Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Yanlış hesabın Bağdat'tan da dönmeyeceği süreçteyiz


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 10 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 06:34
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19369


Yanlış hesabın Bağdat’tan da dönmeyeceği süreçteyiz

“Nation Building” ya da “Millet İnşası” emperyalist güçlerin çok uzun bir süreden beri kullandığı böl ve yönet stratejilerinin en önemli vasıtalarından biridir. Emperyalist ülkeler yüz yıllardır bu aracı kullanmaktan vazgeçmediler ve geri kalmış bölgelerdeki insanları kendi çıkarları doğrultusunda örgütlediler. Etnik hassasiyetleri kaşıdılar, hırslı liderleri eğiterek ve yönlendirerek çok büyük katliamlar ve acılar pahasına yeni uluslar oluşturmaya çalıştılar, çalışıyorlar. Çalıştılar/çalışıyorlar diyorum, zira şu ana kadar ortaya çıkardıkları yeni oluşumlarda kargaşa ve kaos hiç eksik olmadı. Yeni uluslar, hem kendi içlerinde hem de komşuları ve içinden çıktıkları uluslarla hep çatışma ve kavga içinde oldular. Örnek istiyorsanız Afrika’ya, Latin Amerika’ya, Uzak Doğu Asya’ya, Ortadoğu’ya bakmanız yeterlidir.

ABD’nin uzun süredir, BOP adı altında Türkiye’den Afganistan’a ve Kuzey Afrika’ya kadar yeni milletler inşa etme projesini yürürlüğe soktuğunu artık küçük çocuklar bile biliyor. Bu gayretlerinin sonucunda neler olduğunu ve sonucunu hep birlikte yaşadık, gördük. İşin garibi bu projede yer alan ülkelerin büyük kısmı -Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, BAE vb- ABD’yi desteklemekte ve onun taşeronluğunu yapmaktadırlar. Hepsi de bir şeyler umarak, pastadan pay alabileceğini sanarak, mevcut rejimlerinin devamını garantiye almak amacıyla işbirliğini yapmaktan çekinmemişlerdir. Artık “dokunulmazlık sendromu” mu dersiniz yoksa “Stockholm sendromu” mu dersiniz onu bilemem. Ama bölgemiz ve bölge ülkeleri için hayırlı sonuçlar içermediği açık. İşte Irak’ın durumu, Suriye’nin durumu ortada. ABD’nin, Batı’nın,Türkiye’nin ve diğer ABD müttefiklerinin içine düştükleri zavallılığı görüyorsunuz.Yarattıkları canavarla mücadele ederken bile yapılan hesaplar ortada.

Bu arada sahaya sürülenlerin farklı hesapları var. Kimler mi? Neler mi? PKK, PYD, HDP belki biraz da Barzani, Irak Merkezi Yönetimi. PKK, PYD, HDP mevcut gelişmelerin ve ABD ve Batı’nın kendilerine yükledikleri IŞİD’e karşı kara savaşının neferleri olmanın, onları Ortadoğu’nun yeni ulusu veya yükselen gücü yapacağına inanıyorlar ya da inandırılıyorlar. Bölgedeki ittifaklar özellikle de global güçler söz konusu olduğunda mevcut şartlara göre değişir. Sizden daha fazla ödeyene ya da önemli menfaatlere tercih edileceğinizi akıldan çıkarmamanız gerektiğini ve yalnız bırakılmak tehlikesiyle karşı karşıya kalacağınızı unutmamalısınız.

Barzani bu tehlikenin farkında. Elde ettiklerini muhafaza etmenin telaşı ve tedirginliği içerisinde. ABD’nin bölgesine gelmesini (danışman adı altında bile olsa) kendi kurduğu düzenin garantisi olarak görmekte. Ama bölgesinde PKK ile birlikte olmaktan memnun değil, egemenliğini onunla paylaşmayı istemediği de o kadar açık. Bölgedeki kaosun ve terörün Irak Merkezi Hükümeti’ni güçlendireceğinden endişe ediyor.

Irak Merkezi Hükümeti ise IŞİD’le mücadeleden güçlenerek çıkacağını değerlendirerek bunu bir fırsat olarak görmekte, hem ABD hem de İran’ın desteğini almanın önemli bir avantaj sağladığının idraki içinde bulunmaktadır. Suudi Arabistan, Katar ve BAE vb. hatta Türkiye’yi ele aldığımızda, bu ülkelerin ana kaygılarının IŞİD’den çok Esad ile ilgili olduğunu görüyoruz. Bu ülkeler müdahalenin IŞİD kadar, belki ondan da fazla Esad’ı kapsamasını ve onu devirmesini istiyorlar. Bu konu en azından yakın bir gelecek için çok zor hatta imkansız görünüyor. Bunun için başka bir baharı beklemek zorundalar. Başka bir bahar daha olur mu ya da beklemeye ömürleri yeter mi bilemem.

HERKES HESABINI İYİ YAPSIN

ABD ve Batı bölgede yarattığı ucubenin, artık neler yapabileceğinin nelerin mümkün olmayacağının farkında. Farkın da mı? En azından bir bölümüyle farkındalar. ABD ortaya koyduğu yeni stratejiyi uygularken, daha önce olduğu gibi “Nation Building” -Millet İnşası- hatasına düşmez ise bölgedeki kaosu önleyebilir. Çünkü o zaman yapması gereken Ankara, Tahran, Kahire, Şam ve Bağdat merkezlerini güçlü tutmak ve bu merkezlerle işbirliği yapmak durumundadır. Bu merkezler güçlü olduğu ve muhatap alındığı sürece bölgeye barış ve istikrar gelebilir. Bu husus ABD, Batı için olduğu kadar İsrail’in de emniyet ve güvenliği için gereklidir. Aksi tutumlar bölgeyi kaos ve kargaşadan,çatışmadan ve terörden, Batı’ya ve komşu ülkelere terör ihraç etmekten kurtaramaz.

Umarım bütün ilgililer bu gerçeklerin farkındadır. İlgililer derken,bölgedeki devletleri, Barzani’yi, PKK’yı, PYD’yi, HDP’yi, Suriye’de Esad’a karşı savaşan terör örgütlerini, ABD’yi, Batı’yı ve İsrail’i kastediyorum. Herkes hesabını iyi yapsın. Geleceği düşünerek ve yalnız bırakılacağını bilerek yapsın. Artık “Yanlış hesap Bağdat’dan döner” safhasını çoktan geçtik. Yanlış hesap onu yapanları da ona sebep olanları da siler süpürür. Tabii onlarla birlikte ülkeleri ve ulusları da, hem de milliyet, din ve mezhep ayırımı yapmadan.


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster