Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Seçim sonuçlarından çıkardıklarım...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 03 Nisan 2014
Geçerli Tarih: 21 Eylül 2024, 03:54
Site: Görele Sol Platformu
URL: https://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=17367


Seçim sonuçlarindan çikardiklarim… – Ergin Yildizoglu (Cumhuriyet)

Seçim gecesi iki farkli haber ajansi, iki farkli egilime isaret eden veriler yayimlamaya devam ettiler. Anadolu Ajansi, ilk kez seçim sonuçlarini vermek gibi siyasi bir sürece katildi. Sira disi siklikta elektrikler kesildi. Çok sayida hile ihbari yapildi. AKP Istanbul ve Ankara’yi az farkla da olsa elinde tuttu.

Bu yerel seçimlerde AKP’nin aldigi oylar; ister 2011’de, ister 2009’da aldiklariyla karsilastiralim, iki seye taniklik ediyor: Birincisi “Gezi Olayina”, 17 Aralik skandallarina, en son dinleme olayina karsin AKP’nin seçmeni yorulmamis, partisine sadakatini kaybetmemistir. Ikincisi AKP elindeki olanaklari, seçim sonuçlarini etkileyecek yönde etkin biçimde kullanmayi basarmistir.

Bir ‘sadakat’ sorunu

AKP dönemi basladigindan bu yana, tüm seçimlerde hep AKP’nin momentumununkirilmasinin önemini vurguladim. Çünkü momentum sürdükçe bir baska sey güçlenerek ilerliyordu: AKP yönetimi altinda, bu herhangi bir parti degil de bir toplumsal hareketin mizrak basi oldugundan, egemen kilmayi amaçladigi yeni“hakikat rejimi”nin, beden-nüfus politikasinin (biopolitik), bilgi denetim süreçlerinin yarattigi etkilerle toplumda siradan Müslüman (mütedeyyin) kimlikten farkli yeni bir “kimlik” sekilleniyordu. Bu kimlik, benimsemeye basladigi “hakikat rejimi” içinde anlamlandiramadigi olgulari yok saymak, yalan kabul etme egilimi gelistiriyordu. Bu kimligin sadakati de “hakikat rejimini” temsil eden “sey” düzeyine yükselmis bir beden olarak Erdogan’aydi.

Bu gelismeyi göz önüne almadan seçim sonuçlari tam olarak anlasilamaz. Örnegin bu seçim sonuçlari yorumlanirken bundan sonrasi için kimi AKP karsiti yazarlar, adeta olasi bir ekonomik krizin etkilerine umut bagliyorlar.

Bu “Kriz gelecek, halk tepki verecek” yaklasimi, yukarda degindigin “hakikat rejimi”kavraminin isik tuttugu önemli bir etkeni görmüyor. Krizin etkileri (olgular) kendi baslarina bir anlam tasimazlar. Bu olgular, onlari kim kime, hangi kavramlarla, ölçütlerle, mantiksal gerekçelerle (hangi hakikat rejimi içinde) nasil açikliyorsa, onun koydugu anlami kazanirlar. AKP kültürel alani kontrol etmeye devam ediyor. Bir toplumsal hareketin (siyasal Islam) mizrak basi olarak taban örgütlerine, toplumsal iletisim, iliski “aglarina” dayaniyor. Yenilmezlik ve rakipsizlik algisi -momentum- devam ediyor. Bu algi “takdiri ilahi” kavramiyla birleserek AKP tabaninin güvenini pekistiriyor.

AKP iki nedenle, siradan bir düzen partisi olarak görülemez. Bu parti, “hakikat rejimi”nin sundugu dolayli denetim olanaklarinin yani sira güçlü ekonomik kaynaklara, büyük kadro stokuna dayanarak, yukarida degindigim “aglar” içinde tabanini yakindan denetleyebilmektedir.

Ikincisi AKP’yi olusturan, onunla birlikte iktidara gelen “Müslüman entelijensiya”iktidardan gidemez. Giderse, bilgi denetim kaynaklarini, toplumsal artiga, zenginlige ulasma kanallarini kaybeder, hatta yok olur. Bu “varolusçu” kaygi AKP liderliginin, kadrolarinin toplumdaki diger siyasi partilerden farkli bir mücadele dinamigine sahip olacagini, ellerindeki kaynaklari, rakiplerini, düsmanlarini ortadan kaldirmak için en verimli biçimde, acimasizca kullanacaklarini düsündürüyor. Ancak bu yerel seçimlerle birlikte AKP disindaki siyasi parti ve akimlar açisindan da bir “varolus” sorunu sekillenmeye basladi.

Bir siyasi iktidar kendisini yasamsal düzeyde tehdit ederek korkutan bir saldiriyla karsilastiginda, eger bunu savusturabilirse, bu saldirinin unsurlari olarak gördüklerini tasfiye etmek için siddetli bir karsi saldiriya geçer. Bu savi 2007 Cumhuriyet mitinglerinin ertesinde ileri sürmüstüm; daha sonra gelismelerle kanitlandigini düsünüyorum.

AKP ve Basbakan, “Gezi Olayi”, “Cemaat komplosu” olarak niteledigi gelismelerden, bunlar “degerler sistemini”, yönetme kapasitelerini hem de servetlerini yasamsal bir düzeyde tehdit ettiginden, çok korktular.

Önümüzdeki dönemde, AKP iktidari, bu gelismelerin arkasindaki etkenler olarak gördükleri bireyleri, kurumlari, Basbakan’in balkon konusmasinda açikça vurguladigi gibi, radikal bir biçimde tasfiye etmeye girisecek. Bu tasfiye ilerledikçe AKP’nin on yildir yerlestirmekte oldugu “hakikat rejimine” uymayanlar da bu tasfiye makinesinin içine düsecekler. Bu baglamda simdi, CHP gibi siyasi partiler de yasamsal bir tehlikeyle karsi karsiyalar. Toparlanmak ve önlem almak için fazla zamanlari da yok!


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster