Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: KESK; Şimdi daha güçlü mücadele dönemi
Kategori: Eğitim
Eklenme Tarihi: 12 Eylül 2014
Geçerli Tarih: 02 Mayıs 2024, 19:36
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/haber_detay.asp?haberID=19025
12 EYLÜL’ÜN KARANLIĞI BÜYÜYOR, ŞİMDİ DAHA GÜÇLÜ MÜCADELE!
Bundan 34 yıl önce Türkiye halklarının, emekçilerinin ve
gençlerinin yaşamlarına bir karabasan gibi çöken 12 Eylül’ün karanlığı, dünden
bugüne faşizan anlayışıyla birlikte sürmektedir. ABD’nin ‘bizim çocuklar
başardı’, dönemin TİSK başkanı Halit Narin’in ‘gülme sırası bizde’ sözleriyle
özetlenen 12 Eylül faşist darbesi, emperyalizmin ve sermayenin çıkarları
doğrultusunda gerçekleşmiş, finans oligarşilerinin ve uluslararası tekellerin
ihtiyaçlarına yönelik kurulan muhafazakar-sağ dünya düzeninin Türkiye’ye giriş
kapısı olmuştur. O güne kadar emekçilerin yoğun mücadeleler ile kazandıkları
haklarının üzerinden geçen bir silindir vazifesi görmüş, Türkiye halklarının
biriktirdiği tüm değerleri ezen tank paletlerinin sesi olmuştur. Emekçi halkın
kendi kaderine sahip çıkma iradesi büyük bir zorbalıkla kırılırken, 650 bin
kişiyi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 517 kişi idam
cezasına çarptırılmış,50 kişi acımasızca asılmış, yüz binlerce insan akıl almaz
işkencelere, gözaltılara, cezaevlerinde ölüme terk edilmiştir.
12 Eylül'de emperyalizmin ve sermayenin çıkarları
doğrultusunda gerçekleştirilen faşist darbenin yarattığı siyasal-toplumsal
iklim, bugün AKP eliyle sürdürülmektedir. Tam 34 yıldır darbenin yarattığı
hukuk ve kurumlarla yönetilen ülkemiz bugün AKP iktidarı ile daha otoriter bir
rejime sürüklenmektedir.Doğrudan ABD’nin onayı ve desteğiyle gerçekleşen 12
Eylül’ün aklı, aynı strateji ile Türkiye’yi Ortadoğu’da emperyalist işgal
politikalarının taşeronu yapmış, AKP hükümeti izlediği dış politikada bu
stratejiden bağımsız bir hat izlememiştir.
Bugün Filistin’de,
Suriye’de, Irak’ta, Rojava’da, Şengal’de, tüm Ortadoğu’da insanlık kitlesel
biçimlerde katledilirken, halkların bugünleri, gelecekleri ve bir arada yaşama
umutları yok edilmektedir. AKP iktidarı ise Türkiye’de ve Ortadoğu’da izlediği
ırkçı/ayrımcı/tekçi/mezhepçi bir siyaset ekseniyle ülkemizi bu katliamların
ortağı haline getirmiştir. 12 Eylül
faşist cuntasının tüm hukuk-kurum ve yasaları bugün iktidarda, demoklesin
kılıcı gibi emekçi halkların üzerinde sallanmaya devam etmektedir. Tek adam diktasına doğru sürüklenen otoriter
rejim, toplumsal yaşamın her hücresini kendi politikaları doğrultusunda
dönüştürmeye devam etmektedir. 12 Eylül’ün ürünleri olan ÖYM ve TMK’lar
tarihsel görevlerinin yanı sıra bugün de- isimleri değiştirilmiş olsa bile-yine
birçok insanın özgürlüğünü elinden almakta, iktidarın baskı aracı olarak
kullanılmaktadır.
12 Eylül’ün darağaçlarında, cezaevlerinde, dağlarda ve
sokaklarda gerçekleştirdiği katliam ve baskı ağı, bugün tüm ülkede özgürlük ve
demokrasi alanlarını kuşatmaya devam etmekte, Gezi Direnişi’nde görülen vahşeti
eşliğinde, iktidar sopasıyla ülkeyi polis ve gaz cehennemine dönüştürmektedir.
İşçilerin ve emekçilerin kendi kaderlerini belirleme haklarını ellerinden alan,
iradelerini yok sayan 12 Eylül tarafından kapıları açılmış olan 24 Ocak
kararlarının hükmü bugün de işçilerin ve emekçilerin yaşamlarını tek başına
belirlemektedir. İşçilerin yaşamlarını bile değersiz gören 19.yy’ın kölelik
koşulları bu hükümlerden aldığı mirasla bugün yaşamımıza taşınmaktadır. Azgın
sömürü ve kar hırsıyla tarihin en büyük işçi katliamlarına imza atan AKP
hükümeti, bu katliamlara neden olan güvencesiz ve taşeron çalışmayı yasalarla
kalıcı hale getirirken, sadece kamu emekçilerini değil, en temel hak olan kamu
hizmetlerinden yararlanan tüm halkın yaşamına doğrudan etki eden kamu alanını
da taşeron cehennemine dönüştürmektedir.
Bugün, halkın büyük çoğunluğunun yoksulluk ve sefalet içinde
yaşadığı, özgürlüklerinin kısıtlandığı, gençlerin gelecek umutlarının yok
edildiği, ülkemizin siyasi, ekonomik ve askeri bakımından emperyalizme daha da
bağımlı olduğu, gericiliğin toplumsal alanı kuşattığı bir ülkede yaşıyorsak, bu
12 Eylül ile birlikte kurulan yeni sömürü düzeninin bir sonucudur. Bu darbeci
ve çeteci sömürücü düzenle hesaplaşmak; ülkemizin eşit-özgür-demokratik bir
ülke olması için, bir arada yaşamı savunmak için mücadele etmektir.
Giresun KESK Şubeler Platformu olarak; 12 Eylül’ün 34 yıldır sürdürülen karanlığında AKP ile şiddetlenen tüm saldırılara karşı eşit, özgür, demokratik, tam bağımsız, barış içinde bir Türkiye mücadelemizi sermaye egemenliğini ve faşizmi lanetlemeye, geriletmeye dönük toplumsal muhalefetin tüm unsurlarıyla büyütmeye devam edeceğiz.
GÖKHAN TOPAL KESK DÖNEM SÖZCÜSÜ