Asgari Ücret'te Sefalet Artışı Kabul Edilemez!

Asgari Ücret’te Sefalet Artışı Kabul Edilemez!

AKP hükümeti emeği ile geçinen tüm kesimleri açlıkla terbiye ederek biat eden bir topluma ulaşma politikalarına her gün bir yenisini ekliyor.  Söz konusu politikaların son halkası milyonlarca işçinin almakta olduğu asgari ücrete 2015 yılı için  %6 + %6 artış yapılması ile yaşanmıştır.

Dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 4 bin, açlık sınırının bin 250 TL’ye dayandığı koşullarda asgari ücrette yapılan bu artış, KaçAK Saraylarını “itibardan tasarruf olmaz” diye savunanların, emekçilerin itibarını “sıfırlamayı” hedeflediğini tüm açıklığı ile göstermektedir. 

Asgari ücret bir ülkede emeğe, emekçilere verilen değeri anlamanın en önemli göstergelerinden birisidir. Çünkü asgari ücret ülkedeki refah düzeyinin, gelir dağılımın ve sosyal devletin, devletin yurttaşları için reva gördüğü yaşam seviyesinin en önemli ölçütüdür.Bu nedenle özellikle Türkiye gibi işsizlik oranlarının yüksek seyrettiği, sosyal güvenliğin kapsamının çalışma ile ilişkilendirildiği, yoksulluğun yaygın olduğu ve işsizlerin büyük kısmının işe başlarken daha düşük ücret seviyelerine razı olabileceği ülkeler açısından asgari ücret önemli bir işleve sahiptir.

Asgari ücret sadece işçinin en az ücreti değildir.  İşsizlik ödeneğinden, emekli aylıklarına, genel sağlık sigortasından yararlanmak için uygulanan yoksulluk testine kadar pek çok unsuru etkileyen asgari ücret sadece asgari ücretlinin ücretini değil, genel ücret seviyesini de doğrudan etkilemektedir.  Bu yönüyle asgari ücret emeği ile geçinen tüm kesimler için, ücret-maaş boyutuyla da çalışma koşulları boyutuyla da bir barometre işlevi görmektedir. İşte bu nedenle Türkiye’de hükümetler yıllardır asgari ücrette sefalet aratışları yaparak genel ücret seviyesi de baskı altına almayı tercih etmiştir. Hiçbir dönem tutmayan ileriye dönük enflasyon hesapları ile ücretlerdeki artış hep sefalet oranlarında tutulmuş, çay-simit hesapları ile milyonlarca çalışanla adeta dalga geçilmiştir.

Her yıl olduğu gibi bu yılda milyonlarca asgari ücretlinin çalışma ve yaşama koşullarının tamamen dışında ve uzağında yürütülen tartışmalar sonucunda belirlenen “sefalet zammı” sürekli artan sömürünün 2015’te de sınırları zorlayacağını, hükümetin insanca yaşam için ücretin “asgarisini” bile işçilere çok gördüğünü göstermektedir.Buna rağmen çalışanların barınma, ulaşım hakkının olmadığı, her beş çalışandan ikisinin sosyal güvenceden yoksun bırakıldığı, yılda ortalama bin 500 işçinin iş cinayetlerine kurban verildiği, her şeyin piyasanın insafına terk edildiği bir ülke gerçekliğini göremezden gelenler asgari ücretin bazı Avrupa ülkelerinden daha yüksek olduğunu bile iddia edecek kadar ileri gidebilmektedir.

Oysa kayıt dışılığın, taşeron, güvencesiz istihdamın her geçen gün artamaya devam ettiği Türkiye’de milyonlarca kişi eşitsizliği, adaletsizliği, sömürüyü arttıran koşullara her geçen gün daha fazla itilmekte, emeğinin gerçek değerinin çok altında ücretlere “ölümüne” çalıştırılmaktadır.

Emeğin tablosunu daha karartan politikaların aratarak devam ettiği bu süreçte genel çalışma koşullarını ve ücret seviyesini doğrudan etkileyen asgari ücret mücadelesi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Giresun  KESK Şubeler Platformu olarak, emeği ile geçinen tüm kesimlerin ortak mücadelesi ile püskürtülecek saldırılara karşı üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye, asgari ücretin yoksulluğun değil, insanca yaşamın ücreti olmalısı mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.05.01.2015

Hayri ŞENEL - KESK Dönem Sözcüsü - Eğitim Sen Şube Başkanı