Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


Saksıları Kırmak


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 18 Şubat 2013
Geçerli Tarih: 11 Mayıs 2024, 16:46
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=13324


SAKSILARI KIRMAK

 

Hani bir şarkı vardır siz de bilirsiniz ;

’’ Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç , bu son fasıldır ömrüm nasıl geçersen geç.’’

Her dinlediğim de hem çok severim,hem de sorgularım böyle mi olmalıdır diye.Ya da benim yaşamım böyle olsa ne hissederim diye.

Türk sanat müziği şarkılarını dinlerken duygulanmamak elde değil,herkes kendinden bir parça bulur bir tebessüm yada biraz gözyaşıdır.Yaşam deyince sonuna kadar yaşamayı anlarım,vazgeçmek yolu yarıda bırakmak bana kalsa.Sayılara bağlı kalınca,hani şu yaş dediğimiz yolun kilometre taşları , belki biraz daha çabuk yorulursun , arada çarpıntın olur yada kalbin ben buradayım dikkat! sinyali de verebilir , sen kendine bak yürüyecek gücün var mı ?

Yaşıyor musun,sakın kopma yaşamdan bir bak neler yapabilirsin ?

İşte yaşam burada başlar …

Boş geçen her günüm kayıptır , üretmek düşünmek adına o gün attığım tek adım bile mutluluktur.

Aslında mutlu olmak çok kolay , kendini çok sevmezsen yolu yarıladın demektir.

Mutluluk mutlu etmekle başlar …

Kimlerle ; sevdiklerinle , hiç tanımadığın insanlarla kesişen yolda ummadığın anlarda.

Hedefin olmalı salt kendin adına değil , paylaşılarak büyüyen ideallerle.

Hem boş ver seni pek sevmeseler de olur , doğru tektir yeter ki sen doğru ol.

Her günün akşamında içinde hissettiğin huzurdur, senin mutluluğun.

Bu gün de boş geçmedi iyi ki yaşıyorum diyebilmektir.

Hani sevgi kelebeği olun demiyorum . Yapılacak o kadar çok eylem varken vazgeçmek ve kendi kabuğunda yaşamanın anlamını sorguluyorum , ne kadar huzurlu olur ki insan saksıdaki çiçekten farklı olmalı değil mi yaşam. Çok güzel de olsa çiçekleri o sadece saksısında yaşar.

Şimdi saksıları kırma zamanı …

Bu gün güzel bir gündü çok yorucuydu ama değerdi diyebilmek için. Bir gün kazanımları yitirmemek adına , geçmişe dönüp baktığında dün ne mutluymuşum nasıl da fark edemedim diyememek adına.

Bizler 1926 yılında Medeni Yasa ile toplumda erkeğiyle eşit haklara kavuşmuş bir ulusun kadınlarıyız.

Bu gün kadına şiddet olgusu toplumsal bir sorun olarak kimi dışa vurulmuş kimi aile içinde saklanır bir konumda içimizi yakarcasına gün güne artarak devam ediyor. Görmezden gelemeyiz , yok sayamayız benim yakın çevrem de yok diyemeyiz vazgeçme hakkına sahip değiliz.

Toplumsal yaralar hepimize aittir , ne yapabilirizi düşünmek zorundayız.

Her Türk kadınının , Atatürkçüyüm diyen her kadının elini taşın altına sokma zamanıdır.

Atatürkçülük ne duvardaki resimdir , ne rozettir , ne de heykellerine sarılıp poz vermektir. Onu anlamaktır ve bu devir de biraz da fedakarlıktır , gençlere onu anlatmaya çalışmaktır , adını silmeye çalışanlara daha da ona layık nesiller yetiştirerek gereken yanıtı vermektir.

O sadece onu anlamamızı istedi , en büyük zararı gardrop Atatürkçüleri dediğimiz onu anlamadan onun yolunda olup, olmadığını bilemediğimiz insanlardan gördü.

Yarın bir başlangıç olsun var mısınız?


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster