Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Mobbing davası beraatle sonuçlandı
24 Ekim 2014, 03:29

Mobbing davası beraatle sonuçlandı

Görele Devlet Hastanesi eski başhekimi tarafından mobbinge uğradıkları iddiası ile açılan davanın bugün görülen duruşmasındaki mahkeme kararında başhekime beraat verildi

Mobbing davası beraatle sonuçlandı

Görele Devlet Hastanesi eski başhekimi tarafından mobbinge uğradıkları iddiası ile açılan davanın bugün görülen duruşmasındaki mahkeme kararında başhekime beraat verildi.

Davacı personel yerel mahkeme kararını yüksek yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Dönemin başhekimi H.İ.U. tarafından mobbing’e uğramış olan başhekim yardımcısı Dr.Muhittin Emanetoğlu mahkeme kararı karşısında duygularını şöyle ifade etti;

“Görele Devlet Hastanesi eski Başhekimine açtığımız davanın üzerinden yaklaşık 2,5 yıl geçti ve nihayet bugün sonuçlandı.

Cumhuriyet Savcısı dört sayfalık mütalaasında Başhekimin görevi kötüye kullanmaktan ve çalışma hürriyetini engellemekten (mobbing) dolayı ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti.

Çok kısa bir söz almalardan sonra karar verildi...

"Beraatine karar verdim. Dava bitmiştir."

Davanın sonucunda verilen kararın kısalığı dosyaya verilen değerle aynı orandaydı sanırım...

Aslında davanın sonucu yüreklerde istenen gibi değil ama beklendiği gibiydi...

Eee şimdi ne mi olacak???

Biz kazansaydık onlar Yargıtay'a temyize gideceklerdi şimdi biz gideceğiz...Yargıtay'da ne olur bilinmez ama bildiğim tek şey var...O da; nereye kadar giderse oraya kadar gideceğimizdir...

Yargıtay var,olmazsa Anayasa Mahkemesi var o da olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var...Yani bizim açımızdan bir sıkıntı yok. Sanık sandalyesinde oturanlar biz değiliz,onlar düşünsünler.

Sevgili dostlarım sakın üzülmeyin.Hayırda şer,şerde hayır gizlidir...Adalet er yada geç, öyle veya böyle tecelli eder. Herşeyden kaçabilirsiniz ama Allah'ın adaletinden kaçamazsınız...

Hepinizi çok seviyorum... Durmak yok yola devamm”dedi.

GÖRELE DEVLET HASTANESİNDE MOBBİNG  İDDİASI...HABERİ

GÖRELE DEVLET HASTANESİ ÇALKALANIYOR,ÇALIŞANLAR HUZURSUZ...

http://www.gorelesol.com/haber/haber_detay.asp?haberID=9216

MOBBİNG ADLİ SUÇTUR

Mobbing idarî değil adlî bir suçtur.

Mobbing, Türkiye’ de çok bilinen bir kavram olmamakla birlikte 1980’ li yıllardan sonra Alman asıllı İsveçli bilim adamı Dr. Heinz Leymann tarafından ortaya atıldı. ’’İş dünyasında psikolojik baskı’’ anlamına gelir. Bu sözcüğün Türkçesi ise ’’bezdiri’’dir, yani bezdirme…

Mobbing bir kavram ve sorun olarak tanınmaya başladıkça dikkatleri üzerine çekmiş, iş hayatındaki sorunlar arttıkça daha anlaşılır olmaya başlamıştır. Mobbing, sadece kamu görevlilerini değil tüm çalışanları ilgilendiriyor. İş yerinde psikolojik tacize maruz kalan çalışandan verim beklenemez. Performansı amirlerin kişisel ihtiraslarına kurban edilmiş çalışan, hem ailesi hem de toplum açısından bir kayıptır.

177 maddeden oluşan 1982 Anayasası’ nın daha 10. maddesinde herkesin kanun önünde eşit olduğu vurgulanmıştır. Aynı şekilde İş Kanunu’ nun 5. maddesinde ’’İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. İşveren, işçilere farklı işlem yapamaz.’’ denilmekle birlikte mezkûr kanunda mobbingle ilgili birçok madde bulunmaktadır.

