Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 19 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 08 Mayıs 2024, 07:58
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19120
At Gözlüğüyle Olaylara Bakmak...
Bir ülkenin aydınları, gazetecileri ve söz sahibi olan kişilerin
ilk görevi eleştirileri objektif olarak yapabilmekten geçmektedir.
Şu son günlerde kaleme alınan yazılar ,altına yazılan
yorumları büyük bir şaşkınlıkla hatta deyim yerindeyse saçımı başımı yolarak
okumaktayım. Artık herkesin yorum yaparak, yazı yazarak eleştirme hakkı
bulunmaktaysa benimde bir hakkım bulunmakta ve o hakkımı kullanmaktayım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, herkeste bir veryansın, bir
veryansın…Yorum, yazı kalabalığından ortalık toz duman olmuş. At izi, it izine
karışmış durumda...
Konu sosyal demokrat partinin gösterdiği aday “efendim o
dinci”. Tamam size göre dinci,peki dinci ile dindarın ayrımını yapar mısınız.
“Efendim aday yanlış” ona da tamam herkesin görüşüne saygı duyarım. Efendim
RTE’yi de “AB-D getirdi,bunu da”… “Efendim parti sağa kaymamalı” hemen ardından
“Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları… Ya da 10.yıl marşı…
Her şey iyi güzel de, şimdi hayalimizdeki Türkiye’den gerçek
Türkiye’ye dönecek olursak;
Bir ev aldınız, evinizde nişan yapıldı ya da bir yakınınızı,
sevdiğinizi kaybettiniz. Evde Kur’an ya da
mevlüt okutmaz mısınız. Herhangi bir adağınız var ya da Kurban Bayramı…
Büyük çoğunluğunuz kurban kestirmez mi. Herhangi bir konuşma sırasında,yapmayı düşündüğünüz
herhangi bir iş ya da benzeri bir durum
için “Allah nasip ederse, İnşallah…” demez misiniz. Sokağa çıkarken, yeni bir
işe başlarken, içinizden ya da yüksek sesle besmele çekmez misiniz. Büyük bir
çoğunluğumuz bunları yapmaktadır. O zaman bunları yaptığınız için
rahatlıkla size de x kişisi sağa kaydı ya da dinci denilmez mi.
Bir söz vardır. Yanlış hatırlayabilirim. “Doğduğum yer
değil, ekmek yediğim yer memleketimdir” diyen. Ben İstanbul doğumluyum, ama
Eskişehir’de okudum ve Ankara’da yaşamaktayım. Bu durumda pek çok kişi
bulunmakta. O zaman yaşadığım şehirdekilerin bana “Sen İstanbullusun ne işin
var burada” demesi ne denli doğru bir yaklaşım olur.
Gelelim gerçek yaşama,birkaç örnekle hayalinizdeki değil
gerçek ülkeyi anlatmaya çalışacağım.
Çocuklar anne,babaların yanında,bir yere giderken,dolmuşta
ne söyler… Çocuk şarkısı değil mi… Siz öyle zannedin…Son zamanlarda bindiğim
dolmuşta ezan okuyan çocuğa bile rastladım ki bu çocuk ana okulu çağında bir
çocuktu. İlahi okuyanları yazmıyorum bile…
Bebeğini, kucağında sağ omzundan sol omzuna alırken sürekli
besmele çeken genç anneye rastladım. Bunun dışında metroda yolcu koltuğuna
otururken besmele çeken kişilere, ellerinde bulunan dua kitaplarını, küçük
Kur’anları okuyan, cep telefonundan dua dinleyen kişilere rastladım. Evinin
içinde başı örtülü dolaşan, erkeğinin, çocuklarının yanında bile başörtülü
oturan kadınlar gördüm. Kendi evinin balkonunda çarşaf içinde sırtı dönük,
sözüm ona temiz hava almaya çalışan kadınlar gördüm. Küçük yaşta başı
kapatılmış kız çocuklarına rastladım. Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim. Ama
tüm bu yaşadıklarım ve gördüklerim ne yazık ki küçük bir azınlık değil
çoğunluk. Artık asansöre binerken bile besmele çekenlere rastlamaktayım. On bir
ay her türlü çirkinliği yapıp Umre’ye giden, dönünce de tam gaz yaptıklarına
devam eden “Umre’ye gittim günahlarımdan arındım” diyen bir sürü kişiyle
karşılaştım.Dinin böylesine çarpıtılarak kullanıldığı bir ülke de yaşamaktayız. Gençler iş bulmak
için kapanmakta ya da namaza başlamakta. Her kesim yaklaşık böyle…Örnek vermekle
bitmeyecek kadar çok…
Durum böyle olunca sadece slogan ötesine geçmeyen
göstermelik Atatürkçülükle işler ve sorunlar çözülmemekte, çözülememekte.
İnsanlar aç, ekmek derdinde, para derdinde böyle olunca da bazı teorik
yaklaşımlar pratikte cevabını bulamamakta.
İş bu duruma geldiğinde biraz esnemek zarar getirmez.
“Atatürk ilke ve inkilapları”… Araba arka pencerelerinde yazılı “Atam
İzindeyiz” sözünden ileri gitmemekte. Atatürk’e bu kadar değer veriyorsunuz da
niye pantolonunuz biraz çamur olduğunda çığlık atmaktasınız. Sonuçta yıkanır
geçer. İşte bu ve daha pek çok örnek, gerçek Türkiye ve Türk halkı. Bu
gerçekleri halen daha görmemekte ısrar edip olaylara at gözlüğüyle bakmakta
iseniz yapılacak bir şey yok. Bu şartlar altında gösterilen aday doğruydu.
Tabii bu at gözlüğüyle ülkeye bakmayanlar için geçerli.
Haydi, şimdi kumda oynayın, Kurultay… Alt kurultay…Üst
kurultay ne yapacaksanız yapın…Kendi toplumunuzla kopuk halinizle. Ortalığı
karıştıranlar kime hizmet etmekte. Bir seçim sonrası da basın önünde değil de
kendi içinizde tartışın, sizlerin ucuz kahramanlıklarından sıkıldım, bunaldım.
Böyle yaparak yine hükümetin ekmeğine yağ sürdünüz. Ayrıca at izi, it izi
birbirine karışmış iken yakınınızdaki tehlike gözlerden kaçırılırken siz
tepişmeye, ucuz kahramanlıklar yapmaya devam edin.
Siz, asıl tehlikenin farkında mısınız. NATO’nun yaptığı
“IŞİD Türkiye’yi tehdit ederse gereken müdahaleyi yaparız” açıklamanın
arkasındaki gizli ve ince mealin farkında mısınız…
Neyse…Size ne bunlardan, siz tepişmeye ve at gözlüğüyle olaylara bakmaya devam edin…
Işın Çavdar - miliyet