Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 06 Ekim 2014
Geçerli Tarih: 04 Mayıs 2024, 14:08
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19333
TÜRBANA KURBAN EDİLENLER!..
“Türban silahını AKP'nin elinden alacağız” diyerek, türbanı
önce üniversitelere, sonra TBMM'ne ve daha sonra da ortaöğretime kadar sokan
AKP iktidarı karşısında Y-CHP, anlaşılmaz bir suskunluk içerisindedir. Acaba
neden? Okullarda türban yasağının kaldırılmasını “öğrencilere özgürlük”
saçmalığı ile savunan Başbakan Davutoğlu, türbanı 10 yaşına indirmelerinin
nedenini; “En kritik dönem biyolojik ve psikolojik olarak ortaöğretimdir”
diyerek gerçek niyetlerinin “kindar ve dindar nesil” yetiştirmek olduğunu ağzından
kaçırıverdi... Y-CHP'nin söyleyeceği bir tek söz yok mu?..
Maskeler düşmüş, gerçek yüzler ortaya çıkmıştır...
Gizli işbirlikçi politikaları ve “Türban sorununu çözdük”
safsataları ile Alevileri de türbana sokan yol düşkünü Dersimli Kemal'in, şu
andan itibaren bir daha Cemevlerine bile sokulmaması gerekir!..
IŞİD'İ DE SATTIK ELHAMDÜLİLAH!..
Erdoğan Cidde'deki zirvede, koalisyon için imza atmama
nedenini IŞİD'in elindeki rehineler olarak gösterdikten sonra, “Artık durum
değişti” dedi... Demek ki, AKP hükümeti IŞİD'i de özelleştirme kapsamına
almıştır!.. Bu açıklama Türk vatandaşları için son derece ciddi hayati önemde
bir tehlikeyi de beraberinde getirmektedir. 49 rehine Türkiye Cumhuriyetini ABD
ile birlikte hareket etmekten alıkoyabiliyorsa, IŞİD'in bulunduğu yerlerde çok
dikkatli gezmek gerekir. Boğaz keserek adam öldüren bu katillerin o kadar aklı
vardır. Yeni 49 kişiyi rehin alarak, Türkiye'yi koalisyondan çıkartmayı
düşünebilirler...
ERDOĞAN KENDİ ÇALIMINI YEDİ!..
Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı sırasında Esat'ı düşürmek
için elinden geleni yapmıştı. ABD'yi kara savaşına sokmak için MİT elemanlarına
Türkiye'yi bile bombalatmayı akıllarından geçirmişlerdi. Şimdi de ABD, aynı
çalımları Türkiye'ye atıyor. Koalisyona katılmamak için öne sürdüğümüz rehine
sorununu el altından çözdüler. AKP Milletvekili Şamil Tayyar'ın olayı “CIA
hamlesi” olarak değerlendirmesi son derece isabetlidir. Kim ne derse desin, bu
bahanemiz elimizden alındığı için Erdoğan, Ordunun isteksizliğine rağmen ABD'ye
boyun eğmek zorunda kalmıştır...
Hal böyle olunca, hava araçları olmadığı için IŞİD ile
uzaktan yakından ilgisi olmayan “Uçuşa yasak bölge” oluşturulması talebini
bile, bize yaptırıyorlar... Bu dahi gerçek hedefin IŞİD değil, Esat olduğunu
göstermeye yetmektedir!..
Uzun zamandan beri dış politikamız “sıfır” ile ifade
edildiği için, tek umudumuz kaldı o da Ordumuzdur... Umarız komuta
kademesindekiler TSK'nin emperyalist emeller için kullanılmasına izin
vermezler!..
KÜRESEL GÜÇLERİN İLGİLENDİĞİ KESİLEN BAŞLAR DEĞİLDİR!..
Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın en büyük petrol rezervine
sahip Irak'ta, petrolün yarıya yakını (yüzde 40'ı) Musul sınırları içerisinden
çıkmaktadır. IŞİD, “Sünni Irak”ta etnik ve dinsel temizliği sürdürürken ne ABD,
ne İngiltere, ne Almanya ve ne de Fransa sesini çıkartmıştı. Ne zaman IŞİD
Musul petrollerine el atmış ve satmaya başlamıştır, o zaman ABD bombaları
yağdırmıştır... Çünkü küresel güçlerin asıl ilgilendiği Iraklıların kesilen
kafaları değil, Musul'un petrolleridir!.. ABD üç yıl süreceğini öngördüğü bir
savaş planı yapmıştır. Oysa koalisyon güçleri IŞİD'e karşı bir savaşı birkaç
gün içerisinde kolaylıkla bitirebilirler. Bu plandan anlaşılıyor ki, asıl
savaşılacak olan ülke Suriye'dir... Dolayısıyla Rusya, Çin ve İran da doğal
olarak işin içerisinde olacağından, savaşın AB-ABD koalisyonu ile Şangay
İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) arasında geçeceği anlaşılmaktadır!.. Böyle bir savaşta
Amerikalılar kendi askerlerinin ölmesine asla razı olmazlar. Zaten bu yüzden
Irak'tan çekilmişlerdir. IŞİD'in temizlik görevi bittiğine göre, sıra onun
bitirilmesine gelmiştir. Bu yüzden Conilerin yerine ölecek daha deneyimli (ve
şahadetin yeni bir yaşamın başlangıcı olduğuna inanan) askerler aranmaktadır!..
Türk Ordusu bu kirli savaşa alet olmazsa, emperyalistler er geç yenilerek
çekilmek zorunda kalacaklardır!.. Böylece Büyük Ortadoğu Projesi de yenilgi ile
sonuçlanacaktır!..
Y-CHP SONUNDA PKK'YA İLTİHAK EDECEKTİR!..
Yeni CHP'nin Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat,
Kılıçdaroğlu'nun oluru ile açıkladı:HDP ile ittifak yapabiliriz demiş... Bence
Y-CHP'yi kapatıp, HDP'ye ihtihak etmeleri daha uygun olur. Hiç değilse Atatürk
ve arkadaşlarının anısı kirletilmemiş olur. Uzun zamandan beri Y-CHP'nin CHP
olmadığını anlatmaya çalışanlar asla yanılmamışlar...
Emperyalizmle işbirlikçiliğin günümüzde büründüğü şekil;
Yeni CHP, Yeni Türkiye vb gibi “Yeni” sözcüğü ile ifade edilmektedir... Y-CHP,
ABD'den Büyük Ortadoğu Projesi içerisinde rol isteyen BDP/HDP'den artık
farksızdır. Bu anlamda biraz da PKK'lıları “özgürlük savaşçıları” olarak
tanıtmakla görevli PKK'nın yan kuruluşu gibi görev yapmaktadır... Öcalan'ın
“Kemal'e selam söyleyin açılımı desteklesin” talimatı harfiyen yerine
getirilmiştir... Dersimli Kemal, tıpkı Sezgin Tanrıkulu gibi Abdullah Öcalan'ın
aciz bir kuludur!..
PKK IŞİD KARŞISINDA AĞIR KAYIPLAR VERDİ!..
IŞİD, Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın Suriye kolu PYD'nin
üzerine yürüdü. PKK, IŞİD karşısında ağır yenilgi aldı. ABD, IŞİD'ı
bombalayarak PKK'nın imdadına yetişti. IŞİD karşısında çaresiz kalan Murat
Karayılan ise “Çözüm süreci bitti” diyerek yine Türkiye'yi tehdit etti... Bu
olaylar bile PKK'nın IŞİD'e göre, daha zayıf ve güçsüz bir örgüt olduğunu göstermeye
yetmektedir!..
Bu gerçek karşısında; Yeni CHP, güçsüz olan PKK ile müzakere
etmeyi, daha güçlü ve acımasız olan IŞİD'e karşı ise koalisyona katılmak
suretiyle, mücadele etmeyi savunarak saçmalamaktadır!.. Kemal Kılıçdaroğlu'nun
(KK) bu beyanları ileY-CHP'nin bir politikasının olmadığını ve Yeni CHP'nin
hükümetin “açılım” politikalarını benimsetmekle görevli olduğunu gösterir...
HÜKÜMET DE “GAYRİMEŞRUDUR” DİYEBİLİRİZ!..
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, HSYK seçimlerini Cemaat'in
kazanması halinde sonuçları gayrimeşru ilan edeceklerini söylemiştir. Bu
açıklama, Cemaat'e yakın hakim ve savcıların yargıya doldurulmasının meşru
olmadığının dolaylı bir itirafıdır. Doğal olarak bu durumun da sorumlusu yine
AKP iktidarıdır. Zira herhangi bir seçim sonucu gayrimeşru ilan edilebilirse,
AKP iktidarını da gayrımeşru ilan etmek mümkün hale gelebilecektir!..
“KÜRTÇE EĞİTİM” KÜRTLERİ ORTAÇAĞ KARANLIĞINA MAHKUM ETMEKLE
EŞ DEĞERDEDİR!..
Kürtlerin anadilde eğitim ısrarı, eğitiliyormuş gibi
yapılarak cahil bırakılma ve Ortaçağ karanlığına mahkum edilmekten başka hiç
bir işe yaramaz! Bir an için Kürtçe eğitimin yapıldığını ve Kürt
Üniversitelerinden doktorların, mühendislerin, hukukçuların ve öğretmenlerin
mezun olduğunu düşünelim. Türkleri Kürtçe öğrenmeye mecbur bırakmadıkça bu
meslek mensuplarının hiç birinin Türkiye'nin batısında iş bulma veya özel iş kurma
olanağı bulunmamaktadır...
CIA'ya göre Türkiye'de yaklaşık 14 milyon Kürt yaşamakta ve
bunların yarıya yakını Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 19 ilde
bulunmaktadır. Bu illerde Kürtlerin toplam nüfusa oranı ise yüzde 55
civarındadır.(1) Bu rakamlar karşısında 19 ilde yaşayan ve fakat Kürt olmayan
diğer etnik gruplar da Kürtçe öğrenmeye mecbur bırakılmalı ki, Kürtçe
okullardan mezun olanlar onlara da hizmet verebilsinler... Gerçekleşmesi
imkansız olan bu seçenek, bir şekilde gerçekleşebilirse ve 63 milyon Türk
halkına Kürtçe öğretilemeyeceği için Kürtçe eğitim alacak kişilere, Türkiye'nin
Batısı yasaklanmış olacak demektir...
Kürtçe bir dünya dili olmadığı için bu eğitimden geçenler,
dünyadan da izole olacaklardır!.. Aynı zamanda bilim dili olmayan Kürtçeyi,
başka ulusların öğrenme nedeni de bulunmadığı için tam anlamıyla Kürtçe eğitim,
aşiretler dili ile yapılan ve kimsenin ilgi duymayacağı bir alan olarak kalmaya
mahkumdur. Bu anlamsız ısrar, Kürt toplumunu feodal ilişkiler içerisinde
yaşamaya mecbur etmekle aynı değerdedir... Türkçe-Kürtçe eğitim zıtlaşmasının eğitim
dili olarak ortaya çıkartacağı gerçek ise; dünyanın pek çok ülkesinde olduğu
gibi emperyalistlerin dili olan İngilizcenin eğitim dili olarak öğretilme
mecburiyeti olacaktır... Ünlü bir söz vardır: İngilizceyi öğrenebilmek için
İngiliz gibi düşünmek gerekir!.. İngiliz gibi düşünen nesillere ise Türk de
Kürt de denemez!..
Demek ki, anadilde eğitim ısrarı, halkların yararı için
değil, emperyalizme uşak yetiştirmek içindir!..
90 YILLIK ÇINAR!..
BDP ve HDP'nin amblemine benzetilen Y-CHP'nin 90 yıllık
çınarı, tipik bir algı yönetimidir. Yeniden yorumlanacak olan 6 Ok'un yerine
konulması düşünülen bu amblem, görsel benzerlikten yola çıkarak, bilinç altına
mesaj yollamak ve CHP tabanını Y-CHP/PKK ittifakına alıştırmak için olsa
gerekir!..
DİPNOT: http://wkurdishw.blogspot.com.tr/2011/02/turkiyedeki-kurt-says.html
AV.CEMİL CAN cc1402c@gmail.com