Devlet memurlarının tabi olduğu 657 sayılı kanunun 10. maddesinde ’’Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır.” denilmektedir. Aksi bir durumda  657 sayılı DMK’ nin 21. maddesinde ’’Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmî ve şahsî işlerinden dolayı müracaat, amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idarî eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler.” yer almaktadır.

Görüldüğü üzre mobbing idarî değil adlî bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’ nun 105. maddesinde ’’Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.’’ Aynı kanunun 109. maddesinde ’’Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Kişi; fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kamu görevinin sağladığı nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.’’ denilir ki mobbing de bu kategoride değerlendirilmektedir. Bu sebeple üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’ nda mobbingle ilgili ağır maddeler bulunmaktadır. İşte bunlardan biri de 122. maddedir: ’’Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.’’ 94. maddede ’’ Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel/ruhsal yönden acı çekmesine, algılama/irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ denilmektedir.

Mobbinge maruz kalmış kişiyi korumak ise anayasamıza göre yine devlete düşmektedir. Anayasanın 5. maddesinde ’’ Kişilerin, toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.’’ devletin temel görevi olarak gösterilmiştir. Bireysel çözüm arayışında olanlar ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi ALO 170’ i arayarak psikologlardan yardım almaktadırlar. Ancak yukarıda sayamadığım yaklaşık 50 kanun maddesiyle birlikte Kabahatler Kanunu’ nda, Türkiye’ nin taraf olduğu birçok uluslararası antlaşmada ve başbakanlığın İşyerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi genelgesine rağmen okullarda ve iş yerlerinde mobbing artık, üzülerek söylüyorum ki, iş dünyasının bir gerçeği haline gelmiştir. Mobbingi sineye çeken çok arkadaşımız olduğu gibi mobbingle mücadele eden de çok çalışan vardır. Örneğin 2010’ da Ankara 19. İş Mahkemesi çalıştığı kuruma top sakalla gittiği için mobbinge maruz kalan mağdurun şikâyetini haklı bulmuş ve kurumun mağdura tazminat ödemesine hükmetmiştir. Aynı şekilde Bursa’ da bir PTT müdürü Memur-Sen’ e bağlı Birlik Haber-Sen’ e üye çalışanını koruduğu ve aynı kurumda görev yapan Türk Haber-Sen ve Haber-Sen’ e üye personele ayrımcılık uyguladığı gerekçesiyle açılan davada Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi suçlu müdüre 10 ay hapis cezası vermiştir.

Değerli Kamuoyu,

Mobbing sadece kişiye uygulanmaz; tüm çalışanlara ve dolayısıyla hizmet alan tüm millete uygulanır. Mobbinge maruz kalarak psikolojik sıkıntılar çeken özel ya da kamu sektörü çalışanları ülkemize verimli olamaz. Bu yüzden mobbing aslında hepimize uygulanan adi bir suçtur. Mobbingin olmadığı, tam çalışma barışının sağlandığı kurumlar; Türkiye’ nin aydınlık yüzüdür. Sözlerime ’’Mahkeme kadıya mülk değildir!’’ diyerek son verirken tekrardan kamuoyunu Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Başkanı olarak saygıyla selamlıyorum.

Yücel ÖNDER - Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Başkanı

Heinz Leyman’ın Hediyesi: Mobbing

Nedir bu mobbing? Bu aralar gittikçe sık duyar olduk. Mobbing, iş yaşamında düzenli, tekrar eden ve kasıtlı olan, çalışanın onurunu zedeleyici bir psikolojik terör davranışı olarak tanımlanıyor. Özellikle kötü yönetilen kurumlarda, monotonluk, stres, adaletsiz iş dağılımları ve takım çalışmasının zorlukları gibi faktörler mobbing fırsatçılarına yardımcı oluyor. Buna sürekli nasihat eden ancak kendisi tam tersini yapan yöneticileri de eklersek durumun vahameti daha da çok ortaya çıkıyor.

Mobbing ifadesini ilk kez 1963 yılında Konrad Lorenz isimli Avusturyalı davranış bilimci kullanıyor. Lorenz bu kavramı araştırmalarında hayvanların savunma mekanizmaları üzerine çalışırken kullanıyor. Kavramların insanları içine alacak şekilde kullanımı 1969 yılında İsveçli bilim adamı  Peter Paul Heinemann tarafından oluyor. Mobbing’in bugünkü anlamda iş yaşamını kapsayacak şekilde  kullanımını ise Almanya’dan göç eden İsveçli Bilim adamı  Heinz Leymann önümüze sunuyor. Heinz Leyman ilk araştırmalarını 1970 yılların sonlarında gerçekleştiriyor.

Leyman, Mobbing’i, iş yaşamında düzenli, tekrar eden ve kasıtlı olan, çalışanın onurunu zedeleyici bir psikolojik terör davranışı olarak tanımlıyor.

Günümüzde çalışan boyutu aşılmış durumda mobbing ile herkes karşılaşabilir durumda. Mobbing artık sadece iş yaşamında değil, okullarda sokakta hatta artık insanın olduğu her yerde denebilir. Sistematik olarak gerçekleşen ve sadece kişiden kişiye değil, topluluklar tarafından kişilere yönelik bir saldırı da olabiliyor.

Yurtdışında yapılan araştırmalarda mobbing uygulamalarının iş yaşamında %50’nin üzerinde patronlar tarafından ya da üst düzey yöneticiler tarafından gerçekleştirildiğini gösteriyor. Buna karşın, alt düzeyde çalışandan yöneticilere yapılan mobbing oranı ise %2 civarında. Bu insana hemen yetkilerin yetkilerini insanların onurlarını zedeleyici bir biçimde kullanmalarını düşündürüyor.

Yapılan mobbing araştırmaları, sebepleri incelerken bir taraftan yapısal faktörlere bakarken diğer taraftan da Mobbing’e uğrayan kişinin kişisel özellikleri üzerinde yoğunlaşıyor. Birçok araştırmacı mobbing kurbanlarını çekingen ve itaatkar yapıda insanlar olarak tanımlıyor. Fakat sürecin karmaşık bir psikoljik süreç olması, sebebin sadece kişilik özellikleri değil Mobbing’e maruz kalınan olayla da ilintili olduğunu gösteriyor. Hatta Heinz Leymann herkesin mobbing yapabilecek potansiyelinin olduğunu savunuyor.

Özellikle kötü yönetilen kurumlarda, monotonluk, stres, adaletsiz iş dağılımları ve takım çalışmasının zorlukları gibi faktörler mobbing fırsatçılarına yardımcı oluyor. Buna sürekli nasihat eden ancak kendisi tam tersini yapan yöneticileri de eklersek durumun vahameti daha da çok ortaya çıkıyor.

Mobbing ile ilgili okumalar yaparken fark ettiğim temel durum şu oldu: Temelinde ötekileştirme mevcut ve bu durum günümüzün hastalığı. Kendimizce doğrularımız var. Kurumlar tarafindan, bizim gibi düşünmeyen faaliyette bulunmayan herkes, farkında olmadan öteki konumunda. Ayrımcılık evet, burada her alanda ayrımcılıktan bahsediyoruz. Senin gibi düşünmeyeni engeli bir şekilde ortadan kaldırma eylemi… “Çoğunluk haklıdır” yanılgısından kurtulamadığımız sürece mobbing her zaman toplumda var olacak. Önerim şu: Eğer Mobbing’ten kurtulmak istiyorsak her alanda adaletten yana olmalıyız.

Haber : Ali Dursun www.gorelesol.com

Haberi Ekleyen: Görman Hesler

Bu haber 1277 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Görele

Oto Faresi Tutuklandı

Oto Faresi Tutuklandı Görele’de çalışan oto faresi, oto boya ustası Mehmet Türkmen tutuklandı.

Görele Halkı Kazandı

Görele Halkı Kazandı Hastane branşlarına doktorlar gelmeye başladı.

Çöp Eylemine Ara Verildi

Çöp Eylemine Ara Verildi Çavuşlu çöp eylemine 15 gün ara verildi.

Görele'de İmar Vurgunu

Görele'de İmar Vurgunu Akpli Başkandan Görele'de İmar Vurgunu

Yeğen Katili Oldu

Yeğen Katili Oldu Öz yeğenini bıçaklayıp öldürdü

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss