Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 18 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 05 Mayıs 2024, 15:22
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=19097
Atatürk Havalimanı’nın Adı Değiştiriliyor
13 Ağustos 2014’te, Ulaştırma Bakanı’nın açıkladığı
İstanbul’daki yeni havalimanına RTE adı verilmesi kararı, aslında Atatürk
Havalimanı’nın adının RTE olarak değiştirilmesinden ibarettir, zira bölgedeki
hava sahasının darlığından dolayı iki havalimanı aynı anda kullanılamaz, yeni
havalimanının ilk fazı devreye girdiğinde Atatürk Havalimanı’nın tarifeli
uçuşlara kapatılması gerekmektedir. Bu demektir ki, 2019 veya 2020 yılında
İstanbul’da iki havalimanı mevcut olacaktır: Sabiha Gökçen ve RTE. Daha net bir
ifadeyle, planlanan havalimanı İstanbul’un üçüncü değil, ikinci havalimanı
olacaktır. Sonuçta, Atatürk adında bir havalimanımız kalmayacaktır. Yani konu,
RTE adının verilmesi değil, Atatürk adının yok edilmesidir.
Zaten TAV’ın kira sözleşmesi revize edilerek bunun altyapısı
hazırlanmıştır. TAV’ın Atatürk Havalimanı’nı işletmek üzere DHMİ ile 2005
tarihinde imzaladığı ve 2021 yılında sona erecek kira sözleşmesi, 2013 yılında
DHMİ’nin talebiyle yenilenerek, TAV’a erken fesih ve zarar tazminatı ödenmesi
maddesi eklenmiştir. Ve zaten DHMİ Genel Müdürü Birdal bizzat, “üçüncü
havalimanı” değil, “yeni havalimanı” ifadesinin daha uygun olacağını
söylemiştir, çünkü planlanan havalimanı Atatürk’e ilaveten “diğer” bir
havalimanı değildir, onu ikame eden bir “kapasite artırma” yatırımıdır ve onun
trafiğini alacaktır.
Dolayısıyla, hükümet bizleri aptal yerine koyarak, görünürde
“üçüncü” havalimanına ad koyarken, fiiliyatta Atatürk Havalimanı’nın adını
değiştirmiş olmaktadır. İşte bu nedenle, yapılacağı belirtilen isim değişikliğinin
tek gerekçesi, Atatürk’ün adını silmek, hatırasını unutturmaktır.
Oysa beklenen, havalimanının adının Atatürk olarak dev am
etmesidir. Bu ülkenin kurtarıcısı ve bu Cumhuriyetin kurucusunun adının
havalimanından silinmesi kabul edilemez. Düşünülmesi dahi abestir. Ad
değiştirme niyetinin hükümetin rutin bir icraatı olmadığının herkes
farkındadır. Anımsanacağı üzere, Avrupa Parlamentosu ve TBMM arasındaki Karma
Parlamento Komisyonu’nun eşbaşkanı Andrew Duff 17 Eylül 2005 tarihindeki
konuşmasında Atatürk’ün resimlerini resmi dairelerden indirmemizi talep
etmişti. İzleyen dönemde, dıştan da destek gören uzun vadeli bir planın adım
adım gerçekleştirildiğini görüyoruz. Üniversitelerde “Atatürk İlkeleri ve
İnkılap Tarihi” dersi kaldırıldı, ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde “Atatürk
ilkelerine bağlılık” çıkarıldı, AOÇ talan edildi, Bakanlığın Teşkilat
Yasası’nda yapılan değişiklikle MEB görevleri arasında olan “Atatürk inkılap ve
ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı” yurttaşlar
yetiştirme ifadeleri kaldırıldı. Ve son olarak, havalimanından adının
kaldırılması planlanıyor.
Tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına,
üniversitelere, öğrenci ve kadın kuruluşlarına ve mesleki örgütlere çağrıda
bulunuyorum: Sayesinde varlık bulduğumuz Atatürk’ün adının silinmesine karşı
çıkınız. İnşaatın finansmanını üstlenmeyi planlayan bankalar Atatürk’ün adını
ve hatırasını yoketmeye yönelik bu girişime alet olmayı kabul etmeyiniz, bu
ulus ve tarih sizi affetmez. İnşaat ihalesini alan siz, Limak-Kolin-
Cengiz-Mapa-Kalyon Grubu, Atatürk’ü hedef alan bu planın bir parçası olmayı
içinize sindirmeyiniz.
Ulusumuzun ve
insanlığın aziz değerine yapılması amaçlanan bu saygısızlığa karşı durmak
hepimizin görevidir.