor
Geçen hafta bir İranlı Albay, Van’a sığındı. MİT’in yakın
çevresinde adamlar kaçırılıyor, bazı casuslar öldürülüyor. MİT, bu olaylara
hakim mi yoksa sadece uzaktan mı izliyor?
İran’dan kaçıp Türkiye’ye buradan da bazen Rusya’ya, bazen
de ABD’ye götürülen pek çok casus vardır. Son 30 yılda 28-30 casus, bu yolla
ülke ve taraf değiştirmiştir. Türkiye, bu tip faaliyetlerde doğrudan oyuncu
değildir. “Taşıyıcı” (handler) konumundadır, olaylara karışmaz ve katılmaz.
MİT, sınırlı eleman sayısı ve dar bütçeyle nereye yetişebilir ki! Hangi birimi
kovalasın? Sadece, Ankara’da en az 1300-1400 casus, ajan, muhbir ve
istihbaratçı yaşıyor.
Konsolosluk saldırısından sonra, El-Kaideliler’in Türk
pasaportunu kolaylıkla aldığı ortaya çıkmış. El-Kaide’nin İstanbul’daki
faaliyetleri neler?
El-Kaide, bir “çatı kavram”dır. Bu çatının altında en az 19
örgüt var. Bunların şu an en ünlüsü iki hafta önce, Hindistan’ı kan bulayan
“Laskar-i-Tayyib” adlı terörist gruptur.
Son yıllarda Türkiye’deki belli başlı casusluk aktiviteleri
nelerdir?
Son yıllarda Türk İstihbaratının da içinde yer aldığı en önemli iki casusluk olayı, 2004 yılında Tahran’dan çalınarak Ankara’ya getirilen bir bilgisayardan çıkan İran’ın çok gizli nükleer çalışmaların CIA’ya iletilmesiyle, 1993’te KGB’ye çalışan Amerikalı CIA Müd. Yrd. Aldrich Ames’in bilgisayarının Türk istihbaratı tarafından deşifre edilmesidir. Ames, ABD’de ömür boyu hapis yatıyor.
Aytunç Altındal - Araştırmacı,Yazar 28 Eylül 2009